Tarım ORKAM-SEN, artan orman yangınlarına ilişkin açıklama yaparak “Görevi ormanları koruyup kollamak ve gerekli tedbirleri almak olan Bakanlık ve Orman Genel Müdürlüğü, yangına etkili müdahale etmedikçe canlılar ve yaşam alanları için oluşan tehlike gün geçtikçe büyümektedir” dedi.
Tarım ve Ormancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası (Tarım ORKAM-SEN) artan orman yangınlarına ilişkin sendika merkezinde basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, Tarım ORKAM- SEN Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyeleri katıldı.
Toplantıda konuşan Tarım ORKAM-SEN Genel Başkanı Ahmet Keleş, küresel iklim değişikliğinin büyük bir kuraklık felaketiyle devam ettiğini vurgulayarak, “Ekosistemin en önemli parçası olan ormanlarımız, yaşam alanlarımız ülkemizin dört bir yanında cayır cayır yanmaktadır. Yangının büyüklüğü sadece orman alanları ve içindeki canlılar için değil; orman içinde ve çevresinde yaşayan insanlar için de büyük tehdit oluşturmaktadır” dedi.
Gerekli tedbirler alınmalı
İnsan eliyle yaşanan tahribatın bedelini milyonlarca canlının ödediğine dikkati çeken Keleş, iktidarı eleştirdi. Ekonominin gerçek yüzünün yangına müdahalede gerekli olan hava araçlarının yokluğundaki aciziyetle ortaya çıktığını vurgulayan Keleş, “İktidarın umarsız savurganlığıyla kullandığı uçakların yerine alınması gereken ve hayati öneme sahip yangın söndürme uçaklarının azlığı ve yetersizliği yangınlara müdahale sürecinde iyice belirginleşmektedir. Görevi ormanları koruyup kollamak ve bunun için gerekli tedbirleri almak olan Bakanlık ve Orman Genel Müdürlüğü, yangına etkili müdahale etmedikçe canlılar ve yaşam alanları için oluşan tehlike gün geçtikçe büyümektedir” diye konuştu.
“Doğa ranta feda edilmesin”
Yetersizlikler içerisinde sahaya yollanan emekçilerin bedelini canlarıyla ödediğini kaydeden Keleş, Tarım Orman Bakanlığı’nın görevlerini hatırlattı. Doğal alanların RES, HES, JES, Termik, Nükleer vb. yok edici projelere kurban edilmesinden bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini vurgulayan Keleş, şöyle devam etti: “Doğal alanların tüm canlıların ortak değeri olduğu bilinciyle, turizm, madencilik, ulaşım vb. gibi amaçlarla yandaşlara peşkeş çekilmesi uygulamalarına son verilmelidir. Doğanın sahibi değil parçası olduğumuz bilinci bir politikaya dönüştürülerek kamusal hizmetler buna göre düzenlenmelidir. Güvenlik adı altında baraj yapımı, orman katliamı, yangın çıkarma ve müdahale etmeme gibi kirli savaş uygulamalarına son verilmelidir. Doğanın rant aracı olarak görülmesi anlayışından ve ranta feda edilmesinden vazgeçilmelidir. Orman yangınlarıyla mücadele eylem planları kamuoyuna net bir şekilde açıklanmalı, gerekli ekipman eksiksiz temin edilmeli, bu konuda yapılan ihalelerde şeffaflık ilkesi gözetilmelidir.”
Orman yangınlarıyla mücadelede görevlendirilecek emekçilerin yıl boyu istihdamı ve iş güvenliği tedbirleri alınması gerektiğini ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini kaydeden Keleş, sendikalar, çevre örgütleri ve halkın katılımıyla Kuraklıkla Mücadele Eylem Planı hazırlanması gerektiğini belirtti. Keleş, ranta açılan ve ormansızlaştırılan alanların yeniden doğal yapısına uygun yeşil alana dönüştürülerek, tahribatın giderilmesi gerektiğini vurguladı.