SEÇTİKLERİMİZ – Candan YILDIZ’ın ArtıGerçek’teki yazısı: Demirtaş dört duvara rağmen yine bildiğiniz gibi
Diyarbakır’daki evinden polis baskınıyla gözaltına alınan HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, 4 Kasım’dan bu yana yani 100’ü aşkın gündür ne Meclis kürsüsünden, ne televizyonlardan, ne halk toplantılarından ne de mitinglerden seslenebildi.
Aylardır cezaevinde olan Demirtaş, hakkında açılan onlarca dava için SEGBİS (Görüntülü Sesli Bilişim Sistemleri) ile deyim yerindeyse duruşmadan duruşmaya koşuyor. Öğleden önce bir davada savunma yapıyor, öğleden sonrası ise bir başka davada…
Ancak savunmaları iddialara yanıt vermenin ötesine geçiyor ve Türkiye’ye, ona oy veren ya da vermeyen herkese seslenen içerikler taşıyor. Kartal Anadolu Adliyesi Asliye Ceza Mahkemesi’nde bugün (23 Şubat) görülen duruşma da bunun örneklerinden biriydi.
Saat 11:05’de başlaması gereken ancak salonun darlığı nedeniyle izlemek isteyenlerin itirazlarını kabul eden mahkeme başkanının daha geniş bir salon tahsis edilmesini istemesi üzerine geç başlayan duruşma öncesi atmosferin üzerinden atlamamak gerekiyor.
Duruşma saatini bekleyen genç, yaşlı, kadın, erkek birçok partilinin heyecanı adliye koridorlarında hemen hissediliyor. Hatta bir kadın mahkeme kapısının önünde telefonundan Demirtaş’ın Youtube kanalındaki bir videosunu izletiyor. Belli ki hem o günleri hatırlamak hem de hatırlatmak istiyor. “Özledim sesini, duruşunu, gülüşünü” diyor. “Her Salı grup toplantısını merakla beklerdim” diyen başka bir partili de “Boşluk hissediyoruz” sözleriyle açıklıyor Demirtaş’ın cezaevinde olmasını. Gençler ise daha “siyasal doğruculuk”la “Binlerce siyasi tutsak var, dayanışmak için geldik” diyor.
Koridordaki herkes; avukatlar, milletvekilleri, Avrupa’dan gelen parlamenterler, parti yöneticileri vs, duruşmanın başlamasını sabırsızlıkla bekliyor. İçinde duygunun da yoğun olduğu yol arkadaşlığı buluşması ne de olsa… Polisler de koridorda biraz uzakta bekleyenleri izliyor, yani HDP neredeyse polis de eksik olmuyor.
Ve o an geliyor… Mahkeme salonu oldukça kalabalık, herkes Demirtaş’ı bekliyor. Mahkeme heyetinin bulunduğu kürsünün üst kısmındaki ekrandan Demirtaş görünüyor. Takım elbiseli, yanında iki avukatı, gülen yüzü ile herkesi selamlıyor… O an zılgıtlar, alkışlar, el sallamalar alıp başını gidiyor. Coşku kısa sürüyor, zira avukatlar izleyenlere uyarıda bulunuyor. Rutin kimlik tespiti yapılıyor. Hakim Demirtaş’a “Adresiniz?” diye soruyor. Demirtaş, salondakileri gülümseten ve politik mesaj içeren yanıtını veriyor: “Türkiye Büyük Millet Meclisi-Ankara” diyor.
Star Gazetesi’nin müşteki olduğu davada Demirtaş, “halkın kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla yargılanıyor. “Ciddiyetten uzak, hukuki dayanaktan yoksun bu iddianame için sayın mahkemenizin harcayacağı emek ve zaman, bizim de tüketeceğimiz nefes için yazık olacak” sözleriyle başlayan Demirtaş, yargı makamına duyduğu saygıdan dolayı savunmasını yapacağını söylüyor. Araya ironiyi de ekleyerek: “Cezaevindeki odamdan buraya getirilinceye kadar geçen sürede baktım iddianameye.”
‘Savcılar partime saygı duymak zorunda’
Şikayet dilekçesinin hiç değiştirilmeden iddianameye dönüştürüldüğünü belirten HDP Eşbaşkanı, savcılığın soruşturma görevini yerine getirmediğini söyleyerek, hukuk öğrencileri için ders niteliğinde olabilecek o cümleyi kuruyor: “İddia makamı savcılar, partime siyasi görüşlerime değer vermek zorunda değil ama saygı duymak ve bizimle ilgili açılacak davada ciddi olmak zorundadır.”
Herkesin pür dikkat dinlediği savunmada Demirtaş, uzun uzun Star Gazetesi’nin şikayet konusu yaptığı seçim konuşmasının öncesindeki durumu anlatıyor ve Diyarbakır Mitingi’ne yapılan bombalı saldırıya ilişkin bir bilgiyi ilk kez kamuoyu ile paylaşıyor: “Konuşmayı yaptığım tarihten bir gün önce partimin Diyarbakır mitinginde benim konuşmaya çıkacağım esnada bir patlama yaşandı. Korumalarım araçtan inmeme izin vermediler. Ama onları iterek araçtan indim. O vahşeti gözlerimle gördüm. Yanımda onlarca parçalanmış beden. Patlamanın olduğu noktaya 20 metre mesafede iki küçük kızım, eşim, annem, babam ve yeğenlerim vardı. O mitingde katledilen hiçbir insandan değerli değildiler. Ama ben parçalanmış bedenlerin arasında çocuklarımı da aradım.” Bir ara not: Star Gazetesi, Diyarbakır’daki bombalı saldırının ertesi günü “Haçlı İttifakı” manşetiyle çıkmıştı.
Star Gazetesi’nin 7 Haziran öncesi hedef gösteren haberlerini tek tek örnekleriyle aktaran Demirtaş, asıl partisi ve kendisinin hedef gösterildiğini, sanık değil müşteki tanık olması gerektiğini söyledi.
‘100 Bylock’çu milletvekili’
Son iki yılda dokunulmazlıklar dahil HDP’ye dönük siyaset, yargı ve medya üçgenindeki saldırıları örnekleriyle anlatan Demirtaş’ın sözü milletvekilliği düşürülen Figen Yüksekdağ’a getirmemesi olmazdı: “Parlamentoda 100’e yakın Bylock’çu milletvekili olduğu söyleniyor. Bunun referandum sonrası ortaya çıkacağını düşünüyorum. Eğer parlamentoda bunların oyları ile dokunulmazlıklar kaldırıldı ve Yüksekdağ’ın milletvekilliği düşürüldüyse yargının büyük siyasi komploya alet olduğu ortaya çıkar.”
Yaklaşık 45 dakika süren savunmada Demirtaş, salondakilerin de yüreğine su serpen bir mesajla bitirdi konuşmasını: “Baskılara rağmen dizimiz toprağa değmedi, değmeyecek. Hücrelerde de tutulsak, halkımızın iradesini onurumuzla temsil edeceğiz. Merhamet dilenmeyeceğiz ama adalet için mücadele edeceğiz. Ülkem için, aydınlık gelecek için, bir arada kardeşçe barış içinde yaşamak için mücadele edeceğiz.”
Demirtaş, kendi talebi üzerine bu davadan vareste tutulacak. Ama onunla duruşma salonlarında bile olsa buluşmayı dört gözle bekleyenlere yine seslenecek. Zira önünde yine çok sayıda duruşma var.