Mavi yakalıların sadece erkek işçilerden oluştuğu, mavi yakalı erkek işçilerin potansiyel tacizci-tecavüzcü olduğu ve kadınların giyiminin kadınlara yönelik suçların bahanesi olarak görüldüğü Kiğılı’nın kılık kıyafet yönetmeliği hatırlatması tepkiler üzerine geri çekildi.
Kiğılı kadın çalışanlarına gönderdiği kılık-kıyafet yönetmeliği hatırlatmasında, aynı anda birden fazla çam devirdi.
Kiğılı tarafından kadın çalışanlarına gönderilen kılık- kıyafet yönetmeliğinde şu ifadeler yer aldı: “Değerli Çalışma Arkadaşlarımız, artan hava sıcaklıklarıyla birlikte kılık-kıyafet prosedürünü tekrardan hatırlatmak istedik. Aksesuar, saç bakımı, dekolte, etek boyu ile ilgili kurallar, kılık-kıyafet prosedürümüzde açıkça belirtilmiştir. Mavi yaka çalışma arkadaşlarımız ile birlikte çalıştığımız için özellikle dekolte, etek boyları konusunda aşırıya kaçılmaması ve basen dikkat çekmeyecek şekilde giyinilmesi gerektiğini bilgilerinize sunarız. Sevgi ve Saygılarımızla.”
Mavi yakalıların sadece erkek işçilerden müteşekkil olduğu düşüncesiyle kaleme alınan kılık kıyafet yönetmeliği hatırlatmasında kol emeğiyle çalışan mavi yakalı işçiler bir tür potansiyel tacizci- tecavüzcü olarak resmedildi.
Türkiye’de 36 yaş ortalamasıyla mavi yakalıların yüzde 83’ü erkek, yüzde 17’si kadınlardan oluşuyor. Mavi yakalılarda kadın oranı, maden-metal sektöründe yüzde 5.6, teknolojide yüzde 6.9, otomotiv yan sanayide yüzde 8.7, kimyada yüzde 11.1 ve üretimde yüzde 13.7. Mavi yakalı kadın emeğinin yoğun olarak kullanıldığı tekstil sektöründe ise, söz konusu oranın çok daha yüksek olduğu biliniyor. Kiğılı da bu kategoriye giriyor. Cinsiyetçi bir zihniyetle kaleme alınan Kiğılı’nın açıklaması, kendi mavi yakalı işçi gerçekliğine de aykırı.
Dünyada ve Türkiye’de yapılan araştırmalar kadınlara yönelik cinsiyetçi suçlarda mavi yakalı ile beyaz yakalı erkek işçiler arasında dikkate değer bir fark olmadığını ortaya koyuyor. Kiğılı’nın açıklaması düşük gelirli ve daha az eğitimli işçilerin daha fazla cinsiyetçi olduğu yolundaki egemen cinsiyetçi ve sınıfçı anlayışı da çarpıcı şekilde gösteriyor.
Açıklamanın çok daha fazla tartışmalı olan yanı kadınların giyiminin kadınlara yönelik suçların bir tür bahanesi olarak resmedilmiş olmasıdır. Kadınların giyiminin “tahrik edici” olduğu iddiasının bütünüyle spekülatiftir. Arkasında yatan anlayış ise cinsiyetçiliktir.
Firmadan kurumsal açıklama: bir kişinin inisiyatifinde yazılmış
Konuya ilişkin Kiğılı’dan yapılan kurumsal açıklamada da “Kiğılı markasını temsilen bir kişinin inisiyatifinde yazılmış, onayımız dahilinde olmayan ve haddini aşan ifadelerle dolu bu açıklama metni için oldukça üzgün olduğumuzun altını çizmek isteriz” denildi.
Yapılan açıklamanın tamamı şöyle:
“Kıyafet Yönetmeliği Hakkında” başlıklı bilgilendirme içeriğimizin çeşitli sosyal medya platformlarındaki paylaşımına ilişkin bir açıklama yapma gereği duyuyoruz. Kılık kıyafet prosedürümüzü her yıl olduğu gibi bu sene de sezonsal değişimlerden ötürü anımsatmak istedik. Ancak Kiğılı markasını temsilen bir kişinin inisiyatifinde yazılmış, onayımız dahilinde olmayan ve haddini aşan ifadelerle dolu bu açıklama metni için oldukça üzgün olduğumuzun altını çizmek isteriz.
Bu yaklaşımımız doğrultusunda kurum kültürümüzle asla bağdaşmayan ilgili ifadelerin kullanımına yönelik gereken yaptırımı en kısa sürede alıp gereken tüm prosedürleri uygulamış bulunmaktayız. Kurulduğumuz ilk günden bu yana “eşitlik” ilkesi doğrultusunda hareket ediyor ve tüm iş süreçlerimizi bu şekilde gerçekleştiren bir marka olarak tüm çalışma arkadaşlarımızı önemsiyoruz.
Eşitlikçi yaklaşımımızı ürettiğimiz ürünlerin etiketlerine dahi yerleştirirken, böyle bir açıklamanın kurumumuza bu şekilde yansımasını üzülerek takip ediyoruz. Kurum kültürümüzü oluşturan değerlerin en başında gelen “insana ve insan haklarına saygı” kavramından vazgeçmeden tüm iş süreçlerimizi yönettiğimizin altını bir kez daha çizmek isteriz. Kiğılı ailesi olarak, böyle bir gündemle kamuoyunu meşgul ettiğimiz için özür dileriz.”