Mersin Emek ve Demokrasi Platformu, 1955 yılında gerçekleştirilen 6-7 Eylül Pogromu’na ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi. Mersin Emek ve Demokrasi Platformu Dönem Sözcüsü Dr. Mehmet Antmen, “6-7 Eylül katliamı gibi acı olayların yaşanmaması için demokrasi dışında bir seçenek yok” dedi.
Mersin Emek ve Demokrasi Platformu, İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesi’nde, İstanbul’da yaşayan Rum azınlığa karşı 1955 yılında gerçekleştirilen 6-7 Eylül Pogromu’na ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, “6-7 Eylül katliamını unutmadık, unutturmayacağız” pankartı açıldı. Açıklamayı Mersin Emek ve Demokrasi Platformu Dönem Sözcüsü Dr. Mehmet Antmen okudu.
Bu topraklarda 6-7 Eylül katliamı gibi acı olayların hep yaşandığını ve yaşanmaya da devam ettiğini dile getiren Antmen ”Bu durum: iktidara gelen hükümetlerin, kendisi gibi düşünmeyen tüm muhalifleri düşman ve vatan haini ilan etmesinin sonucudur” dedi.
‘6-7 Eylül katliamını devlet organize etti’
Emek ve Demokrasi Platformu Dönem Sözcüsü Dr. Mehmet Antmen, İstanbul’da yaşayan Rum azınlığa karşı 1955 yılında gerçekleştirilen 6-7 Eylül olaylarında, 5.000’den fazla taşınmazın tahrip edildiğini, milyonlarca dolarlık malın sokaklara saçılıp, yağmalandığını; 4.214 ev, 1.004 işyeri, 73 kilise, bir sinagog, iki manastır, 26 okul ile aralarında fabrika, otel, bar gibi yerlerin bulunduğu 5.317 mekânın saldırıya uğradığını, 400 civarında kadının tecavüze uğradığını ve 30 civarında Rum’un katledildiğini açıkladı.
Atatürk’ün Selanik’te doğduğu evin bombalandığını iddia eden yalan haberlerle tetiklenen olaylarda sonradan yakalanan bir Türk konsolosluk yetkilisinin, bombayı olayları kışkırtmak için kurguladıklarını itiraf ettiğini hatırlatan Antmen şöyle devam etti:
“1988-1990 yılları arasında MGK genel sekreterliği yapan Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu’nun itiraf ettiği gibi derin devletin birlikte yürüttüğü bir organizasyon olarak yaşama geçirilmiştir.
Aslında 66 yıl öncesine bakıldığında daha sonra meydana gelen Maraş, Sivas, Çorum olayları, 6-7 Eylül’den 40 yıl önce gerçekleştirilen Ermeni katliamı da benzer nedenlerle bizzat devlet tarafından organize edilmiş ama her seferinde devlet kendisini aklamaya ve suçu bir başka odağa yüklemeye çalışmıştır.
6-7 Eylül olaylarında da Demokrat Parti iktidarının tezgahları sonucunda komünistler suçlanmış, aralarında Aziz Nesin, Nihat Sargın, Kemal Tahir, Asım Bezirci, Hasan İzzettin Dinamo ve Hulusi Dosdoğru’nun bulunduğu yaşayan fişlenmiş komünistler ile ölmüş dört komünist hakkında dava açılmıştır. Dava beraatle sonuçlanmış ve tutukluların çoğu Aralık 1955’te serbest bırakılmıştır. 1956 yılında muhalefeti baskı altına almak için Basın ve Toplantı Yasası’na getirilen kısıtlamalar da büyük ölçüde 6-7 Eylül olaylarıyla gerekçelendirilmiştir. Yani 66 yıl öncesine bakıldığında bugünkü politikaların o gün de geçerli olduğu ve iktidarların muhalefeti baskı altına almak için her yolu mubah gördüğü bir yol izlenmiştir.
Yine 66 yıl önce uygulanan kontrgerilla olaylarına hükümetlerin bakışı bugünkünden çok farklı değilmiş zira Atatürk’ün Selanik’teki evine bomba attığı iddia edilen Selanik Üniversitesi Siyasal Bilgileri öğrencisi Oktay Engin daha sonra gıyabında mahkûm edilmiştir, ancak 22 Şubat 1992 – 18 Eylül 1993 tarihleri arasında Nevşehir Valiliği’ne getirilmiştir.”
‘Kendisi gibi düşünmeyen herkesi vatan haini ilan ediyorlar’
Bu topraklarda bu tür acıların hep yaşandığını ve yaşanmaya da devam ettiğini dile getiren Antmen ”Bu durum: iktidara gelen hükümetlerin insan hakları, demokrasi, özgürlük, eşitlik ve bir arada yaşam ilkelerine inanmamaları, iktidara gelene değin demokrasi havarisi kesilmelerine rağmen iktidar olduktan sonra bu iktidarı kaybetmemek için her türlü anti demokratik yöntemi uyguladıkları, kendisi gibi düşünmeyen tüm muhalifleri düşman, vatan haini olarak ilan eden anlayışlarının sonucudur. Oysa insanlık tarihi bu tür anti demokratik uygulamalar ile hiçbir diktatörün iktidarını sonsuza değin sürdüremediğini, tüm diktatörlerin kendi hazırladığı anti demokratik uygulamalar ile kendi sonlarını hazırladığı örneklerle doludur. Bu nedenlerle 66 yıl önce yaşananlardan ve sonrasında tekrarlanan katliamlardan ne kadar ders aldığımız çok önemlidir” diye belirtti.
İnsanların tarihten ders çıkarmaları gerektiğini ve günümüzde bu tür acı olayların yaşanmaması için demokrasi dışında bir seçeneklerinin olmadığını ifade eden Antmen, bu anlamda özgür ve demokratik bir Türkiye mücadelesine devam edeceklerini söyledi.