Türkiye’nin en uzun süreli tutuklu mahkumu Serhat Tuğan hakkındaki delillerin çelişkili olduğunu kabul eden Adalet Bakanlığı, Tuğan’ın yeniden yargılanması için “kanun yararına bozma” talebiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdu.
Son aylarda sosyal medyada yapılan kampanyalarla ve bu mağduriyet hakkında çıkan haberlerle ismi gündeme gelen Serhat Tuğan için ortaya çıkan umut ışığı sonrası Radikal gazetesine konuşan Avukat Rojbin Tuğan, “Adaletin bir gün gerçekleşeceği umuduyla 25 yıldır beklediklerini” söyledi.
Aynı zamanda Serhat Tuğan’ın akrabası da olan Rojbin Tuğan, geç gelen adalete dikkat çekercesine ‘’Bu karar, bizim umudumuz. Bir gün, 25 yıl sonra da olsa adaletin yerini bulacağına inandık. Fakat çok uzun sürdü. O dönem bekar olanların bugün torunları var” dedi ve gelişmelerin “DGM hukuksuzluğuyla yüzleşmenin de vesilesi” olmasını umduğunu ekledi.
Bu gelişmelerden önce dokuz8HABER muhabiri Nalin Öztekin, aynı zamanda dayısı olan Serhat Tuğan’la Diyarbakır D Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde görüştü. Tuğan görüşme dair ayrıntıları ve izlenimlerini yazdı:
“Doğduğumda 3 yıldır cezaevinde olan dayım Serhat Tuğan’la ilk görüşmem ben 5 yaşındayken kendisinin kaldığı Bursa Cezaevinde gerçekleşmişti. O dönemde çocukların yakınlarıyla birlikte cezaevine girmesi mümkündü ancak daha sonra gerçekleşen bir operasyon sonrası, ilk olarak Bitlis Cezaevi’ne sevk edilen dayım, daha sonra da şu anda tutulduğu Diyarbakır D Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevine nakledildi.
Onu tekrar görmem için benim de 17 yıl beklemem gerekti. Yeğeni olma sıfatı ve ısrarlı çabalarımla Cezaevi savcısından ‘özel izin’ belgesi çıkartarak görüştüğüm Tuğan, ilk anda beni tanımadı. Ben onu en azından fotoğraflarından, hakkında çıkan ve benim de takipçisi olduğum haberlerden ve kampanyadan biliyordum ama o beni tanımamıştı.
İlk tepkisi ‘Merhaba hoş geldiniz, siz kimsiniz’ oldu. Bundan şaşıracak bir durum yok, çünkü içerde kendisine kimin geldiğini değil sadece ziyaretçisi olduğunu söylüyorlardı.
‘Ben Nalin’ deyince önce şaşırdı, hoş geldin dedi tekrar ve etrafına bakarak, ‘O kadar zaman geçti mi’ diye şaşkınlığını ifade etti. Kısa süre sonra tekrar toparlanarak ‘Sen benim hafızamda o küçük halinle kalmışsın’, ama gülerek ‘Bu halini de kabul ediyorum’ dedi. Benim oraya gelirken yaşamış olabileceğimi düşündüğü zorlukları sordu. serhat tuğan1
Yarım saatlik bir sürem vardı bu süreyi olabildiğince iyi değerlendirmek istiyordum.
Kendisiyle devam eden kampanya, yaşadıkları, istekleri, talepleri, duyguları üzerine konuştum.
Serhat Tuğan 25 yılı geride bırakan cezaevi hikayesini ‘çeyrek asırdır dar ağacında sallanıp bir türlü can veremeyen bir ölü canlar hikayesi’ olarak niteliyor ve ilk olarak kampanyadan dolayı kendisine destek veren herkese çok teşekkür ettiğini vurguluyor.
‘DGM yargılamaları korkunç mağduriyetlere yol açtı. Eğer bir yüzleşme yaşanacaksa bu tür insani mağduriyetlerin de görülmesi gerekir. Bize ‘sözde yurttaş’ deyip düşman hukuku uyguladılar’ diyen Tuğan kendisini de ‘adalet arayışında çılgın bir adam’ olarak nitelendirdi.
Hasta tutukluların durumuna da dikkat çeken Tuğan, kampanyanın kendisiyle sınırlandırılmaması ve önceliğin hasta ve sağlık durumu kritik olan ‘tutsaklar’ ardından da tüm DGM mağdurları olması gerektiğini ifade ediyor.
Hiç bir şekilde bir af talebinin olmadığını, sadece adaletli bir şekilde yeniden yargılama talebinde bulunduğunu söyleyen Tuğan, bu gibi hak mücadelelerinde gazetecilere büyük bir görev düştüğünü düşündüğünü de aktardı.
Serhat Tuğan cezaevinde olmasına rağmen dışarıda yaşanan gelişmeleri ve haberleri olabildiğince takip etmeye çalıştığını söyledi ve okumanın hayatındaki rolünü şu sözlerle dile getirdi:
‘Ben bunca yıldır bu zindanlara dayanıyorsam en büyük nedeni okuyor olmamdır ve okuma alışkanlığı Tanrı’nın insana verdiği en kutsal şeydir.’
Tuğan ortaokul, lise ve üniversite eğitimini cezaevinde tamamladı. Cezaevinde okuduğu Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümünden Yüksek Onur Belgesi ile mezun oldu.
Yaklaşık çeyrek asırdır tutuklu bulunan Tuğan en çok özlediği durumu toprağa bakmak, dokunmak ve demokratik bir ülkeye olan özlem şeklinde vurguladı.”
Sosyal medya’da #SerhatTuğanaAdalet
1991 yılından bu yana 25 yıldır cezaevinde bulunan Serhat Tuğan’ın ailesi ve yakınları Twitter, Facebook ve Change.org gibi sosyal medya araçları üzerinden başlattıkları kampanyalara destek çağrısında bulunuyor #SerhatTuğanaAdalet kampanyasını www.change.org sitesi üzerinden imzalayabilir ve kendisine mektup adresi üzerinden yazabilirsiniz. Kendisine destek olan insanlara teşekkürlerini ve selamlarını ileten Tuğan, isteyenlerin mektup yazabilmeleri için de adresini paylaştı.
Yazışma Adresi: Serhat Tuğan
Diyarbakır D tipi yüksek güvenlikli cezaevi
H 1-3 Diyarbakır
Hakkari’de yaşayan 16 yaşındaki Serhat Tuğan PKK bildirisi dağıttığı gerekçesiyle 10 ay Diyarbakır Cezaevi’nde tutuklu kalmasının ardından beraat etti. Fakat beraat kararına rağmen polisler tarafından yapılan tacizler sürdü. Tuğan, PKK katılımının ertesi yılı tutuklanarak Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) tarafından yargılandı. Serhat’ın elindeki silahın herhangi bir eylemde kullanılmadığı kriminal laboratuvar tarafından tespit edildi.
Diyarbakır İkinci Devlet Güvenlik Mahkemesi Tuğan’a ”örgüt üyesi” kapsamında 12 yıl 9 ay mahkûmiyet verdi, fakat bu karar Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından idam cezası olarak belirlendi. Ancak yaşının küçük olması nedeniyle verilen ceza müebbet hapis cezasına çevrildi. Dava dosyasının temyize gitmesine rağmen Yargıtay hakimlerince ceza yerinde bulundu. 2004 yılında Anayasa üzerinde yapılan değişiklik ile DGM’ler kaldırıldı. Buna rağmen avukatı tarafından yapılan ”yeniden yargılanma’ başvurusu reddedildi. Davayı gündeme getiren Şerafettin Elçi’ye Yargıtay üyelerinin şu cevabı verdiği ifade ediliyor: ”Biliyoruz, bizce de beraat etmesi gerekirdi ama o kararı verseydik bizi de yanına koyarlar.”