Hamza Yerlikaya’nın kardeşi Muttalip Yerlikaya, uluslararası derecesi olan sporculara tahsis edilen ‘şeref aylığından’ yapılan kesintilerin iadesi için açtığı davayı kazanırken diğer sporcuların başvuruları mahkeme tarafından reddedildi.
Dünya şampiyonluğu başarısı elde etmiş olan sporculara devlet tarafından şeref aylığı bağlanıyor. Yasada yer alan düzenlemeye göre şeref aylığı; dünya şampiyonluğunda başarı derecesine göre asgari ücret tutarının yüzde 140 ile yüzde 100 arasında değişen tutarlarda sporculara veriliyor. Ancak geçen yıl itibarıyla dünya şampiyonluğuna sahip pek çok sporcuya ödenen asgari ücret seviyesindeki tutar 900 TL’ye indirildi.
Sporcular; hangi gerekçeyle şeref aylığının tutarının 900 TL’ye indiği konusunda Gençlik ve Spor Bakanlığı’yla iletişime geçmeye çalışsalar da bir sonuç elde edemedi. Derece alarak Türkiye’yi uluslararası müsabakalarda temsil eden ve şeref aylığı kesilen yaklaşık 60 sporcuya adres olarak mahkeme gösterildi. Bunun üzerine pek çok sporcu konuyu yargıya taşımak zorunda kaldı. Sporcular, şeref aylığının mevzuatta belirtilen tutarlar üzerinden ödenmesi talep edildi.
Mahkemeye başvuran sporculara art arda “ret” kararları gelirken; sahte diploma skandalıyla gündeme gelen Cumhurbaşkanı danışmanı Hamza Yerlikaya’nın kardeşi Muttalip Yerlikaya hakkında farklı bir karar çıktı. 1993’te İran’da yapılan Ordulararası Dünya Güreş Şampiyonluğu’nda birinci olan Muttalip Yerlikaya’nın şeref aylığındaki kesinti üzerine Sosyal Güvenlik Kurumu’na açtığı davada mahkeme, şeref aylığından yapılan kesintinin başvuru tarihinden işletilerek yasal faiziyle ödenmesi ve şeref aylığı üzerindeki kesintinin kaldırılmasına karar verdi. Dünya şampiyonluğu başarısı elde etmiş ve şeref aylığı kesintisi olan diğer sporculara ise mahkemeden “ret” kararları verildi. Şeref aylığı kesintisi yaşayan sporcular; Yerlikaya haklı bulunurken kendilerinin haksız bulunmasına tepki göstererek bu durumun “çifte standart” olduğuna dikkat çekti.
Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı ve Vakıfbank Yönetim Kurulu Üyesi Hamza Yerlikaya'nın sporcu kardeşi Muttalip Yerlikaya'nın 'şeref aylığı' kesintisine karşı açtığı davayı kazanmasının ardından CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, aynı durumdaki başka bir sporcunun davasının aynı mahkeme tarafından reddedildiğini söyleyerek tepki gösterdi.
Asgari geçim indiriminden de yararlanmak istedi
Sahte diploma iddiasıyla gündeme gelen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Hamza Yerlikaya’nın kardeşi Muttalip Yerlikaya'ya 1993 yılında İran’da düzenlenen Ordulararası Güreş Şampiyonası’nı kazandı, 'şeref aylığı' bağlandı. Yerlikaya, Ankara 1. İdare Mahkemesi’nde ‘şeref aylığından’ yapılan kesintilerin iadesi ve asgari geçim indiriminden yararlanmak için bir dava daha açtı.
Yerlikaya’nın SGK aleyhine açtığı davada, mahkeme ‘şeref aylığından’ yapılan kesintilerin faiziyle birlikte iadesine karar verirken, asgari geçim indiriminden yararlandırılması yönündeki başvuruyu reddetti.
Öte yandan Yerlikaya ile birlikte 60 kadar sporcu da ‘şeref aylığındaki’ kesintileri iadesi için dava açtı. Davası reddedilen milli sporculardan birisi de Nuri Zengin’di. Yerlikaya’nın ‘şeref aylığındaki’ kesintilerin faiziyle iadesine karar veren Ankara 1. İdare Mahkemesi, Zengin’in davasını reddetti.
'Kardeşine de imtiyaz sağladığını gösteriyor'
CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel şunları söyledi:
“Ortaya çıkan yeni belge ve bilgiler devleti arkalayıp arpalık yapmakta Hamza Yerlikaya'nın sadece kendisine değil kardeşine de imtiyaz sağladığını gösteriyor. Bu skandal karara imza atan Ankara 1. İdare mahkemesi aynı mevzuatı, aynı dava konusunda farklı kişiler için farklı uyguladı. Muttalip Yerlikaya için itiraz kabul edilirken, Nuri Zengin için tamamen aynı mevzuat üzerinden reddedildi. İki farklı kararı veren mahkemenin başkan ve diğer hakiminin de aynı olduğu dikkat çekici. Böylece uluslararası üç şampiyonluğu olan Nuri Zengin reddedilirken, Muttalip Yerlikaya tek derece ile hak kazandı. Mahkeme aynı, hakimler, kanun, dava aynı. Sadece Yerlikaya farklı.”
‘Hakimlerin kaleminden yağ damlıyor’
“Kararın üzerinde Türk Milleti adına yazıyor ama biz kimin adına olduğunu biliyoruz. Bu hakimlerin duruma uyar bir karar yazısı için nasıl dört takla attıklarını, kanunun maddeleri fıkraları bentleri arasında nasıl kıvırdıklarını görünce tam da ‘Yargıtay hüllesi ile iki günde Anayasa Mahkemesi üyesi olacak yetenekte’ oldukları görülüyor. Maalesef Saray rejiminde bazı hakimlerin kaleminden de adaletin mürekkebi yerine yağ damlıyor. Ya soyadından torpilli bir kişiye hakkettiğinden fazla ödemeye yol verip yetim hakkına giriyorlar, ya da iki şampiyonluk daha fazlası olan bir sporcunun emeğini gasp ediyorlar. Her şeyi aynı ama sonucu farklı bu iki davada başka bir seçenek varsa deyi ver hele hakim bey."