12 Eylül darbecilerinin ilk idamı Necdet Adalı, SYKP İstanbul İl Örgütü üyeleri tarafından Kadıköy’de gerçekleştirilen eylemle anıldı. Açıklamada, “Halka, emekçilere saldırı var ise karşınızda Adalı’nın yoldaşları var” denildi.
12 Eylül Askeri Darbesinin ardından idam edilen ilk kişi olan Kurtuluş Hareketi militanı Necdet Adalı, idamının 41’inci yıl dönümünde Kadıköy Süreyya Operası önünde gerçekleştirilen eylemle anıldı.
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) İstanbul İl Örgütü tarafından gerçekleştirilen anmaya SYKP Eş Genel Başkanı Cavit Uğur, SYKP yöneticileri ve Adalı’nın yoldaşlarından Mustafa Kemal Kaçaroğlu da katıldı.
Eylemde yapılan konuşmaların ardından SYKP İstanbul İl Eşbaşkanı Gürşenay Dalveren, parti adına basın açıklamasını okudu.
Dalveren açıklamada “Adalı, mücadele neredeyse hep orada olmuştur. O, en zorlu barikatları tutan, tüm zorlukların üzerine yürüyen, en mütevazi ve yalın haliyle öncüleşendir. Tarih onu böyle yazmıştır” ifadelerini kullandı.
Adalı’nın idamının tüm dünyanın gözleri önünde işlenen bir cinayet olduğunu vurgulayan Dalveren, 12 Eylül darbecilerinin fikirlerinin ve uygulamaların bugün AKP-MHP iktidarı tarafından sürdürüldüğünü belirtti ve “AKP iktidarının eğitim politikaları ile darbeci anlayışı devam ettirmektedir. 12 Eylül ile önleri açılan tarikatlar ve cemaatler bugün eğitim siteminin AKP lehine bel kemiğini oluşturmaktadır. Fettullahçılar, Ensarlar, Menzilciler gibi birçok tarikat, cemaat ve vakfın 12 Eylül ile önü açılmış AKP ile iktidara gelmiştir. 12 Eylül’ün yeşil kuşak projesini yapanlar ile bugün dindar ve kindar nesil yaratmak isteyenler aynı zihniyetin ürünüdür” dedi.
Necdet Adalı’nın 80 öncesi anti-faşist mücadelenin hem öncüsü hem de bir sıra neferi olduğunu vurgulayan Dalveren, “Zulüm, zorbalık, sömürü ve sömürgecilik var ise karşınızda Adalılar da var. Halka, emekçilere saldırı var ise karşınızda Adalı’nın yoldaşları var” ifadelerini kullandı.
Açıklamanın tamamı şöyle:
Bundan tam 41 yıl önce 1980 askeri diktatörlüğünün idam ettiği ilk devrimci Dev-Lis’li Necdet Adalı’ydı. Askeri diktatörlük sürecinde “asmayalım da besleyelim mi?” diyenler idam sehpasına ilk Adalı’yı gönderdiler.
Kurtuluş hareketinin militanı Necdet Adalı kısa yaşamının 19. yılında Ankara Örnek Mahallesi’ndeki bir evin basılması sonucu 4 kişi ile beraber askeri diktatörlük tarafından tutsak edildi.
“O doğru yaşayarak ölümsüzler kervanına katılanlardandır”
Necdet Adalı, 1958 Ağustosu’nda Ankara’nın Altındağ ilçesinde doğmuş, 21 yıllık ömrünü onurlu bir şekilde yaşamıştır. Mücadeleye lise yıllarında Dev-Lis saflarında başlamıştır. Girdiği her sokak, çaldığı her kapı, ekmeğini bölüştüğü her insan Necdet Adalı’ya sevgi duymuş, onu sahiplenmiştir. Çocuklar kaldırımda uyumasın, işçiler fabrikalarda sömürülmesin, emperyalistlerin savaşında insanlar top, tüfek mermileriyle öldürülmesin diye egemenlere karşı halkın kavgasını omuzlamıştır. Adalı, mücadele neredeyse hep orada olmuştur. O, en zorlu barikatları tutan, tüm zorlukların üzerine yürüyen, en mütevazi ve yalın haliyle öncüleşendir. Tarih onu böyle yazmıştır. Ankara Altındağ’ın altın saçlı çocuğu, mücadeleye başladığı günden idam sehpasını tekmelediği güne kadar tüm yaşamıyla nasıl mücadele edilir, nasıl yaşanır göstermiştir. O, ‘devrimci başkasına atılan tokadı kendi yüzünde hissedendir’ sözünü yaşamıyla bütünleştirmiştir. O doğru yaşayarak ölümsüzler kervanına katılanlardandır.
12 Eylül 1980’de emperyalizmin yerli işbirlikçileri bir askeri darbe yaptılar. Darbede ve sonrasında binlerce insan gözaltına alındı, işkencelerden geçirildi, idam edildi, katledildi. Hapishaneler sistematik işkence hanelerine çevrildi. Necdet Adalı’nın idamı darbecilerin tüm dünyanın önünde işlediği ilk cinayet oldu. Bugün ise halen karakollarda sokaklarda işkenceler, yargısız infazlar, keyfi tutuklamalar devam ediyor. 12 Eylül darbesi geride kaldı ama fikirleri, uygulamaları bugün AKP-MHP iktidarı ile karşımızda durmakta. Türkiye 1980’de olduğu gibi bir halklar hapishanesine dönüştürülmüştür. 12 Eylül ile hesaplaşacağını iddia eden iktidar göstermelik yargılamalar yapmıştır. Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan, Necdet Adalı’nın son mektubunu kürsüde okuyup ağlamış fakat Adalıyı anan, onun mücadelesine sahip çıkan liselilere soruşturmalar açmıştır. 12 Eylül’ün istediği sorgulamayan, araştırmayan gençlik özlemi bugün AKP iktidarının eğitim politikaları ile darbeci anlayışı devam ettirmektedir. 12 Eylül ile önleri açılan tarikatlar ve cemaatler bugün eğitim siteminin AKP lehine bel kemiğini oluşturmaktadır. Fettullahçılar, Ensarlar, Menzilciler gibi birçok tarikat, cemaat ve vakfın 12 Eylül ile önü açılmış AKP ile iktidara gelmiştir. 12 Eylül’ün yeşil kuşak projesini yapanlar ile bugün dindar ve kindar nesil yaratmak isteyenler aynı zihniyetin ürünüdür.
“Halka, emekçilere saldırı var ise karşınızda Adalı’nın yoldaşları var”
Necdet Adalı 80 öncesi anti-faşist mücadelenin hem öncüsü hem de bir sıra neferiydi. O, Maraş, Balgat, Beyazıt, Çorum, Bahçelievler katliamlarını yapan faşist çetelere karşı aktif bir mücadelenin parçasıydı. Irkçı milliyetçi çetelerin halka ve muhaliflere karşı yaptığı katliamlara sessiz kalmadı, izleyici olmadı. Bugün nasıl Suruç, Ankara, Gaziantep katliamlarını koruyorsa devlet o günde faşist çeteleri korudu ve destekledi. Adalı, faşizme karşı bugün dahi bize kavgayı öğretmektedir. 80 öncesi çeteler eliyle halkı korkutup ve sindirmeye çalışanlar, bugün açıktan polisiyle, mahkemeleriyle, yandaş basınıyla yapmaya çalışıyor. Fakat buradan tekrar etmek isteriz. Zulüm, zorbalık, sömürü ve sömürgecilik var ise karşınızda Adalılar da var. Halka, emekçilere saldırı var ise karşınızda Adalı’nın yoldaşları var!
Adalı’nın mücadele öncüsü olduğu mücadele bugün sıralardan, koridorlardan, fabrikalardan, sokaklardan Adalı’nın ismini haykırmaya devam ediyor.
Bizler devrimciler olarak bugün, ömrünün büyük kısmını sosyalizm mücadelesi ile geçiren Dr. Hikmet Kıvılcımlı’nın 12 Eylül Askeri Diktatörlüğü’nün idam ettiği ilk kişi olan Necdet Adalı’nın ve Küba Devrimi’nin komutanı Ernesto Che Guevara’nın yolundan yürümeye devam ediyoruz.
Necdet Adalı Ölümsüzdür!
Yaşasın Devrim ve Sosyalizm!