Kadın ve LGBTİQ+’ların on yıllardır mücadele ederek elde ettiği bir hukuki kazanım olan İstanbul Sözleşmesi, iç hukukta onaylanarak yürürlüğe girmiş bir sözleşmedir. Bu sözleşmeye hukuksuz saldırılar ilk olarak bir gece yarısı gerçekleşti. Tüm saldırılara rağmen kadınlar ne eşit ve özgür yaşam haklarından, ne de diğer demokratik haklarından vazgeçti.
20 Mart 2021 tarihinde gece yarısı yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Türkiye Cumhuriyeti’nin; İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen, “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nden çekildiği ilan edildi.
Bu karar sonrasında “İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmiyoruz, vazgeçmeyeceğiz” demek için sokak sokak, meydan meydan her alanda sesler yükseldi.
Kadın ve LGBTİQ+’ların İstanbul Sözleşmesi’nin fesh edilmesine karşı tüm yaşam alanlarında devam eden direnişleri polis şiddeti, gözaltılar, çıplak arama dayatmaları, her türden keyfi yasaklamalar ve hukuksuz yargılamalarla engellenmeye çalışılması hukuki bir mücadelenin de şekillenmesi sonucunu doğurdu. Cumhurbaşkanlığının ‘yok hükmündeki’ iptal kararnamesine yönelik olarak Danıştay’da açılan toplu iptal davaları bunun örneğiydi.
Çanakkale Kadın Dayanışması 16 Nisan 2021 tarihinde, “İstanbul Sözleşmesi’nin taraf devlet tarafından tek taraflı feshi ulusalüstü insan hakları hukukunca korunan temel insan haklarına yönelik bir işlemdir ve uluslararası insan hakları sözleşmelerine aykırıdır” diyerek Cumhurbaşkanlığı Kararı’nın yürütmesinin durdurulmasına, söz konusu Kararname’nin Anayasaya aykırı olduğu gözetilerek konunun Anayasa Mahkemesi’ne taşınmasına ilişkin Danıştay’da dava açtı.
28 Eylül 2021 tarihinde Danıştay 10. Dava Dairesi’nde beş danıştay üyesinin üçü yürütmenin durdurulma talebinin reddini isterken, iki üye ise yürütmenin durdurulması gerektiğini söyledi. Oy çokluğuyla yürütmenin durdurulması talebinin reddine karar verildi.
Av. İnci İncesağır ve Av. Burcu Özaydın tarafından 16 Kasım 2021 tarihinde, Danıştay Dava Daireleri Kurulu’nda söz konusu yürütmenin durdurulması talebinin reddi kararına itiraz edildi.
Davanın avukatlarından Av. İnci İncesağır, Cumhurbaşkanı kararnamesinin açıkça hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek, “İtiraz dilekçemizde de belirttiğimiz gibi, kadın cinayetleri, kadınlara ve çocuklara yönelik her türlü şiddet hız kesmeden, artarak devam etmektedir. İstanbul Sözleşmesi, kadınların erkeklerle eşit haklara sahip şekilde, özgürce yaşama hakkının, taraf devletler tarafından bir devlet politikası olarak benimsenmesini öngören, zorunlu tutan bir sözleşmedir. Dava konusu işlem, hem açıkça hukuka aykırı hem de telafisi imkansız zararlar doğuran bir işlemdir. İstanbul Sözleşmesi uygulanmadıkça, kadınlar üzerinde fiziksel, cinsel, ekonomik ve duygusal şiddet gün geçtikçe artmakta, kadına yönelik cinayet ve şiddet her gün katlanarak devam etmektedir. Söz konusu hukuksuz tasarrufun yürütmesinin durdurulmadığı her gün, kadın cinayetlerine bir yenisi daha eklenmektedir. Bu nedenle yürütmenin durdurulması talebimizin reddedilmesi hukuka aykırıdır” şeklinde açıklama yaptı.
İncesağır, yürütmenin durdurulmasıyla ilgili Danıştay Dava Daireleri Kurulu’nun kararını beklediklerini söyledi.