SEÇTİKLERİMİZ – Fehim TAŞTEKİN Gazete Duvar için yazdı: Türkiye henüz “doğalgazdan önce ve doğalgazdan sonra” diye milat koyacak bir noktada değil. Belki süresi yakında dolacak doğalgaz anlaşmaları yenilenirken pazarlık gücünü nispi olarak artırdığı söylenebilir. Pek çok kişi bunun üzerinde duruyor.
Müjdeler olsun, Türkiye Karadeniz’de aradığını buldu. Hükümet ilk üç günde 320 milyar metreküplük depodan 800 milyar metreküp sızdırmayı başardı! Gazın etkisiyle bu kadar efsun olacak!
Türkiye’de petrol ve doğalgaz yerden fışkırmasa da nasipsiz Türk siyasetinin yakıtı olageldi. “Bütün komşulardan çıkar da Türkiye’den niye çıkmaz?” sorusunu “Ahhh bir Musul ve Kerkük bizde kalsaydı” hayıflanması izler. Ve genelde cumhuriyetle hesaplaşma zemininde ilerler bu tartışma. Özellikle muhafazakâr-sağ-milliyetçi kanatların Lozan’ı hezimet sayan söylemindeki ana yakıt petroldür. Bir de 12 ada!
Musul’un 1918’de kaybedildiği, meselenin Lozan görüşmelerinde çözülemediği, 1926 Ankara Anlaşması ile bir bedel karşılığı kentten vazgeçildiği, bu anlaşmanın bağımsız Irak ile teyit edildiği, 1934’ten başlamak suretiyle çıkartılan petrolün yüzde 10’una tekabül eden bedelin 25 yıl boyunca ‘Musul Kalemi’ olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin bütçesine girdiği, unutulan ya da eksik kalan 100 milyon liralık borcun 1986’da Saddam’a jest olsun diye silindiği gerçeğiyle alakadar olmak da gerekmez.
Petrole bu denli susamışlık olmasaydı her seçim döneminde prim yapan birer müjdeye dönüşmezdi. Günlerdir AKP döneminde keşfedildiği açıklanmış rezervlerin çetelesi tutuluyor. Çoğunu da unutmuşuz. Hafıza-i beşer işte! Sadece birini hatırlatalım: Adnan Menderes’in 2 Ocak 1957’de Yeni Sabah’ın “Trakya’da zengin petrol bulundu” manşetiyle pompaladığı umudu, 63 yıl sonra AKP medyası “Trakya’da 20 trilyon metreküp doğalgaz bulundu” haberleriyle tekrarlamıştı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “100’üncü yılında Lozan sona erecek” iddiası için sabırsızlıkla beklediği 2023’te Karadeniz gazının ocaklarımıza geleceğini müjdeliyor. Tabii aynı zamanda seçim vakti. “Petrol ve doğalgazın üzerinde oturan ama şimdiye kadar dış güçlerce çıkarmasına izin verilmeyen Türkiye zincirlerini kırıyor” diyen efsane tabanda yok satıyor.
Kastım olanı ve bulunanı küçümsemek değil.
Kuşkusuz hükümetin çok önemsediği bir şey; yıllardır arıyor, deliyor. İllaki bulacak. 2004-2019 arası 6 adet derin deniz ve 10 adet sığ deniz arama kuyusu kazıldı. BP Hopa’da, Petrobas ExxonMobil Sinop’ta, Chevron Yassıhöyük’de, ExxonMobil Kastamonu’da kuyu açmış, müjdeyi vermeden çekip gitti. Sadece BP 200 milyon dolar harcadı. Müjdesiz! İnsafsız!
Sonra TPAO kendi gemileriyle koyuldu. Nihayetinde Fatih gemisine Sakarya sahasında rast geldi. Tuna 1 kuyusunda 320 milyar metreküplük gaz rezervi böylece müjdelendi.
Karadeniz’in derinliğinden gelen haber içeriye umut, dışarıya ‘ayar’ veriyor, vermek istiyor.
Fehim TAŞTEKİN’in Gazete Duvar’daki yazısının tamamını okumak için TIKLAYIN