Lübnan’da kaçırıldıktan sonra 6 ay boyunca avukatları ve ailesi tarafından aranan ve o süreçte Ankara’da işkence altında kayıt dışı bir gözaltı sürecinde olduğu ortaya çıkan Ayten Öztürk, yaşadığı işkenceleri ilk kez mahkemede anlattı.
Lübnan Havalimanı’nda 8 Mart 2018’de gözaltına alındıktan sonra başına çuval geçirilerek Türkiyeli yetkililere teslim edilen ve özel bir uçakla Ankara’ya getirilen Ayten Öztürk, bir yılı aşkın bir süre sonra hakim karşısına çıktı ve 6 ay boyunca Ankara’da bilinmeyen bir resmi kurumda maruz kaldığı ağır işkenceleri anlatan uzun bir savunma yaptı.
BoldMedya’dan Cevheri Güven’in haberine göre Ayten Öztürk, resmi gözaltı tarihinin 28 Ağustos 2018 Ankara Terörle Mücadele Şubesi göründüğünü ancak bunun gerçeği yansıtmadığını, 13 Mart 2018’de yasa dışı biçimde bir gözaltı merkezine götürüldüğünü ve 6 ay işkence yapıldıktan sonra bir mizansenle gece yarısı açık arazide polise teslim edildiğini söyledi.
6 Ay kayıp
Türkiye’ye getirildikten sonra kayıp olduğu 6 ay boyunca yaşadığı ağır işkenceleri tüm detaylarıyla İstanbul Üçüncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde DHKP-C üyeliğiyle suçlandığı davada anlatan Ayten Öztürk, siyah transporter olaylarıyla gündeme gelen Ankara’daki gizli işkence merkezi hakkında önemli bilgiler paylaştı.
Öztürk, 13 Mart’ta gözleri kapalı biçimde Lübnanlı görevlilerce Türk yetkililere teslim edildiğini, özel bir uçakla Türkiye’ye getirildiğini söyledi. 13 Mart 2018’den 28 Ağustos 2018’e kadar geçen yaklaşık 6 aylık sürede, bilmediği bir resmi dairede tutulduğunu, kesintisiz işkenceye uğradığını anlattı.
Ayten Öztrük, ailesi Suriye kökenli Arap Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Hatay’da ailesiyle yaşayan üniversite mezunu Öztürk, ardından bir süre Suriye ardından Lübnan’da yaşadı. Şartlar ağırlaştıktan sonra bir Avrupa ülkesine gitmeye çalışırken Lübnan Havalımanı’nda gözaltına alınarak resmi prosedürlere uymaksızın Türkiye’ye teslim edildi.
‘Burası cehennemin dibi’
Öztürk, özel uçakla Türkiye’ye getirildikten sonra, kaba dayak, elektrik, cinsel ve psikolojik ağır işkencelere maruz kaldı. Yaşadıkları nedeniyle vücudunda yüzlerce yara oluştu ve 40 kilograma düştü. İnsan anatomisi hakkında eğitim gördüklerini belirten kişiler tarafından işkence gören Öztürk, bedeninin defalarca iflas ettiğini, özel bir ekip tarafından tedavi edilip tekrar işkenceye devam edildiğini belirtti. İşkence ekibinin kaldığı yeri “cehennemin dibi” olarak tarif ettiklerini belirten Öztürk, mesai saati başlayınca duyduğu seslerden, üst kattaki kadın topuğu seslerinden kaldığı yerin resmi bir dairenin bodrum katı olduğunu düşünüyor.
İşkencecilerin karşısında çırıl çıplak tutulan, jopla cinsel bölgelerine zorlama yapılan, suyla boğma, zorla besleme, parmaklarını yakma, tabut denilen kutunun içinde tutma, falaka, filistin askısı gibi onlarca işkencenin izlerini hala bedeninde taşıyan Ayten Öztürk, yaşadıklarını kaleme aldığı savunmasını mahkemeye sunarak tüm süreci kayıt altına geçirdi.
Öztürk, OHAL döneminde kaçırılıp Ankara’daki işkence merkezine götürüldüğü bilinen tek kadın. Öztürk, kadın olması nedeniyle diğer mağdurlardan farklı işkence yöntemlerine maruz kalmış. Özellikle regl dönemlerinde. Yan tarafındaki hücrelerden gelen işkence seslerine, bağırmalara, ağlamalara şahit olan Öztürk, işkencecilerin yan hücrelerde işkence görenlere “Abilerini getireyim mi?” dediklerini de duymuş.
Mustafa Özgür Gültekin’in mektubu mahkemeye sunuldu
İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’de 2014/105 esas sayılı dosya çerçevesinde yapılan duruşmada; Halkın Hukuk Bürosu Avukatları, 21 Aralık 2016 tarihinde Ankara Beştepe’de kaçırılan Rekabet Kurumu çalışanı Mustafa Özgür Gültekin’in gönderdiği mektubu Mahkemeye sundu. Kaçırılan Gültekin’in, Ayten Öztürk’le aynı yerde işkence gördüğünü belirten avukatlar, mektup ve sunulan evraklar çerçevesinde soruşturma yapılmasını talep etti.
Tutukluluk halinin devamına karar verildi
Halkın Hukuk Bürosu Avukatları tarafından savunulan Öztürk, duruşmada oldukça bitkin görünürken işkenceler nedeniyle yaşadığı sağlık sorunlarını, ömür boyu kullanmak durumunda kalacağı ilaçları anlattı. Koğuş arkadaşlarının yardımıyla yaşamını sürdürebildiğini belirten Ayten Öztürk, tahliye talep etti.
İkisi kadın üç hakimden oluşan mahkeme heyeti tutukluluğunun devamına karar vererek duruşmayı 3 Kasım 2019’a erteledi.
Ayten Öztürk’ün İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yaptığı savunmanın tam metni aynı zamanda Türkiye’ye sistematik işkencenin döndüğünün tarihi bir kaydı.