Günlük hayatın içinde fark etmeden ciğerlerimize çektiğimiz kirli hava, Türkiye’de giderek büyüyen görünmez bir tehlike.
Özellikle sanayi tesisleri, termik santraller ve yoğun trafik gibi kaynaklardan yayılan zehirli gazlar, artık yalnızca çevre sorunu değil, doğrudan bir sağlık krizi. 2022 verilerine göre, Türkiye’nin birincil enerji arzının %82,8’i fosil yakıtlardan elde ediliyor.
Yenilenebilir enerji kaynaklarının öneminin ve ulaşılabilirliğinin bu kadar yüksek olduğu bir dönemde hala fosil yakıtlarına yönelmek hem doğaya hem insana karşı çok zararlı bir tutum.
Fosil yakıtların yakılması sonucu oluşan partikül maddeler (PM10 ve PM2.5), azot oksitler (NOx), kükürt dioksit (SO2) ve uçucu organik bileşikler büyük sağlık sorunları yaratmakla birlikte Türkiye genelinde hava kalitesinin bozulmasına yol açıyor (Kara Rapor, 2024).
Hava kalitesi izleme altyapısının yetersizliği
Sağlıklı bir hava politikası üretmek için öncelikle doğru ölçüm gerekir. Ancak Türkiye’de hâlâ hava kalitesini ölçen istasyonların sayısı yetersiz ve çoğu bölgede kritik kirleticiler ölçülmüyor. Türkiye’de hava kalitesini izlemek amacıyla kurulan istasyon sayısı, 2022 yılında 365 iken 2023 yılında 380’e çıkarıldı.
Ancak, bu artışa rağmen veri alım oranlarında bir ilerleme yaşanmadı, hatta tam aksine düşüş yaşandı. Özellikle PM2.5 ölçümleri için yeterli veri alınamaması, hava kirliliği düzeylerinin tam olarak tespit edilmesini zorlaştırıyor.
2022 yılında 365 istasyonun sadece %61’inden yeterli PM10 verisi alınabilmişken, bu oran PM2.5 için %25, SO2 için %54 ve NO2 için %43. Avrupa Çevre Ajansı’na göre, birçok AB üyesi ülke PM2.5 gibi ince partiküller için yıllık veri alımını %75’in üzerinde sağlayabilirken, Türkiye’de bu oran sadece %25 düzeyinde! (European Environment Agency, 2023).
Sanayi bölgelerinde durum daha da sorunlu. Kocaeli-Dilovası, Sakarya-Hendek ve Kocaeli-Gebze gibi sanayi bölgelerinde hava kalitesi izleme çalışmaları yetersiz. 2022 ve 2023 yıllarında bu bölgelerde PM10 ölçümlerinin hiç yapılmamış olması, yalnızca halk sağlığını ciddi biçimde tehdit etmekle kalmıyor; aynı zamanda bu verilerin kasıtlı olarak toplanmadığı yönünde şüpheler uyandırıyor.
Büyük şehirlerde hava kirliliği
Türkiye’nin büyük şehirleri de hava kirliliği ile boğuşuyor. İstanbul’da 2022 yılında ortalama PM10 değeri 38,41 μg/m3 olarak ölçüldü.
Bu değer, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) belirlediği 15 μg/m3’lük yıllık kılavuz değerinin 2,5 katı! İstanbul’un Sultangazi, Esenyurt ve Mecidiyeköy ilçeleri, en kirli bölgeler arasında öne çıkıyor. İstanbul, PM2.5 seviyesi açısından dünya şehirleri arasında 246. sırada yer alıyor. Paris, Berlin, Madrid gibi Avrupa’nın baş sanayi şehirlerinden bile daha kirli bir hava soluyoruz (IQAir, 2023). Ankara ve İzmir gibi şehirlerde de durum pek farklı değil. PM2.5 ve PM10 seviyeleri bu şehirlerde de DSÖ standartlarının oldukça üzerinde. Özellikle ulaşım yoğunluğu, kömürle ısınma ve plansız şehirleşme gibi faktörler bu büyük şehirlerde hava kirliliğini etkileyen ana unsurlar.
Sağlığımız ne Kadar tehlikede?
Hava kirliliğinin en çarpıcı yönlerinden biri, insan sağlığı üzerindeki etkileri. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, hava kirliliği dünya genelinde her yıl 7 milyon erken ölüme neden oluyor (Our World in Data, 2023).
Türkiye özelinde yapılan bir çalışmaya göre yalnızca 2023 yılında kirli hava 53 bin erken ölüme neden oldu (Diken, 2024). Bu sayı, trafik kazalarından kaynaklı ölümlerin bile çok üzerinde. Fakat, trafik kazaları sık sık haber bültenlerine konu olurken, hava kirliliği hakkında halka bilgilendirme neredeyse hiç yapılmıyor.
Bilimsel veriler, uzun süreli PM2.5 maruziyetinin kalp krizi, inme, astım ve KOAH gibi hastalıkların görülme sıklığını ciddi oranda artırdığını ortaya koyuyor. American Heart Association raporuna göre, PM2.5 düzeyleri ile kardiyovasküler hastalıklar arasında doğrudan bir ilişki var (Brook et al., 2010). Pope ve Dockery’nin araştırmaları ise, ince partiküllerin akciğer fonksiyonlarını bozduğunu ve erken ölüme neden olduğunu gösteriyor (Pope and Dockery, 2006).
Dış ortamdaki NO2’deki her 10 μg/m3’lük artış, meme kanseri riskini %1,02 oranında artırıyor. Benzer şekilde, PM10’daki her 10 μg/m3’lük artış, meme kanserinden ölme riskini %1,05 oranında yükseltiyor (Kara Rapor, 2024).
Ayrıca 17 Avrupa ülkesinde yapılan kapsamlı bir çalışma da PM2.5 maruziyetinin akciğer kanseri riskini önemli ölçüde artırdığı gösteriyor (Raaschou-Nielsen et al.).
Hava kirliliği kronik hastalıkları tetikleyen, yaşam süresini kısaltan ve özellikle savunmasız grupları (çocuklar, yaşlılar, kronik hastalar) etkileyen çok boyutlu bir sağlık tehdidi. Bu nedenle, kirliliğin sadece çevresel değil, halk sağlığına dair bir kriz olarak ele alınması çok önemli.
Dünya ülkeleri arasında Türkiye
2023 IQAir Dünya Hava Kalitesi Raporu’na göre, Türkiye’nin ortalama PM2.5 seviyesi 20.2 μg/m3 olarak ölçüldü.
Bu değer, DSÖ’nün yıllık ortalama 5 μg/m3 olan kılavuz değerinin dört katından fazla. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, bu sınırı karşılayan ülke oranı yalnızca %6 (WHO, 2021). Yani, temiz havaya erişim neredeyse her ülkeyi etkileyen global bir sorun.
Bu, hava kirliliği açısından duyarlılık kazanmanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Türkiye, dünya genelinde 134 ülke arasında 46. sırada yer alıyor. Avrupa’da ise Türkiye, 42 ülke arasında yedinci en kirli hava kalitesine sahip ülke.
Türkiye’nin hava kalitesi sorunu, fosil yakıtlara olan bağımlılık, yetersiz izleme altyapısı ve tutarsız çevre politikaları nedeniyle giderek büyüyen bir halk sağlığı sorunu.
Hava kirliliğinin insan sağlığı üzerindeki etkilerini en aza indirmek için fosil yakıtlardan yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş hızlandırılmalı.
Ayrıca, hava kalitesi izleme sistemleri yaygınlaştırılmalı ve veri alım oranları artırılmalı. Bu adımlar atılmadığı takdirde, Türkiye’de hava kirliliği kaynaklı önlenebilir ölümlerin artmaya devam etmesi kaçınılmaz.
Kaynakça
Brook, Robert D., et al. “Particulate Matter Air Pollution and Cardiovascular Disease: An Update.” Circulation, vol. 121, no. 21, 2010, pp. 2331–78. American Heart Association, https://www.ahajournals.org/doi/10.1161/CIRCULATIONAHA.109.192573. Accessed 23 May 2025.
European Environment Agency. Air Quality in Europe – 2023 Report. EEA, 2023, https://www.eea.europa.eu/themes/air. Accessed 23 May 2025.
IQAir. World Air Quality Report 2023. IQAir, 2023, https://www.iqair.com/world-air-quality-report. Accessed 23 May 2025.
Pope, C. Arden, and Douglas W. Dockery. “Health Effects of Fine Particulate Air Pollution: Lines That Connect.” Journal of the Air & Waste Management Association, vol. 56, no. 6, 2006, pp. 709–42. https://doi.org/10.1080/10473289.2006.10464545. Accessed 23 May 2025.
Raaschou-Nielsen, Ole, et al. “Air Pollution and Lung Cancer Incidence in 17 European Cohorts: Prospective Analyses from the European Study of Cohorts for Air Pollution Effects (ESCAPE).” The Lancet Oncology, vol. 14, no. 9, 2013, pp. 813–22. https://doi.org/10.1016/S1470-2045(13)70279-1. Accessed 23 May 2025.
Temiz Hava Hakkı Platformu. Kara Rapor 2024: Hava Kirliliği ve Sağlık Etkileri. Temiz Hava Hakkı Platformu, 2024, https://www.temizhavahakki.com. Accessed 23 May 2025.
“Türkiye’de Kirli Hava Yılda 53 Bin Erken Ölüme Yol Açıyor.” Diken, 2024, https://www.diken.com.tr/turkiyede-kirli-hava-yilda-53-bin-erken-olume-yol-aciyor. Accessed 23 May 2025.
World Health Organization. WHO Global Air Quality Guidelines: Particulate Matter (PM2.5 and PM10), Ozone, Nitrogen Dioxide, Sulfur Dioxide and Carbon Monoxide. WHO, 2021, https://www.who.int/publications/i/item/9789240034228. Accessed 23 May 2025.
“Our World in Data: Air Pollution.” Our World in Data, 2023, https://ourworldindata.org/air-pollution. Accessed 23 May 2025.