DAİŞ çeteleri tarafından kaçırılan Êzidî iki kadın çocuklarıyla birlikte yedi aylık esir hayatın ardından kaçmayı başardı. Yaşadıkları kabus dolu günleri anlatan kadınlar çetelerin elinde hala esir kadınlar olduğunu hatırlatarak ‘artık dünya ayağa kalksın’ dedi.
R.Y., 2 çocuğu ve arkadaşı N.B. ile onun 3 çocuğuyla birlikte kaçmalarını ise şöyle anlatıyor: “Nasıl kurtulduğumu bilmiyorum ama bir an pes etmiştim. Çok susuzdum ve onlara siz gidin beni bırakın diyordum. Fakat N.B. beni bırakmadı. Şimdi eşim de kurtulmuş, bu anlamda çok mutluyum. Fakat aylarca esir alınan ve bunca acıyı yaşayan anne, baba ve çocuklar olmak üzere bir aile olarak hayatımıza nasıl devam edeceğiz bilmiyorum” dedi.
DAİŞ çetelerinin elinde hala 7 bini aşkın kadın ve çocuk esir bulunurken, kurtulmayı başaran 5 çocuk ve 2 kadın Federal Kürdistan Bölgesi’nin Duhok kentinde ailelerine kavuştu. KJA, DTK, HDK, DBP, HDP ve sivil toplum örgütleri öncülüğünde kurulan ‘DAİŞ Tarafından Alıkonulan Kadınlar için Mücadele Platformu’ üyeleri ile beraber kadınları ailelerine ulaştırmak üzere Duhok’a doğru yola çıktık. Amed’den Duhok’a doğru sabahın ilk ışıklarıyla beraber çıktığımız yolda, R.Y. çocukları R.D., H.D. ve N.B. ile çocukları S.H, R.H ve S.H.’nin esir düştükleri dönemlerde yaşadıkları acı tabloyla yüzleştik.
Yollar ölü doluydu
DAİŞ tarafından 2 çocuğuyla beraber yedi aydır esir alınan ve yaşadıklarını “sonu gelmeyen bir kabus olarak” nitelendiren R.Y., “Bir gün ansızın 200’e yakın çete evimizi bastı ve bizi esir aldı. Kaçmaya çalışanları öldürdüler. Bu yüzden yollar ölü doluydu” diyor. Kaçırıldıktan sonra 300 kadın ve çocuğun bir bodrum katına kapatıldığını söyleyen R.Y. şöyle devam ediyor: “Çok havasız ve sıcaktı. Çocuklarım sıcaktan kusuyordu. Hepimiz ayakta durmak zorundaydık çünkü o bodrum katına sığmıyorduk.”
Eşinize götüreceğiz dediler
Bodrum katında 20 gün kaldıktan sonra Kesra Mıhaba Köyü’ne götürüldüklerini söyleyen R.Y. daha sonra çetelerin kendilerine ‘hazırlanın sizi eşlerinizin yanına götürüyoruz’ diyerek arabaya bindirdiklerini söylüyor. R.Y., “Rakka’ya vardık. Sonra bir sabah grubun içinden 10 kişi seçtiler. Bunların içinde ben ve çocuklarım da vardık. Bizi bir evin içine koydular, sonra bir baktık ‘koca’ diye kendi çetelerinden kişileri getirmişler” dedi.
Hala ellerinde kadın ve çocuklar var
N.B. ise kızları S.H, R.H ve bir buçuk yaşındaki oğlu S.H. ile beraber yaşadıkları korku dolu anları “Defalarca satıldım ve tecavüze uğradım. Hamile kalmamak için birçok yöntem denedim. Komşulara yalvarıp hap istiyordum. Bana sürekli, ‘Kürdistan’ın seviyor musun?’ diye soruyorlardı. Her defasında ‘evet seviyorum’ diyordum ve bu yüzden dayak yiyordum. Çocuklarıma da aynı soruyu sorup dövüyorlardı” sözleri ile anlatıyor. Çatışmaların şiddetlendiği sırada kara çarşaf giyerek, R.Y. ve onun çocuklarıyla kaçtığını söyleyen N.B., “Bir şekilde bilmediğimiz bir yöne doğru kurtulma umuduyla kaçtık. Pes ettiğimiz an öldürüleceğimizden emindik. Çocuklarımın yüzündeki o çaresizlik ve yaşama olan inancı aklımda hiç gitmiyor. Saatler süren koşmanın ardından Kobanê’ye ulaştık. Bizi YPG/YPJ karşıladı. DAİŞ’in elinde çok kadın var onların kurtarılmasını istiyorum. Lütfen birileri bizi kurtarsın, dünya ayağı kalksın” dedi.
Zehra Doğan/ Özgür Gündem