Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Lozan’ın Sessiz Sayfası: Kürtler Tarihin Hangi Satırına Yazıldı?

    25 Temmuz 2025

    Corc İbrahim Abdallah’ın tahliyesi ve eski bir afişin düşündürdükleri

    25 Temmuz 2025

    Cezaevi, red, mahkeme: Gazeteciliğin yeni hali

    25 Temmuz 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Lozan’ın Sessiz Sayfası: Kürtler Tarihin Hangi Satırına Yazıldı?

      25 Temmuz 2025

      Cezaevi, red, mahkeme: Gazeteciliğin yeni hali

      25 Temmuz 2025

      Engellilik Onur Ayı — Susmuyoruz, saklanmıyoruz, onurluyuz!

      24 Temmuz 2025

      Lozan Antlaşması bağlamında Kürt sorunu ve görülmeyen ötekiler

      24 Temmuz 2025

      Canımız, ciğerimiz yanıyor…

      24 Temmuz 2025
    • Seçtiklerimiz

      Corc İbrahim Abdallah’ın tahliyesi ve eski bir afişin düşündürdükleri

      25 Temmuz 2025

      Ulus-devletin mumu sönmeye koyulurken

      25 Temmuz 2025

      Batı’da yükselen dalga Japonya’ya ulaştı

      24 Temmuz 2025

      Akkuyu’da hakkını arayan işçilere TOMA ile saldırı, orman işçilerine ise günde sadece 53,39 lira

      24 Temmuz 2025

      Her şey değişecek, rejim baki mi kalacak?

      24 Temmuz 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      İsrail’in ‘iç’ mücadelesi gerçekten çıkmazda mı?

      21 Temmuz 2025

      SYKP Eş Genel Başkanı Mertcan Titiz: Kalıcı barış için sürecin seyircisi değil, öznesi olmalıyız

      8 Temmuz 2025

      Yangınların ortasında dayanışmanın motor gücü: Kuryelerin afetle mücadelesi – Mesut Çeki

      2 Temmuz 2025

      Kadir Akın: “Türk sosyalistleri Ermeni sosyalistlerinin varlığını görmezden geldiler, çünkü onlar Ermeniydi.”

      27 Haziran 2025

      SYKP’li Turgan: Solun örgütsel bir yenilenmeye ihtiyacı var

      11 Haziran 2025
    • Dosyalar
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Ulus-devletin mumu sönmeye koyulurken

    Ulus-devletin mumu sönmeye koyulurken

    BASKIN ORAN Artı Gerçek için yazdı: Ülke politikasına hâkim etno-dinsel grup dışındaki gruplara tahammül göstermeyen ulus-devlet modeli, ilk başladığı yerde yani B. Avrupa’da aşılmaya başlayalı epey oldu. (...) Türkiye, Kürtlerine yakın geçmişte büyük baskı yaptı. CB Erdoğan rejimi ise başlangıçta sıcak davrandı ama sadece 2024 ve 2025’te bile 10 tane DEM belediyesini kayyımladı. Fakat, DEM ve selefi olan partilerin çalışmaları ve şimdi de Ortadoğu gelişmeleri nedeniyle, Ulus-devlet modeli Türkiye’de de aşılmaya başlamış bulunuyor.
    Baskın Oran25 Temmuz 2025
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Türk milliyetçisi MHP’nin lideri Devlet Bahçeli’nin DEM’lilere gidip el sıkmasına insanlar ‘Yahu, neler oluyor’ derken, arkası geliverdi. Yine Bahçeli, “Cumhurbaşkanının iki yardımcısı olsun, biri Kürt, diğeri Alevi olsun” dedi. Ardından da sanatçı Ali Kınık’a bir “Kardeşlik” şarkısı besteletti: “Doğusu, batısı, güney doğusu, olmasın kimsenin asla kuşkusu, demir mert çınarın dallarıyız biz.”

    İyiye doğru da olsa, radikal değişiklikler sert tepkiler getirir. Gerçi Perinçek’in Vatan Partisi’nin “PKK Mensuplarının Devletle ve Toplumla Bütünleşmelerine İlişkin Af Kanunu” önerisi hazırlaması da hoş bir sürpriz oldu, fakat başka Ulusalcılar çok sinirlendiler. Şöyle ki:

    ***

    Sözcü gazetesi, yasayı uygulamaktan başka bişey istemeyen bir AYM kararını şöyle verebildi: “AYM istedi bahanesiyle 200 PKK’lıya jet tahliye.” Şunu da yazabildi: “Silah yakma şovundan sonra PKK’lılar tahliye edildi (…) Irak’taki bin 500 hainin dönüşüne kapı aralanacak.”

    Ardından, “Türk devleti bedevi çadırı değildir” diyen mi ararsınız, “Türkiye’yi etnik temelde bölüyor” ve “Türkiye Cumhuriyeti’ne en açık tehdit artık Öcalan’ın en vahşi rüyalarının bile önüne geçti” diye yazan, şu anda ifade özgürlüğünden içeride yatan Fatih Altaylı’yı mı okursunuz…

    En fazla skandalize olanların ulusalcılar olması acayip değildi. Çünkü tokalaşmaktan bu noktaya gelen sıra dışı olaylar dizisi, demokrasiye temelden engel bir yönetim modelinin, ulus-devlet rejiminin mumunun sönmeye başladığını haber veriyor.

    Daha önce çok konuşmuştuk ama, devam etmeden önce isterseniz bu ulus-devlet kavramını kısaca hatırlayalım.

    ***

    1789’a tarihlenen ulusal devlet, Tanrı veya Kral vs. yerine Ulus’un yüce sadakat odağı sayıldığı devlet türü.

    19. Yüzyıl sonuna tarihlenen ulus-devlet ise, Batı emperyalizmi yaygınlaşırken geç kalan bazı Batılı devletlerin inşa ettiği bir model. Çünkü emperyalizm muazzam bir evrensel rekabet demek ve başarılı olabilmek için ülke içindeki tüm muhalefet odaklarını ortadan kaldıracak bir dikensiz gül bahçesi arzulanıyor. B. Britanya’ya yetişmek çabasında olan Fransa’da, ardından da Almanya’da kurulacak bu devlet türü.

    Sonra sıra, 20. Yüzyıl başlarında dağılan imparatorlukların yerine kaim olacak devletlerin ulus-devlet modelini Batı’dan kopyalamalarına geliyor. Çünkü bu yeni bağımsız ülkelerde etno-dinsel gruplar arasındaki oydaşma çok daha zayıf, farklılıklar çok daha derin.

    Sonuçta, egemen etno-dinsel unsur diğerlerini bastırmaya soyunuyor. İki biçimde: 1) Asimile edebileceğini asimile ederek; 2) Asimile etmeyi gözünün kesmediğini etno-dinsel temizliğe uğratarak.

    ***

    Azgelişmiş dünyadaki yeni ulus-devletler ilk defa Osmanlı İmparatorluğu’na karşı Balkanlarda ortaya çıkıyor (Yunanistan, vb.). Ama en tipik örnekleri, Sevr Antlaşmasının inanılmaz aşırılığı ortamında yine Osmanlı’ya karşı kurulan Kemalist Türkiye.

    Ortadoğu ve Balkanlarda ulusal mensubiyetin temel öğesi (Osmanlı’nın Millet Sistemi sonucu) soy veya dil değil de din veya mezhep olduğu için, Türk devleti Gayrimüslimleri asimile edemeyecek; ciddi baskılar ve başta Varlık Vergisi olmak üzere çok çeşitli yöntemlerle etno-dinsel temizliğe uğratacak. Ör. Mübadeleden sonra 130.000 olan İstanbul Rum cemaati, ki bugün 2.000’in altında.

    Türk devleti Müslümanları asimile edecek; ama Pomaklar vb. gibi yurt dışından göçle gelmiş iseler (yani otokton değil iseler).

    Kürtler ise otokton, ayrıca çok sayıda ve zor ulaşılır arazide oldukları için ancak kısmen asimile edilebilecekler. Ve özellikle 1920’ler ve 30’lardaki ciddi baskılar, 1950’lerin sonundan itibaren Kürtlük bilinci kazanan bu insanları Türk ulus-devletine yabancılaştırmaktan başka işe yaramayacak.

    Böylece geliyoruz bugüne, yani devlete yabancılaştırmanın sona ermekte olduğunun sinyallerine. Ulus-devlet türünün günümüzde aşılması meselesine.

    ***

    Ülke politikasına hâkim etno-dinsel grup dışındaki gruplara tahammül göstermeyen ulus-devlet modeli, ilk başladığı yerde yani B. Avrupa’da aşılmaya başlayalı epey oldu. Ayrı bayrakları bile bulunan Bask Bölgesi ve Katalonya’nın tarihî ve efsanevi özerkliği dolayısıyla İspanya var. Anayasal olarak ilan edilmiş 5 özerk bölgeye sahip İtalya var.

    Finlandiya, Azerbaycan, Gürcistan, Macaristan; ayrıntıya girmek gereksiz, sürüyle devlet resmî dil dışındaki dilleri tanıyor.

    Ama bırakalım bunları, bizim ulus-devlet için örnek aldığımız Fransa’ya kısa bir göz atalım, çünkü çok ibret verici.

    ***

    Her şeyden önce Fransız Anayasası Md. 1, “Fransa bölünmez, laik, demokratik ve sosyal bir cumhuriyettir. Hiçbir köken, ırk veya din farkı gözetmeksizin bütün vatandaşlarını yasa önünde eşit addeder” gibi bizlere çok tanıdık, hatta yakın gelecek bir girişten sonra şöyle tamamlıyor: “Örgütlenme biçimi ademimerkeziyetçidir”.

    Anayasa Md. 75/1’e göre, “Bölgesel diller Fransa’nın ulusal mirasıdır.” 10 tane olan bu dillerin konuşulması, yazılması, yayınlanması, sanat konusu yapılması serbesttir. Bunlardan Breton, Bask, Katalan, Oksitan, Korsika ve Alsas dillerinin öğretilmesi ise 1951 Deixonne Yasası’ndan beri mümkün kılınmıştır.

    Fransa’da Alsas, Bask ve Korsika bölgelerinin kendi “idari bayrak”ları vardır. Alsas’ta, henüz Fransızcaya tercüme dahi edilmemiş kimi Alman yasaları uygulanır, noterlerde Alsas dilinde belge imzalanabilir. Yani bu bölge üstelik “çok hukuklu”dur.

    Napolyon’un memleketi olan Korsika adasını hiç sormayın, buranın özel statüsüne göre ayrı bir Meclis’i, yürütme konseyi, bütçesi ve kalkınma planı mevcuttur. Meclis’te Fransızcanın yanı sıra Korsikaca da konuşulabilir.

    ***

    Bütün bunların gösterdiği gibi, Türkiye’nin kopyalamış olduğu Fransa artık bir Ulus-devlet değildir, bir demokratik devlet’tir. Çünkü çok önemli bir desantralizasyon / ademimerkeziyetçilik süreci sonucu yerel yönetimlere, mali dahil, çeşitli yetkiler tanınmıştır. 2003’te anayasaya eklenen ve yerel yönetimlerin vergi salabileceklerine ilişkin Md. 72/2 konumuz açısından çok ufuk açıcıdır:

    “Mahalli idareler, yasayla belirlenen şartlar çerçevesinde, serbestçe tasarruf edebilecekleri gelirlere sahiptirler. Her türlü vergi gelirlerinin tamamını ve bir kısmını alabilirler. Yasanın belirlediği sınırlar içinde, mahalli idarelere, vergilerin matrah ve oranının tespitine yasayla izin verilebilir.”

    Ufuk açıcı derken, buna ulus-devletin olmazsa olmaz niteliği addedilen “üniter devlet” kavramı da dahildir. Çünkü unutmayalım ki üniter devlet demek mahalli yetkilere izin vermeyen devlet demek değildir. Mahalli yetkileri merkezden yasayla verebilen ve isterse geri alabilen devlet demektir.

    Fransa’yı burada bırakır ve Türkiye’nin doğmakta olduğu döneme dönersek, bu bölgesel özerklik 1921 Anayasası Md. 11-14’te aynen mevcuttur. Bunu uzatmıyorum, çünkü “Kürt meselesinde ideal ve mümkün tek çözüm” başlığıyla 26.06.2025’te ayrıntısıyla yazmıştım.

    ***

    İşte, ulus-devletin beşiği olan B. Avrupa’daki bu gelişmeler, aynı B. Avrupa’nın 1916 Sykes-Picot gizli antlaşmasıyla (bir kısmı zaten 1639 Kasr-ı Şirin Antlaşmasıyla İran’a bırakılmış olan) Kürtleri 3 ülkeye dağıtacak biçimde bölmüş olduğu Ortadoğu’ya da ulaşmakta. Bugün Irak’ta Kürdistan Bölgesel Yönetimi var. Yarın da K. Doğu Suriye’de Şam’a bağlı özerk bir yönetim olması beklenmeli.

    Türkiye, Kürtlerine yakın geçmişte büyük baskı yaptı. CB Erdoğan rejimi ise başlangıçta sıcak davrandı ama sadece 2024 ve 2025’te bile 10 tane DEM belediyesini kayyımladı. Fakat, DEM ve selefi olan partilerin çalışmaları ve şimdi de Ortadoğu gelişmeleri nedeniyle, Ulus-devlet modeli Türkiye’de de aşılmaya başlamış bulunuyor. Şu çok güzel farkla ki, iktidarın barışa müsait olduğu bir ortamda DEM silahı kesinlikle reddediyor, Türkiyeli olarak siyaset yapmak istiyor.

    İnsanların “Yahu, neler oluyor?” diye şaşırdıkları olay bu işte. Başka bişey değil. Ulus-devlet, ademimerkeziyetçilik sayesinde demokratik devlet’e dönüşme sürecine girecek.

    Sadece bir başlangıç, ama sürmesi bizatihi Devlet’in tek parça halinde bekası için şart olan bir başlangıç.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Corc İbrahim Abdallah’ın tahliyesi ve eski bir afişin düşündürdükleri

    25 Temmuz 2025

    Batı’da yükselen dalga Japonya’ya ulaştı

    24 Temmuz 2025

    Akkuyu’da hakkını arayan işçilere TOMA ile saldırı, orman işçilerine ise günde sadece 53,39 lira

    24 Temmuz 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Ömer Bölüm

    Lozan’ın Sessiz Sayfası: Kürtler Tarihin Hangi Satırına Yazıldı?

    Sinan Cantürk

    Cezaevi, red, mahkeme: Gazeteciliğin yeni hali

    Elif Gamze Bozo

    Engellilik Onur Ayı — Susmuyoruz, saklanmıyoruz, onurluyuz!

    Toros Korkmaz

    Lozan Antlaşması bağlamında Kürt sorunu ve görülmeyen ötekiler

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Adil Okay

    Corc İbrahim Abdallah’ın tahliyesi ve eski bir afişin düşündürdükleri

    Baskın Oran

    Ulus-devletin mumu sönmeye koyulurken

    Ergin Yıldızoğlu

    Batı’da yükselen dalga Japonya’ya ulaştı

    Adil Okay

    Akkuyu’da hakkını arayan işçilere TOMA ile saldırı, orman işçilerine ise günde sadece 53,39 lira

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    İşçi sınıfının açlıkla imtihanı

    5 Temmuz 2025

    İşçiler ne yapsın?

    11 Haziran 2025

    Grev okulundan dersler

    10 Haziran 2025
    KADIN

    Patriarkayı yık

    22 Haziran 2025

    Kadının İnsan Hakları Derneği, İstanbul Sözleşmesi’ni AİHM’e taşıdı

    3 Mayıs 2025

    DEM Parti Kadın Meclisi’nden Saadet Partisi’ne ziyaret

    14 Mart 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.