Denizli’de kurulu Zorlu Tekstil fabrikasından sendikaya üye oldukları için atılan 36 işçinin fabrika önündeki direnişleri sürerken, fabrika yönetimi çalışmakta olan işçiler üzerindeki baskılarını arttırdı. Buna rağmen fabrikadaki işçiler direnişteki arkadaşlarını destekliyor. Direnişteki işçiler bugün işverene karşı işe iade ve sendika tazminatı davası açtılar.
9 Ocak’ta işten çıkarılan (6’sı sendika üyesi olmayan) 36 işçi her gün fabrika önünde bekleyerek, sloganlar atarak işe iade edilmelerini talep ediyor ve diğer işçileri sendikalaşmaya çağırıyor. Direnişçiler, özellikle işbaşı ve iş bitimi saatlerinde, ayrıca çalışanların yemek saatlerinde çalışmakta olan işçilere yönelik “Köle değil işçiyi, birleşince güçlüyüz”, “Direne direne kazanacağız” şeklinde slooganlar atıyor. Buna karşılık içerideki işçiler de telefon ederek, el sallayarak direniştekilere destek veriyor.
İşçiler arasındaki bu dayanışmayı kırmaya çalışan Zorlu Tekstil yönetimi ise dışarıda atılan sloganların duyulmaması için yemekhanede yüksek sesle müzik çalıyor ve işçilerin kendi aralarındaki konuşmaları engellemek için tuvaletlere bile nöbetçi koyuyor.
İşveren sendikalaşmayı Bakanlık’tan mı öğrendi?
Direnişteki işçiler ve Teksif Denizli İl Temsilcisi Recep Oktay, işçilerin e-devlet üzerinden sendikaya üye olduğunun Bakanlık tarafından işverene haber verildiğini, 36 işçinin bundan dolayı işten çıkarıldığını söylüyor.
Bu da, e-devlet üzerinden sendika üyeliğinin işçi sınıfının mücadelesine ne kadar büyük zarar verebileceğini gösteriyor. Bakanlık içinden haber alma olanağına sahip patronlar, işçilerin sendikalaşmaya başladığını kolaylıkla öğrenebiliyor ve işin başındayken sendikalaşma girişiminin öncülerini işten çıkarıyor.
Zorlu Tekstil’in işten çıkardığı 36 işçi bugün işveren hakkında işe iade ve sendikalı olmaktan dolayı atılmaları nedeniyle tazminat talebiyle dava açtı.
Hergün fazla mesai
10 yıl, 16 yıldır aynı fabrikada çalıştıkları halde sendikaya üye oldukları için işten çıkarılan işçiler, işyerindeki çalışma koşullarının son derece ağır olduğunu, düzenli olarak fazla mesai yaptırıldığını, günlük olağan çalışma saatinin 12 olduğunu, patronun böylece 3 vardiyayı 2 vardiya haline getirdiğini söylüyor. Yaklaşık 800 işçinin çalıştığı fabrikada işçiler sürekli olarak daha kısa sürede daha fazla üretim yapmaya zorlanıyor ve birbiriyle rekabete sokuluyor. Diğer işçilere göre biraz daha fazla üretim yapanlara ise ikramiye veya prim yerine gofret ve çikolata veriliyor.
Siyasihaber.org / Denizli