Sosyalist yazar Mahir Sayın’dan Ayşe Kulin’in “biz Ermeniler’i durup dururken kesmedik” açıklamasına tepki gösterdi.
Mahir Sayın’ın tepkisini dile getirdiği ve kendi kişisel sayfasında paylaştığı yazısı şu şekilde:
Ermenileri çok severmiş ama durup dururken de kesmemişiz onları. Ne var ki, bu iş daha annesi doğmadan yapıldığı için de kendisini sorumlu görmezmiş. Bunun yanında Osmanlıdan da kendimizi ayıramazmışız!
Bir insanın bu kadar birbiriyle çelişen şeyi bir araya getirebilmesi için bu konuda belli bir eğitim görmesi gerekiyor esasında. Milli eğitim (eğmek fiilinden geliyor olmalı ki zihinler bu kadar eğik bükük halde) Bakanlığı’nın yıllar süren eğitiminde besbelli ki böyle bir mahareti kazanıyoruz.
Ermenileri severmiş. Niye sever acaba? Ermeni olmanın diğer milletlere göre özel olarak sevilmesi gereken bir yanı mı var? Yok tabiki. Onlar da herkes gibi insanlar. Ne toptan sevilebilirler ne toptan nefret edilebilirler. Ama Ayşe Kulin “onları durup dururken kesmemiş olmamıza” rağmen onları severmiş. Aslında bu “severim” lafı içinde sakladığı nefreti örtmenin ifadesinden başka birşey değil. Bütün ırkçıların, yabancı düşmanlarının ortak söylemidir bu. Irkçılığın ne kadar iğrenç bir şey olduğunu pekala bildikleri için bunun üstünü, nefret ettikleri , aşağıladıkları insanlarla aslında bir dertlerini olmadığını, tersine onlardan arkadaşları olduğunu, hatta toptan sevdiklerini söyleyerek örttüklerini sanırlar. Tam da bu konuşma biçimi ırkçının ırkçı olduğunu ele verir. Ayşe Kulin de bir kaç soruyla başa çıkamayıp sergilemiş genel geçer Türk ırkçılığını. Biz de son derece yaygın olmaktan belki de kanıksanır hale gelmiş olan herhangi bir insanın ırkçılığı ile yaygın okunan bir yazarın ırkçılığını asla aynı görmemek ve her yerde tekrarlayarak onu ettiği bu laflardan özür dileyecek hale getirmek gerekir.