Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, İngiltere ve Almanya’da Alevi örgütleri tarafından düzenlenen “Barışı Konuşuyoruz” konferanslarına katıldı.
Önceki gün İngiltere’de “Türkiye-Suriye, Barışı Konuşuyoruz” sempozyumuna katılan Hatimoğulları dün de Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK), Demokratik Alevi Federasyonu ve Avrupa Arap Alevileri Federasyonu tarafından Almanya’nın Hessen eyaletindeki Gustavsburg Alevi Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Aleviler Barışı Konuşuyor” konferansına katıldı.
Konferansta konuşan Hatimoğulları, Türkiye ve Suriye başta olmak üzere Orta Doğu’daki gelişmelere dikkat çekti.
“Küresel sermaye çok ciddi bir krizin içerisinde”
Türkiye’de 1 Ekim’de başlayan tartışmalara dair değerlendirmelerde de bulunan Hatimoğulları, PKK lideri Abdullah Öcalan ile yürütülen görüşmeler ve örgütün silah bırakması ihtimali hakkında şunları söyledi:
“Orta Doğu’nun tam bir savaş alanı olduğunu ve savaşın artık batıya geldiğini Ukrayna-Rusya savaşında gördük. Küresel sermaye çok ciddi bir krizin içerisinde, buradan çıkmak için de Ortadoğu’da savaşlar yürütülüyor. Suriye’deki son gelişmeleri de bu tablonun içerisinde önemli bir fotoğraf karesi olarak görüyoruz.”
Değişen bölge dengelerinin yeni arayışları da beraberinde getirdiğini ifade eden Hatimoğulları, PKK’nin silah bırakma beklentisini öngören süreç hakkında ise şu şekilde konuştu:
“Sürecin başlamasıyla birlikte ikinci görüşme sonrasında siyasi partilerle, demokratik kitle örgütleri ile, Alevilerle, kadın, ekoloji hareketleriyle merkezi düzeyde görüşmeler gerçekleştirdik. Başta ana muhalefet partisi olmak üzere tüm partilerle Sayın Öcalan’ın şu vurgusunu paylaştık. 2013 sürecinde muhalefet barış sürecinin içerisinde etkin olarak yer almadı. Aynı şekilde toplumsal dinamikler barışı tartışmadı. Bizim de o dönemin özeleştirisini verdiğimiz eksiklerden biri buydu. Bu dönemde açık ve şeffaf olarak konuşan, tartışan bir çalışma yürütmek istedik
‘Yakın bir zamanda açıklama bekliyoruz’
Sayın Öcalan’ın yakın bir zamanda açıklama yapmasını bekliyoruz. Bunun Şubat sonu ve Mart başına yetişeceği bilgisini verdik. Diğer önemli bir soru şu, bu açıklamanın mahiyeti ne olacak? Tabi ki içeriğini cümle cümle bilmiyoruz ama ana fikrini biliyoruz. Ana fikri şudur: Kürt sorununun çatışma ve şiddetten arındırılarak demokratik ve hukuki bir zeminde çözülmesini sağlamak çağrısı olacak bu çağrı. Bahsettiğimiz tüm toplumsal kesimlerin bu çağrıyı heyecanla beklediğini biliyoruz.”