İstanbul Taksim’deki Gezi Parkı’nda bulunan ağaçların gece yarısı operasyonuyla sökülmek istenmesine karşı büyüyen tepki, birden Gezi Parkı’dan başlayıp, tüm ülkeye yayılan, hükümetin politikalarına karşı bir isyana dönüşmüştü.
Kocaeli’de ise Gezi Parkı’ndaki eylemleri destekleyen Kocaeli halk, günlerce sokaklara dökülmüş, hükümetin politikalarını ve polisin Gezi Parkı’ndaki eylemcilere sert tavrını protesto etmişlerdi. Cadı Avı diye nitelendirilen operasyonlarda, geçtiğimiz Temmuz ayında birçok ilde olduğu gibi Kocaeli’de de yapılmış ve 18 kişi gözaltına alınmıştı. 10 kişi tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edilmiş ve bunlardan 4’ü tutuklanmıştı.
Siyasi Haber olarak Kocaeli’de görülecek olan bu dava ile ilgili olarak Avukat Talip Kavak ile konuştuk. Kavak, davanın başlangıçtaki ilerleyişi yönünde yanlışlıkları belirterek davanın nasıl açıldığı ve savcının sunduğu iddianame hakkında bilgileri bizlerle paylaştı.
”Bize iddianamenin içeriği hakkında neler söylemek istersiniz?”
Kavak: ”Kocaeli’deki eylemlere yönelik hazırlanan iddianameyle, açılan dava, yasal usul gereği davaya bakan Asli Ceza mahkemesi, uygun bir iddianamenin uygun olup, olmadığını kontrol eder. Savcılık makamı ise, bir süzgeç makamıdır. Her şikayet, her suç mahkeme önüne gelirse, mahkeme iş yapamaz hale gelir. Mahkeme, dava açılmasına yeterli bir şüphe görürse, kabul edebilir. Eğer tam tersi ise, yani sanıkların savunmaları alınmamış, bilgi-belge sunulmasına rağmen toplanmamış, sanığın lehine, aleyhine delillerin hepsi toplandıktan sonra, neden böyle bir şüphe duyduğunu açığa serecek net delilleri ortaya koyması gerekir. Birçok olayı da göstererek mahkeme, iddianameyi savcıya geri gönderdi. Savcı da iddianamede eksiklik olmadığını belirterek duruma itiraz etti. Tabi, hakimle savcı arasında bir sıkıntı olduğunda dava, bir üst kurula gönderilir”
”Davanın bundan sonraki işleyişi ne durumda olacak?”
Kavak: ”Asli Ceza mahkemesi bu iddianameyi kabul etmeyip savcının itirazı sonucu, iddianame bir üst kurul olan Ağır Ceza’ya gönderildi. Bir nevi emir gibi Ağır Ceza, ”iddianameyi kabul edeceksin” dedi ve Asli Ceza iddianameyi kabul etti ve tarih belirledi. 2 Haziran 2014 tarihinde 7 ayrı soruşturmanın birleştirilerek, tek bir iddianame olarak getirildiği, 236 kişinin yargılandığı davaya toplamda 4 Asli Ceza mahkemesi bakacak. Aslında mahkemenin iddianameyi reddetme gerekçesi çok önemli burada. Gerekçelerden biri olarak mahkeme de, 84 kişinin 1 polis memurunu yaralamasından dolayı cezası isteniyor. Ama kırılan kol, çatlak bir tane. Polis kendi ifadesinde ”Bir gösterici taş atacaktı, ben onu tutmaya çalışırken ikimiz birden yere düştük.” O da düştü, ben de düştüm diyor. Mahkeme de burada ”1 kişinin olayını 84 kişiye nasıl yaydın?” diye soruyor. Bu 84 kişinin kol kırılma bağlantısını bana vermemişsin, ben nasıl ayırt edeceğim bu 84 kişiden hangisinin kırdığını…”
Kavak şöyle devam ediyor: ”Mesela 25 kişinin hiç ifadesine başvurulmadığı belirtiliyor. Diğer bir örnek, Hacıoğlu dükkan sahibi, işyerine zarar verildiği iddiasıyla beyanda bulunuyor ve işyeri sahibi suçtan zararlı olarak gösteriliyor. Fakat işyeri sahibi şikayetçi olmuyor. Buna rağmen işyeri kamu malına zarar olarak gösteriliyor. Bir kişinin ise sosyal medyada Kocaeli halkını yönlendirdiği belirtiliyor. Bu nasıl bir muhalefetlikse artık. Mahkeme suç vasıflarının yanlış olduğunu, delillerin yeterli olmadığını, suçlu görünenlerin olaylarla ilgili bağlantısının tam olarak olup olmadı gibi durumlardan dolayı itiraz ediyor.”
”Bir kişiye birden çok açılan davalara ne diyeceksiniz?”
Kavak: ”Sayının çok fazla olması, bir kişinin hakkında fazlaca kez cezalandırma istemesi… Mesela 236 kişi yargılanıyor, bunların içerisinde bir kişiye bir değil aynı suçtan 3 kez yargılanıyor. 1 şüpheli aslında bir bakıyorsun elimizde 3 şüpheli. 236 kişi toplamda 236 ayrı dava demektir. Her sanık başına 1 veya 2 kez yargılama demektir. Bu davada sanığın 2 ayrı suç dersek, 500 ayrı dava yapar. Bunların hepsine, kamu malına zarar, 2911, direnme, darp gibi durumların katılması sonucu en az 4 ayrı suç bulunmasında toplamda hakimin en az 2000 ayrı suç durumunu tespit etmesi gerekir. Sonucu sağlıklı olmaz.”
”Peki sonu gelmez bir dava bu ”dönemde” niye açılır? Neden birçok ilden peş peşe dava haberleri geliyor?”
Kavak: ”Şunları da eklemek lazım: Savcıların ”şuncu, buncu” ilan edildiği dönemde Gezi Direnişçilerine karşı neden bir dava süreci var veya neden yıl dönümünde açılıyor davalar? gibi. 3 veya 5 kişiye açılacak davada toplum üzerinden bir yankı oluşturmayacak bir şeyi tek seferde burada 236 başka ilde 1200 kişiye açılmasının da düşünülmesi, tartışılması gerekiyor. Neden? Niye hiç kimse elenmedi? Soruşturma açılan herkes hakkında niye dava açıldı? Bunların hukuki değil, siyasi bir karşılığı var aslında. İşe hukuken inanmanın sadece hakime inanmaktan geçmiyor. Sanki savcılar yarışır gibi, bende 200 tane, bende 1500 tane açtım. Can alıcı nokta, flama ve bayrak taşınmamasına rağmen, siyasi parti ve dernek isimleri verilerek şahıslar tanımlanmış. Fakat avukatlar bu dava sonucunda beraat kararı çıkacağından eminler.” Siyasihaber.org/Kocaeli