21 Şubat Dünya Anadili Günü’nde bu yıl da Hatay’da Arapça’yı yaşatma amaçlı çeşitli etkinlikler düzenlendi. ADENS-DER bu yıl ikincisini düzenlediği Dünya Anadil Günü etkinliğini gerçekleştirdi. Ortadoğu Arap Halkları Araştırma Enstitüsü ise Dünya Anadili Günü ile ilgili bir basın açıklaması yaptı.
Yıllardır Hatay’da 21 Şubat Dünya Anadili Günü’nde Arapça’yı yaşatmak amaçlı çeşitli etkinlikler düzenleniyor. ADENS-DER bu yıl ikincisini düzenlediği Dünya Anadil Günü etkinliğini gerçekleştirdi. Dünya Anadili Günü için Ortadoğu Arap Halkları Araştırma Enstitüsü de bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Günümüze kadar Arapçayı Anadili olarak konuşan dedelerimizin nenelerimizin geleneklerini, acı tatlı ezgilerini, bilmeceleri kısacası bugüne kadar biriktirdikleri tüm değerleri korumak ve yaşatmak adına bizim de ateş üzerinde kaşık çaldığımız bir aşımız var” dendi. Samandağ ÖVDER de 24 Şubat Cuma günü Dünya Anadili Günü kapsamında Samandağ’da bir etkinlik düzenleyecek.
Akdeniz Arap Dili ve Kültürü Enstitüsü (ADENS-DER) tarafından ikincisi düzenlenen Dünya Anadili Günü etkinliğine bu yıl da yoğun bir katılım oldu.
ADENS-DER adına konuşan eğitimci Mehmet Koşar, anadilin yaşatılması için öncelikle yerel lehçenin konuşulması gerektiğini vurgulayarak, çocukların iki dilli yetişmesinin önemine değindi. Bu nedenle ailenin erken yaşta çocuklarıyla anadilinde konuşmasının kritik rol oynadığını ifade etti. ADENS-DER’in de bu yönde çalışmaları olduğunu belirtti.
9 Şubat Pazar günü Gözde Düğün Salonu’nda gerçekleştirilen etkinlikte Nihat Çay’ın katılımıyla anadillerinde şarkı, şiir, hikaye, tekerleme, tiyatro ve bilmeceleriyle çocuklar sahne aldı.
Düş Sahnesi Tiyatro Grubu'ndan M. Ali Akar ve Nurettin Bolat “Kêsek yê vatan” adlı skeci sahnelediler. Ayrıca Yasin Tuncer de birkaç şarkı ile programa katılım sağladı. Sözlü tarih ve folklör konusunda çalışmaları olan Aziz Büyükaşık da atasözleri ve sözlü edebiyat ürünlerinden örnekler sunarak anadilin önemini vurguladı.
Aziz Büyükaşık Dünya Anadil Günü etkinliğinde konuşma yapıyor:
Ortadoğu Arap Hakları Araştırma Enstitüsü ise Dünya Anadili Günü ile ilgili bir açıklama yaptı.
Açıklamada, ''Dünya üzerinde var olan tüm halkların dil ve kültürleri evrensel zenginliklerimizdir. Konuşulan tüm diller devasa mozaiğin farklı renklerdeki taşlarıdır. Antakya da bu mozaiğin farklı dilleri ve kültürleri bir arada birleştirdiği eşsiz bir parçasıdır. Günümüze kadar Arapçayı Anadili olarak konuşan dedelerimizin nenelerimizin geleneklerini, acı tatlı ezgilerini, bilmecelerini kısacası bugüne kadar biriktirdikleri tüm değerleri korumak ve yaşatmak adına bizim de ateş üzerinde kaşık çaldığımız bir aşımız var'' denildi.
Ortadoğu Arap Hakları Araştırma Enstitüsü’nün açıklamasının tam metni şöyle:
“Anadil hareketi günü” Uluslararası Anadil Günü’nün asıl adıdır.
UNESCO tarafından 17 Kasım 1999’da 21 Şubat olarak açıklanmıştır. Tarihte bugün Bengali Dili Hareketi için Bangladeş polisi ile çatışan Bangladeşli üniversite öğrencilerinin öldürülmesinin yıl dönümü olarak kutlanmaktaydı.
UNESCO üyesi ülkeleri dünya üzerinde yaşayan halkların anadillerinin yaşatılmasını savunmaktadır.
Verilere göre dünyada 8000 civarında dil konuşulmaktadır. Devletsiz ve statüsüz 6 bin dil yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunmakta.
Türkiye’de de düne kadar Anadolu ve çevresinde konuşulmakta olan 36’ya yakın dil bulunmaktaydı. Türkçenin dışında konuşulan dillerin Kürtçe, Arapça, Lazca, Ermenice, Rumca, Kafkas ve Balkan dilleri, Farsça ve Süryanice olduğu ifade ediliyor.
Dil bir halkın varlığıdır
Maalesef sadece son 30-40 yılda Kapadokya Rumcası, Ubihça ve Mılahso dilleri, yani üç dil tamamen yok olmuştur.
Ciddi anlamda tehlikede olan diller ise genelde toplumun en yaşlı nesli tarafından konuşulan, orta nesil tarafından anlaşılabilen ancak kullanılmayan ve çocuklara öğretilmeyen dilleri içeriyor.
Anadil kültürel zenginliklerimizdir
Dünya üzerinde var olan tüm halkların dil ve kültürleri evrensel zenginliklerimizdir. Konuşulan tüm diller devasa mozaiğin farklı renklerdeki taşlarıdır. Antakya’da bu mozaiğin farklı dilleri ve kültürleri bir arada birleştirdiği eşsiz bir parçasıdır.
Günümüze kadar Arapçayı Anadili olarak konuşan dedelerimizin nenelerimizin geleneklerini, acı tatlı ezgilerini, bilmeceleri kısacası bugüne kadar biriktirdikleri tüm değerleri korumak ve yaşatmak adına bizim de ateş üzerinde kaşık çaldığımız bir aşımız var.
Büyüklerimizin kendi dilinden söylediği ‘’bir lisan bir insan’’ sözü ile tüm dillerin yaşatılmasını önemsiyoruz.