Kayseri Özel İhtisas Bakım Merkezinde kalan hasta ve yaşlılara kötü muamele iddialarına yenisi eklendi. Kurumun iki eski çalışanı Bakım Merkezi’nde işkence iddialarını doğrularken kendilerinin de mağdur edildiğini savundu.
Kayseri Özel İhtisas Bakım Merkezinde kalan hasta ve yaşlılara kötü muamele iddialarına yenisi eklendi. Kurumun iki eski çalışanı Bakım Merkezi’nde işkence iddialarını doğrularken kendilerinin de mağdur edildiğini savundu.
Evrensel’den Ahmet Akarsu ve Murat Zeren’in haberine göre, 4 yıla yakın bir süre Kayseri Özel İhtisas Bakım Merkezinde çalıştığını söyleyen Ekrem Olcayto, “Ben o kurumda hasta bakıcılığı yaptım. Hastalar bakımsız. Yemeklerde sorun yaşıyorlar. Personel ne yiyorsa onlar da onu yiyor. Çalıştığım sürede ne et çıktı ne tavuk ne balık. Hastalara verilen yeni kıyafetler var, ama sıfır kıyafetleri açmıyorlar, onlar dolapta duruyor. Ölen hastanın kıyafetini yıkayıp verdiriyorlar. Denetim olacağı zaman bakım merkezinin haberi oluyor. Bir gün önce tavuk, et, balık alıp dolaba koyuyorlar. Denetim geldiği zamanda et, balık çıkıyor. Denetimde çalışanlarla da hastalarla da konuşmuyorlar. Katları gezip, idareye çıkıp oturuyorlar. Böyle olur mu?” diye sitem etti.
‘Tazminat vermemek için işimden ettiler’
Çalışanların az olmasından kaynaklı bir çalışana yaklaşık yirmi hastanın düştüğünü söyleyen Olcayto, “Çok fazla hasta olunca yetişemiyoruz. Daha fazla para kazanmak için az kişi çalıştırıyorlar. Kurumun müdürü beni çağırdı; ‘Sen bir hastayı darp etmişsin. Görgü tanığı çalışanlar var’ dedi. Yüzleştik onlarla yok öyle bir şey dediler. Kamera kayıtlarının açılması istedim. Müdür, ‘Senin izlemen yasak’ dedi. Ellerinde ne kanıt var ne de başka bir şey. ‘Polis çağıralım’ dememe rağmen hiçbir şey yapılmadı. Ona rağmen benim işime son verildi. Daha önce de aynısını yapmışlar, hala yapıyorlar. Bir kadın çalışanın çantasından orada dağıtılan bisküvilerden çıktığı için işine son verildi. Kadını, hırsızlıkla suçladılar. Kadın İş-Kur’a gidiyor hırsızlık damgası ile karşılaşıyor. Başka iş bulamıyor. Benim anladığım sırf kıdem tazminatı vermemek için işimden oldum. Vicdanen rahatım. Kimseye zarar vermedim. Ama öyle bir iftira atılması zoruma gidiyor” diye konuştu.
İhmaller bir an önce giderilmeli
“Darp edildiği iddia edilen hastanın yakını ile görüştünüz mü?” sorusunu yanıtlayan Olcayto, “Hayır. Hasta yakınları ziyarete gelirler, katlara çıkmaları yasak. Gelince bize haber geliyor biz üstünü giydirip aşağı indiriyoruz. Zaten hastaların çoğunun zihinsel sorunu var. Sorsak da anlatamazlar. Delil yok ama biz işimizden oluyoruz” dedi.
Devletin hastalığa göre kuruma belirli miktarlarda ödenek sağladığını söyleyen Olcayto, “Kurum, hasta bezlerini devlet hastanesinden raporla alıyor. Harcamaları da rapor tutarak devlete sunuyor. Sonra devletten onun parasını geri alıyor. Mesela idareciler damacanadan su içerken, hastalara musluk suyu içiriliyor. Hastalar bu sefer başka hastalıklara yakalanıyor. KASKİ, 50 bin lira ceza yazmış. Çoğu hastada böbrek yetmezliği de var. Kurum, bayat ekmek dağıttırıyor. Biz de veriyoruz. Hasta taze ekmek istiyorlar. Ben ne yapayım? Ayrıca Özel Melikgazi Hastanesi’yle anlaşmaları var. Gece nöbetindeyim, bir hasta yataktan düştüğü için kafası yarıldı. Müdür ise ‘Devlete götürün. Adli işlem yaparlar’ diyor. Orada da cihaz çalışmıyormuş. Mecburen devlete götürdük. Böyle ihmaller çok oluyor” dedi.
‘Vicdanlı olmak gerekir’
3.5 aydır orada çalıştığını söyleyen İrfan Demirpolat, “Alzheimer hastalarından biri Cuma günü rahatsızlandı, pazartesiye kadar bekletildi. 3.5 aydır orda çalışıyorum 30-40 tane hasta yaşamını yitirdi. Hastalar doktora çıkarıldığı zaman doktor bu hastada vitamin eksikliği, kan yetmezliği olduğunu söylüyor. Diğer hastaları götüren arkadaşlarım da aynı şeyle karşılaştıklarını söylüyorlar. Kurucular hastalarla da personellerle de konuşmuyor. Katları dolaşmıyorlar sadece ellerine geçen paraya bakıyorlar. Aybaşı geldiğinde odada kâğıt oynuyorlar. Burası özel bir kurum. Bakım evi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı bir kurum. Toplam 60 personelin çalıştığı bir kurum. Hasta yakınları da hastalar yaşamını yitirdiklerinde kuruma çok sorun olmuyor. Vicdanlı olmak gerekir” dedi.
Herkesi ‘darp’ diyerek işinden ediyorlar
Bekir Altıntaş da benzer iddiaları dile getirdi. Bakım Merkezinde bir yıl üç ay çalıştığını ve yaklaşık bir yıl önce işten ‘hastayı darp ettin’ denilerek çıkarıldığını söyleyen Bekir Altıntaş, “Ben de kamera görüntülerini izlemek istedim, izletmediler. Bir hastayı tuvalete götürmem istendi alıp götürdüm. Sonra dövdün dediler. Şikâyet etmek istedim, şahit bulmam gerekti. Kimse şahitlik yapmadı. Herkesin kredi borcu var. Kimse işinden olmak istemedi, ne yapalım yaşamak zor. ‘Darp’ denilerek birçoğumuzu işten attılar” diye konuştu.
Çalışanlar, “İşimizden oluruz diyerek sesimizi çıkaramadık. Fakat vicdanen rahat değiliz. Bizi başka kimse işe almıyorlar. İşe geri alınmak ve oradaki hastalara daha iyi şartlar sağlanmasını istiyoruz” dedi.
‘Madem hastayım beni neden çalıştırdılar’
Daha önce ortaya çıkan iddialar nedeniyle kurumun müdürünün kendisine ‘şizofren’ dediğini söyleyen İrfan Demirpolat, “Kendisi doktor mu? Ayrıca madem ben şizofrendim. Beni neden 3.5 ay ruh sağlığı bölümünde çalıştırdılar” diye konuştu.
Şu an izne gönderildiğini Demirpolat “Adliye önünde eylem yaptım. Eylem öncesi beni çağırdı ‘Bizim elimiz uzun. Sen bunu yapma, işe de gelme. Biz sana maaşını da verelim’ dediler. Ben 3.5 aylık işçiyim. Yıl dolmadan bana 16 gün yıllık izin verdiler. Evime bıraktılar. Ama ben gidip açıklamamı yaptım. Sonra beni ücretsiz izine yolladılar. ‘Çıkışımı vermek istersen ver’ dedim, vermediler. ‘Biz seninle çalışmak istiyoruz’ dediler. Şu an izindeyim. Bakalım işe döndüğümde ne olacak?” diye konuştu.