Türkiye Etik Gazetecilik Koalisyonu (TEGK), KHK ile üniversitelerinden ihraç edilmiş olan akademisyenler Tezcan Durna, Vahdet Mesut Ayan ve Mustafa Aksoy tarafından hazırlanan “Gazeteciler için Etik Sözlüğü” yayımladı.
Türkiye Etik Gazetecilik Koalisyonu (TEGK), KHK ile üniversitelerinden ihraç edilen akademisyenler Tezcan Durna, Vahdet Mesut Ayan ve Mustafa Aksoy tarafından hazırlanan "Gazeteciler için Etik Sözlüğü" yayımladı. Sözlük, "Her devrin, her kültürel iklimin kendine has sözcükleri vardır. Bu sözcükler, kendiliğinden ortaya çıkmaz" anlayışıyla hazırlandığı belirtildi.
KHK ile ihraç edilen akademisyenler Tezcan Durna, Vahdet Mesut Ayan ve Mustafa Aksoy, TEGK tarafından yayımlanan "Gazeteciler için Etik Sözlüğü" hazırladı. Etik sözlük, toplamda 75 haber metni incelemesine dayanıyor ve 90 sözcükten oluşuyor. Sözlük kapsamında incelenen gazetelerin "iktidar yanlısı", "merkez medya" ve "sol sosyalist perspektif" olarak ayrıldığı belirtildi. İktidar yanlısı olarak Sabah, Akşam, Yeni Şafak ve Akit; merkez medya örneğinde Milliyet ve Hürriyet; sol sosyalist perspektifte yayın yapan Birgün, Evrensel ve Yeni Yaşam gazeteleri incelendi. Haber taramalarının sonucuna göre" iktidar yanlısı" olarak tanımlanan gazetelerde yabancı karşıtı ve cinsiyetçi sözcüklere daha fazla rastlandığı vurgulandı.
Sözlükte, "Adam", "Suriyeli", "Terörist", "Cani", "Darbeci", "Dış Mihraklar" gibi kelimeler tanımlandı ve "ne amaçla" kullanıldıkları bilgisi verildiği itinayla belirtiliyor.
“Her kültürel iklimin kendine has sözcükleri vardır”
Etik Sözlük'ün çıkış noktası için şöyle denildi:
"Her devrin ve her kültürel iklimin kendine has sözcükleri vardır. Bu sözcükler, kendiliğinden ortaya çıkmaz. Toplumsal iktidar mücadeleleri, o dönemin ekonomik politikaları, sosyolojik ve kültürel değişim dinamikleri bu sözcüklerin ortaya çıkışını ve anlamlarındaki yoğunlaşma ve kaymaları önemli ölçüde belirler. İktidar her dönemde çok çeşitli biçimlerde tezahür eder. Ortaya çıkan bu iktidar biçimleri, dönem içinde kullanılan, tercih edilen ve yaygınlaşan sözcükleri öne çıkarır. Bu iktidarın hegemonik hale gelmesi, bu sözcükleri halkın diline pelesenk etmesiyle mümkün olur. Sözcükler her tekrar edildiğinde, iktidarın varlığı pekişir."
Sözlükte yer alan birkaç sözcük:
Terör destekçisi: Hiçbir somut delile dayanmadan kullanılan tamlama, kişi ya da grupları hedef göstermesi bakımından kullanılmamalıdır. Genellikle muhalif kesimlerin tümü için kullanılır. Hukuki dayanaktan yoksun bir şekilde iktidar karşıtı kişi ve gruplara yöneltilen suçlamadır. Bu sayede, muhalif kesimlerin söz ve konumları kuşkulu hale getirilir.
Terörist: Sözlük anlamı “siyasi hedefleri için şiddet eylemleri yürüten kimse” olan sözcük, siyasi faaliyetleri itibarsızlaştırılmak istenen muhalif kesimlerin tanımlanmasında kullanılmaktadır. Bu sözcüğü, mahkeme kararıyla terör faaliyetlerinde bulunduğu tespit edilmeyen pek çok muhalif için hükümet yanlısı gazeteciler yaygın bir biçimde kullanmaktadır. İfadenin gelişigüzel kullanılması, hedef alınan kişi ya da gruplara karşı yargısız infazı yaygınlaştırmakta ve hedef haline getirmektedir.
Türk/Türkiyeli: Türkiye’de yaşayan ve Türk etnik kimliğine bağlı insanlar. Türkiyeli ise daha kapsayıcı bir ifade olup, etnik kimliğe vurgu yapmaktan ziyade bu coğrafyada yaşayan her türlü etnik kimliğe göndermede bulunur. Haberlerde özellikle gerekmedikçe Türk adının kullanılması, milliyetçi vurguya yol açabilmektedir. Bu nedenle gerekli gereksiz bu ifadenin kullanılması habercilik dili açısından sorunludur.
Vatan Hainleri: Son zamanlarda sıkça kullanılan bu tamlama muhalif kesim için adeta ön isim haline getirilmiştir. Hainlik kavramının neye tekabül ettiği, kimin, hangi grubun, ne sebeple hain ilan edildiği tamamen keyfi şekilde belirlenmektedir. Bu da toplum içinde belli bir kesimin düşmanlaştırılmasına ve hatta zaman zaman fiziki saldırılara maruz kalmalarına sebebiyet vermektedir.