Balyoz ve Devrimci Karargah davalarında verilen cezaları onayan dönemin Yargıtay 9. Ceza Dairesi Başkanı Ekrem Ertuğrul hakkında hapis cezası kararı verildi.
İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nde görülen davada, bir önceki celsede verdiği esas hakkındaki mütalaasını tekrarlayan Yargıtay Savcısı Mutahhar Keleşoğlu, Balyoz ve Devrimci Karargah davalarını hatırlatarak, Ekrem Ertuğrul'un "örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmekten, alt sınırdan uzaklaşılarak cezalandırılmasını" istedi.
Savcı Keleşoğlu, Ertuğrul'un, Balyoz ve Hanefi Avcı davalarında çok sayıda kişinin mağduriyetine yol açtığını, toplumun yargıya güvenini sarstığını söyledi.
Esas hakkında mütalaaya karşı savunmasını yapan tutuksuz sanık Ekrem Ertuğrul ise özetle şunları söyledi: "30 yıl süren yargılama faaliyetlerim süresince hiçbir makam, mevki, cemaat, cemiyet veya siyasiden hiçbir talimat ya da emir almadım. Dosyadaki bilgi, belgeler doğrultusunda, Anayasa ile kanunlara uygun ve vicdani kanaatime göre karar verdim. Halka hizmetin Hakka hizmet olduğuna inandım. Bilmediğim hiçbir kararı imzalamadım, hatır, gönül işi yapmadım. Bir zamanlar Yargıtay'da, 'Hatır için beraat olur, ama mahkumiyet olmaz' diye konuşulurdu. Ben ikisine de karşı çıktım, hatır için hiçbir beraat veya mahkumiyet vermedim."
Daire üyelerinin seçilmesi ve görevlendirilmesinde hiçbir telkin ve tavsiyede bulunmadığını, üyelerin kendisinden önceki dönemde belirlendiğini belirten Ertuğrul, üyelerin görüş, düşünce ve inançlarını sorgulayıp, araştırmadığını, onlarla özel sohbetler yapmadığını, müzakereler sırasında da bunların herhangi bir inanç veya görüşten yana olduklarına ilişkin bir tespitte bulunmadığını anlattı.
Ertuğrul, şöyle devam etti: "Gizliliği esas alan, bugüne kadar bildiğimiz klasik örgütlerden çok farklı bir örgütle karşı karşıya olduğumuzu nereden bilebilirdim? FETÖ'nün yapısı çok ciddi bilimsel, teknik araştırmalar ve ancak darbe teşebbüsünden sonra ortaya çıkarılabilmiştir. Sanki geçmişte de biliniyormuş gibi, 2011'de bunu öngörmediğim, yükselmek için örgütün desteğini aldığım iddia ediliyor. Hiçbir zaman yükselme motivasyonu ile hareket etmedim. Yargıtay üyesi olurken, kimsenin önünde eğilmedim. Birçok insan bu yapıyı övüp, maddi ve manevi destek verirken, ben hiçbir zaman sempati duymadım, ilgi göstermedim. İtici ve antipatik bulduğumu açıkça dile getirdim. 2007'de Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda bir çok isim Fetullah Gülen'in beraati için yarışırken, ben o dairenin üyesi olduğum halde oylamaya girmedim. Vereceğiniz karar ne olursa olsun, vicdanım rahat. Ne bilerek ne bilmeyerek bu örgüte yardımda bulunmadım."
3 yıl 9 ay hapis
Avukatı Ömer Çakır'ın savunmasından sonra son sözü sorulan Ertuğrul, "Beraatimi istiyorum" dedi. Verilen aranın ardından kararı Heyete Başkanlık yapan üye hakim Maruf Alikanoğlu açıkladı. Alikanoğlu, Ekrem Ertuğrul'un örgüte yardımdan oybirliğiyle 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldığını bildirdi.
Ne olmuştu?
Dönemin Yargıtay 9. Ceza Dairesi Başkanı Ekrem Ertuğrul’un verilen cezaları onayladığı ”Devrimci Karargah” davası, FETÖ’nün tezgahlamış olduğu, suçlama konusuyla ve birbiriyle ilgisiz birçok kişinin derdest edildiği açık bir kumpas davasıydı ve esasen Tekel direnişini destekleyen sosyalistleri hedef alıyordu. Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) kurucularından, SYKP’nin ilk Eş Genel Başkanı Tuncay Yılmaz ile yine SYKP kurucularından Mahir Sayın ve birçok sosyalist bu dava kapsamında yargılandı. Tuncay Yılmaz 2 yıl tutuklu kaldı ve dokuz yıl iki ay ceza aldı. Mahir Sayın o sırada yurt dışına çıkmış olduğu için dosyası ayrıldı. Sol örgütlere yönelik operasyonlarda yer almış ve işkenceci olmasıyla bilinen eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı da aynı davadan yargılandı ve ceza aldı.
“Balyoz” davası ise egemen güçler arasındaki bir çatışmanın sonucu olup yine FETÖ eliyle ama ordu içindeki AKP karşıtlarını tasfiye etmek için tezgahlanmıştı. Büyük çoğunluğu subay olan 365 sanıktan 325’i hükümeti devirmek için askeri darbe girişimi ile suçlanarak ağır cezalara çarptırıldı. Fakat yargılama devam ederken, 17-25 Aralık 2013’te yolsuzluk iddialarıyla ilgili ses kayıtlarının ortaya dökülmesi, silah ve cephane yüklü MİT TIRlarının durdurulması, savcılığın MİT yöneticilerini tutuklamaya kalkışması gibi olaylar üzerine FETÖ ile AKP arasındaki gerilim kan davasına dönüştü. Erdoğan 2014 başında Harbokulunda bir konuşma yaparak “kandırıldığını” söyledi ve askeriye huzurunda “günah çıkardı”. Bunun üzerine 2014 Haziranı’ndan itibaren, ceza almış olanların davaları da yeniden görülerek, “Balyoz” sanıklarının hepsi beraat ettirildi.