Anayasa Mahkemesi, 15 Temmuz Darbe Girişimi esnasında “darbe teşebbüsünü ve terör eylemlerinin bastırılması kapsamında hareket eden kişilerin fiillerini” suç olarak kabul etmedi. AYM’nin bu kararına göre, er, erbaş ve askeri öğrencilerin boğazını keserek öldürmek hukuka uygun.
SiyasiHaber
Anayasa Mahkemesi, 15 Temmuz Darbe Girişimi esnasında “darbe teşebbüsünü ve terör eylemlerinin bastırılması kapsamında hareket eden kişilerin fiillerini” suç olarak kabul etmedi. AYM’nin bu kararına göre, er, erbaş ve askeri öğrencilerin boğazını keserek öldürmek hukuka uygun.
Anayasa Mahkemesi’nin WEB sitesinde “15 Temmuz Darbe Teşebbüsüne Karşı Koyan Sivillerin Bu Eylemleri Nedeniyle Sorumluluklarının Bulunmamasına İlişkin Kuralın Anayasa’ya Aykırı Olmadığı” başlığı altında yapılan basın duyurusunda, “15 Temmuz darbe teşebbüsü ve terör eylemlerinin bastırılması kapsamında hareket eden kişilerin bu fiilleri nedeniyle hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluklarının doğmayacağına ilişkin kuralın şekil ve esas bakımından Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine karar vermiştir.” İfadelerine yer verildi.
15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından darbe girişimi esnasında vahşet görüntüleri sergileyen sivillerin korunması maksadıyla 11 Kasım 2016 tarihinde çıkarılan bir kanunla 6755 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’de değişiklik yapılmıştı. Bu değişiklikle resmî bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına veya resmî bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden kişilerin bu fiilleri nedeniyle hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluklarının doğmayacağı öngörülmüştür.
CHP, darbe girişimi esnasında, er, erbaş ve askeri öğrencilerin boğazının kesilmesi de kapsayan, darbe girişimi esnasında vahşet fiilleri sergileyen sivillerin korunmasına yönelik değişiklik içeren ilgili kanunun 37’inci maddesinin 2’ci fıkrasının iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapmıştı.
Başvurusunda CHP, değişiklik yapılan kuralın af niteliği taşıdığını, bu nedenle TBMM’de kabulü için üye tam sayısının beşte üç çoğunluğunun aranması gerektiği belirtilerek şekil bakımından; başta yaşam hakkı ve işkence yasağı olmak üzere birçok temel hak ve özgürlüğü ölçüsüz biçimde sınırladığı belirtilerek de esas bakımından Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürmüştü.
CHP’nin başvurusunu görüşen Anayasa Mahkemesi, yapılan değişikliğin Anayasa’ya aykırı olmadığına karar verdi. Karar Anayasa Mahkemesi’nin WEB sitesinde basın duyurusu olarak yayımlandı.
Anayasa Mahkemesi: Suç yok ki af olsun!
Yayımlanan Anayasa Mahkemesi kararında, yapılan değişikliğin şekil bakımından “af niteliğinde” olup olmadığının incelendiği belirtilerek şu ifadelere yer verildi:
“Genel af ya da özel aftan söz edebilmek için öncelikli koşul bir suçun varlığıdır. Dava konusu kural ise herhangi bir suça ilişkin olmayıp her türlü fiilin değil sadece darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamındaki fiillerin cezai sorumluluk oluşturmayacağını belirtmektedir. Dolayısıyla suç teşkil eden fiillerin kural kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.
Af niteliğini haiz olmayan kuralın yer aldığı Kanun’un kabulü için Anayasa’nın 87. maddesinde düzenlenen nitelikli çoğunluğun gerekli olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Toplantı ve karar yeter sayısı bakımından Anayasa’nın 96. maddesine tabi olan Kanun’un son oylaması Anayasa'da öngörülen çoğunlukla yapılmıştır.”
“Egemenlik hakkına sahip çıkan vatandaşlar”
Anayasa Mahkemesi bugün yayımlanan kararında başvurunun esas yönünden yapılan incelemesinde, “Kanun koyucunun (…) uygulamada ortaya çıkabilecek birtakım tereddütleri gidermek ve bu kapsamda kuralla [yapılan değişiklikle – Siyasi Haber] egemenlik hakkına sahip çıkan vatandaşların herhangi bir zarara uğrama ihtimalini baştan bertaraf etmek amacıyla anılan düzenlemeyi yapma ihtiyacı duyulduğu” değerlendirmesi yapılarak şu ifadelere yer verildi:
“Darbe teşebbüsünde saldırının kapsamının büyüklüğü, yaygınlığı, saldırıyı gerçekleştiren kişilerin önemli bir kısmının kamu görevlisi olması, esas itibarıyla saldırının yöneldiği hedefin bireyler değil devlet ve hükümet güçleri olması gibi istisnai ve sıra dışı birçok faktör gündeme gelmiştir. Bu itibarla kanun koyucunun anılan istisnai ve sıra dışı özellikleri nedeniyle uygulamada ortaya çıkabilecek birtakım tereddütleri gidermek ve bu kapsamda kuralla egemenlik hakkına sahip çıkan vatandaşların herhangi bir zarara uğrama ihtimalini baştan bertaraf etmek amacıyla anılan düzenlemeyi yapma ihtiyacı duyduğu anlaşılmıştır.
Öte yandan dava konusu kural bir yargılama engeli getirmemektedir. Haksızlık oluşturduğu ileri sürülen fiiller için yapılacak incelemede söz konusu fiilin kuralın getiriliş amacı kapsamında işlenip işlenmediğinin değerlendirileceği ve varılan sonucun anılan kapsamda olmadığının tespit edilmesi hâlinde sorumluluğun gündeme geleceği kuşkusuzdur.
Hukuka uygun bir fiili gerçekleştirenlere hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluk yüklenmemesinin hukuk devleti ilkesini ihlal eden bir yönünün bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan nedenlerle kuralın şekil ve esas bakımından Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine karar vermiştir.”
Kürkçü: Bu Anayasa Mahkemesi’nin kaçıncı intiharı?
Anayasa Mahkemesi’nin kararına HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü Twitter hesabından sert tepki gösterdi. Kürkçü’nün Anayasa Mahkemesi’nin kararına yönelik değerlendirmesi şöyle:
“Resmî güçlerce teslim alınmış askeri öğrencileri, er ve erbaşları boğazlarını keserek DAİŞ usulü öldürmek hukuka uygunmuş. Bu Anayasa Mahkemesinin kaçıncı intiharı?”