İstanbul İkitelli Uluslararası Sağlık Hizmetleri Yatırım ve İşletme A.Ş. tarafından, Kamu-Özel ortaklığı modeli ile kurulan İkitelli Entegre Sağlık Kampusu Projesi’ne ilişkin, TMMOB ve TTB tarafından bugün bir basın açıklaması gerçekleştirildi.
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Karaköy binasında TTB İstanbul Tabip Odası, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi’nin “Bizler mimarlar, şehir plancıları ve tabip odaları olarak bu projenin paydaşı değiliz. O nedenle bizlere gönderilen bilgilendirme dokümanı ile ilgili görüşümüzü kamuoyuyla paylaşarak ilgililerine iletmek istiyoruz” diyerek yaptıkları ortak açıklamada şunları kaydetti:
“Proje incelendiğinde Sağlık Kampüsü’nün Büyükçekmece, Küçükçekmece, Beylikdüzü, Başakşehir, Silivri, Çatalca, Esenyurt ve Avcılar gibi İstanbul’un Kuzey aksında yer alan ve 2.5 milyonluk nüfusuyla birer Bursa ve Adana kadar nüfus yoğunluğuna sahip olan bir bölgede yapılacağı görülmektedir.
790.000 m2 kapalı alan 2628 yatak kapasiteli 8 hastane binası yapılacak proje Yap-İşlet-Devret modeliyle yapılacaktır. Projenin finansmanı ihaleyi kazanan firma tarafından sağlanacak, 28 yıllık fahiş kira bedeli ise halkın vergileriyle karşılanacaktır.
Özellikle büyük şehirlerde toplu kampuslar olarak hizmet verecek sağlık tesislerinin yapımını öngören ve o ildeki kamu hastanelerini kapatarak şehir merkezlerinden uzakta insanların ulaşamayacağı yerlerde kurulan devasa ve özel sağlık çiftlikleri haline getiren bu uygulama, sağlık hizmetlerinin özelleştirilerek sermaye şirketlerinin rant aracı haline getirilmesinin son aşaması olmaktadır.”
Odalarımız tarafından İstanbul İkitelli Uluslararası Sağlık Hizmetleri Yatırım ve İşletme A.Ş. tarafından, Kamu-Özel ortaklığı modeli ile kurulan İkitelli Entegre Sağlık Kampüsü Projesi hakkında çevresel ve sosyal değerlendirmelerini şu şekilde sıraladı:
-Bölge gerek kentsel, jeolojik, topoğrafik ve ekolojik yer seçimi kriterleri, kentsel ve toplumsal erişilebilirlik, çevresel ve ekolojik sürdürülebilirlik, toplum sağlığı, güvenliği ve emniyeti açısından kabul edilemez niteliktedir.
-Proje ‘Göller Arası’ olarak da tanımlanabilen Küçükçekmece, Büyükçekmece ve Sazlıdere Havzaları’nın bir araya geldiği coğrafyayı kapsamakta, aynı zamanda jeolojik ve depremsellik açısından riskli alanlar kapsamına girmektedir.
-Proje alanı olarak tanımlanan bölge, barındırdığı dere ve doğal topografyası nedeniyle de çok önemli bir yağmur suyu toplama havzası ve İstanbul’un beş ekolojikkoridorundan birisidir.
-Proje alanı yaklaşık 350 bin kişinin yaşayacağı büyük bir kentsel merkez haline getirilmeye çalışılmakta ve bu merkezin kentle asıl bağlantısı da İstanbul için katliam niteliğinde bulunan Üçüncü Boğaz Köprüsü çevre yolları ve yapılacak devasa kavşaklarla sağlanmaktadır.
– Üçüncü Köprü projesi başlı başına tehlikelidir. Göçmen kuşların göç yolları üzerinde buluna bu alanda günde 100 bin kişinin kullanacağı böylesi bir tesisin kendisinin yaratacağı ilave trafik yükü de göz önüne alındığında; İstanbul’un tüm canlıları için taşıdığı yaşamsal risk göz görünür bir şekilde ortaya çıkmaktadır.
– Günde 100 bin kişinin kullanacağı öngörülen sağlık dönüşüm projesi ile bölgeye getirilen trafik yükü ve plan notlarının yaratacağı ekolojik tahribatın yanı sıra sağlık tesisinin hijyenik atık depolama alanlarının ve atık su oluşumunun gerek proje alanına gerekse proje alanında bulunan Hamam Deresi ve Vadisi dolayımı ile başta Küçük Çekmece gölü olmak üzere bölge için ne denli tehlikeli olduğu açıktır.
“Kamu yararına aykırı yönetmelikler ve projeler iptal edilmeli”
Henüz projeler ortada yokken bütün ihale süreçleri bitirilen ve yabancı kredi alma aşamasında sadece usul tamamlamak üzere görüş sorularak paydaş ilan edildikleri bu süreci ve kararları hiçbir biçimde paylaşmadıklarını kamu oyuna ilan eden odalar, “çözüm rant değil sağlıklı yaşam” derken şunları söyledi:
İstanbul İkitelli Uluslararası Sağlık Hizmetleri Yatırım ve İşletme A.Ş. tarafından, Kamu-Özel ortaklığı modeli ile kurulan İkitelli Entegre Sağlık Kampusu Projesi ve planların, hukuksuz ihalenin ve bunlara dayanak olan Anayasa ve kamu yararına aykırı olan kanun ve yönetmeliklerin derhal iptal edilmesini, İstanbul da çeşitli bahaneler ile kentsel rant alanlarına döndürülmek istenen kamu hastanelerinin yer seçimi, mekansal olanakları, sağlık personelinin hizmet güvenlik ve konforu açısından çağdaş teknikler ile onarılıp geliştirilerek halkın hizmetine sunulmasını; evrensel kentsel donatı kuralları ve kamusal sağlık hizmetlerine erişim hakkı kurallarına uygun alarak sayılarının arttırılmasını ve bunun için merkezi ve yerel bütçelerde yeterli ödeneğin ayrılmasını talep ediyoruz.
Zira İstanbul’un 100 milyarlık pastadan rant dağıtımına değil sağlıklı yaşamaya ihtiyacı var.”