Londra’da University of Arts okulu öğrencileri 19 Mart Perşembe gününden bu yana okulun danışma bölümünü işgal ederek, bazı derslerin iptal edilmesine yönelik görüşmeleri protesto ediyor.
The Guardian muhabiri Rebecca Ratcliffe’in haberine göre eğitimin ticarileşmesine karşı üniversitelerde eylem ve hareketlilik gittikçe artıyor.
Çeviri:Melda Şener
Bu eylem dünyanın çeşitli üniversitelerinde artan hareketliliğin yalnızca bir örneği. Üniversite çalışanlarının ve öğrencilerinin eylemlerinde sebepler genelde kurumlardaki çalışma şartları ve yönetimdeki şeffaflık. Ancak en büyük mesele üniversitelerin finansal önceliklere yer vermesiyle yüksek öğrenimin ticarileşmesi.
Ratcliffe, son dönemde eylemlerin sürdüğü Kanada’da University of Toronto ve York University, İngiltere’de London School of Economics and Political Science (LSE) ve Hollanda’da University of Amsterdam okullarından eylemlerde yer alan öğrenci ve çalışanlarla konuşmuş:
University of Toronto’da eğitimin çok önemli bir parçasını oluşturan asistanlar ve yüksek lisans öğrencileri, ücretlerinin ihtiyacın çok altında olması sebebiyle 3 haftadır grev yapıyor.
Üniversitede standart olarak yüksek lisans öğrencilerini destekleyen fon 7 senedir artmıyor bu durum ve hem çalışan hem araştırma yapan yüksek lisans öğrencilerini yoksulluk sınırının altına mahkum ediyor. Üniversite yönetimi, mali sıkıntılara çözüm bulmak yerine, okula özellikle uluslararası kontenjan artırımıyla daha fazla öğrenci alarak kârını arttırmaya çalışıyor. Akademik hayattaki emek sömürüsüne yol açan olumsuz durumları müzakere etmek üzere yönetime yapılan son çağrı da görmezden gelindi. (Omar Sirri, Siyaset Bilimi Yüksek Lisans Öğrencisi)
York University’de öğretim görevlileri, araştırma görevlileri ve sözleşmeli personel 3 Mart’tan bu yana grev yapıyor. Sebepler çeşitli; ücretlerin artması, eğitim harçlarındaki artışın ücretlere orantılı olarak yansıması, LGBTİ bireyler için daha iyi çalışma şartları.
“… Zamanının radikal bir kurum olan bu okul, artık eylemlere karşı böl ve yönet taktiği uyguluyor. 9 Mart’ta “son teklif” adı altında çalışanların grevi parçalanmaya çalışıldı. Lisans öğrencilerini de bu yönde teşvik ediyorlar. Ancak eğitim kadrosu ve öğrenciler arasındaki dayanışma aynı gücüyle devam ediyor.”
(Jessica Lee, İnsani bilimler Yüksek Lisans Öğrencisi; Darren Patrick, Çevre Bilimleri Yüksek Lisans Öğrencisi)
London School of Economics and Political Science (LSE) öğrencileri eğitimlerinin ticarileşmesine tepki olarak 18 Mart’tan bu yana merkez yönetim odasındaki işgallerini sürdürüyor.
“LSE bir neoliberal üniversite örneğidir ve şirketleşen fikir ve modellerle yönetiliyor. LSE’yi işgal eden öğrenciler olarak (OccupyLSE) özgür ve demokratik esaslarla eğitimin sağlandığı bir üniversite için hareket ediyoruz. Bu işgali sembolik olarak neoliberal düzeni kuran yönetimi aksatmak için merkez toplantı odasında yapıyoruz. Buradaki işgal ve atölyelerimizde özgür eğitim, işçi hakları, üniversite içindeki yönetim ve demokrasi, özgürlük ve etik kavramlarını vurguluyoruz. Ve işgalin gücü domino etkisi yaratıyor: Bu daha başlangıç.”
(Natalie Fiennes, Siyaset Bilimi Yüksek Lisans Öğrencisi; Ellen Lees, Sosyal Antropoloji Lisans Öğrencisi)
University of Amsterdam öğrencileri kurumun demokratikleşmesi talebiyle merkez yönetim binasını işgal ediyor. Öğrenciler yönetimde şeffaflık ve hesap verilebilirlik talep ediyor.
“Eylemlerimizi bugüne kadar pek çok kamu alanında gösterdik. Ancak sonra çalışma alanlarımızı geri alma düşüncesiyle üniversite işgallerine döndük. Buradaki şirketvari yönetim ve bürokrasiye karşı çalışma alanlarımıza sahip çıkıyoruz. Brecht’in düşüncelerinden esinlenerek reddettiğimiz bir bürokrasinin bize sağladığı alanda özgürce öğrenme ve paylaşmaya elverişli bir üniversite yaratmaya çalışıyoruz. “
(Julie McBrien, Antropoloji, Yard. Doçent)