Tire’de 8 köyün yaşam ve doğasını etkileyecek olan mermer ocağına karşı birleşen köylüler Kartal Dağı Koruma Platformu kurdu.
Sevda Aydın ve Semra Turan’ın Mezopotamya Ajansı’nda yer alan haberine göre İzmir’in Tire ilçesi kızılçam ormanlarıyla kaplı Kartal Dağı’nda Emerald Madencilik, yıllık 500 bin ton kapasiteli mermer ocağı kurulması amacıyla Şubat ayında Çevre Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İzmir İl Müdürlüğü’ne başvuru yaptı. Bölge halkının zeytin, incir, ceviz gibi tarımsal faaliyetlerle geçimini sağladığı alanda Ramsar Sözleşmesi çerçevesinde sulak alan ilan edilen Belevi Gölü bulunuyor.
Kartal Dağı Korumu Platformu kuruldu
Mermer Ocağı’ndan etkilenecek olan Mehmetler, Üzümler, Küçükkale, Büyükkale, Alaylı, Kurşak, Hasançavuşlar ile Aydın’a bağlı Habibler köyü bir araya gelerek, Kartal Dağı Korumu Platformu kurdu.
Kartal Dağı’nın doğası ve endemik yapısının korunması gerektiğini belirten Kartal Dağı Platform Sözcüsü Zeynel Aydın, tarihi kalıntılar nedeniyle bölgenin arkeolojik SİT alanı ilan edilmesi gerektiğini söyledi. Dört yıl önce Küçükkale köyüne yerleşen Aydın, “Bu köye doğası, havası ve insanı için yerleştim. Sakin ve huzurlu bir köy. Buraya mermer ocağının açılacağını duyduğumuzda huzurumuz kaçtı. Valilikten toplamda doksan beş hektarlık bir bölgenin maden sahası ilan edildiğini öğrendik” dedi. Aydın, mermer ocağına karşı halkla birlikte yapılması gerekenlere ilişkin toplantılar düzenlediklerini dile getirdi.
‘Zeytin yasasına aykırı’
Kurulacak ocakların su kaynaklarını tüketeceğine dikkati çeken Aydın, bölgede bulunan ve Ramsar Sözleşmesi çerçevesinde, 2003’te sulak alan ilan edilen Belevi Gölü’nün eko siteminin de olumsuz etkileneceğini, su kaynaklarının tükenmesiyle kuruyabileceğini belirtti. Aydın, bölgedeki orman ve toprak alanın azalmasının, sel felaketlerine de yol açabileceği uyarısında bulundu.
Mermer ocağı projesine göre şantiyelerin köye çok yakın yerlerde kurulacağını ifade eden Aydın, Zeytin Yasası’na göre; ocak sahasıyla zeytin alanının arasında en az üç kilo metre mesafenin olması gerektiğini hatırlattı. Aydın, şantiyelerin kurulmasıyla birlikte bölge halkının zeytin gibi tarım üretiminin de ciddi oranda olumsuz etkileneceğini vurguladı.
‘Helenistik dönemden kalıntılar var’
Dağda arkeolojik sit alanının da yer aldığını sözlerine ekleyen Aydın, “Bu alanın kayda geçmesi için köylüler olarak arama yaptık. Her ağacın altına baktık. Helenistik dönemden kalan tapınak kalıntıları bulduk. Bu kalıntılardan maalesef definecilerin haberi var ama devletimizin haberi yok. Müzeye haber verdik, alanda inceleme yapacaklar” dedi.
Mermer ocağı başta olmak üzere alanın maden sahasına dönüştürülmemesi için hukuki süreç başlatacaklarını belirten Aydın, “Yasalarla koruma altına alınan dağımız, ovamız, gölümüz için mücadele ediyoruz. Kimsenin burada yasa dışı bir şey yapmasına müsaade etmeyeceğiz. Bu sorunun çözümü için herkesi dayanışmaya çağırıyoruz” diye konuştu.
“Endemik dokusu yok olacak”
Dokuz Eylül Üniversitesi Biyoloji Bölümünden emekli olan Erkuter Erler de otuz yıl önce Küçükkale köyüne yerleştiğini ve bölgenin endemik yapısının zenginliğine işaret etti. Erler, endemik dokunun birbirleriyle yaşamsal bağı olduğunu, maden ve benzeri projelerin bu dokuyu yok edebileceği uyarısında bulundu.