12 Mart Askeri Muhtıra Darbesi’nin 50. Yılında dönemin Dev-Genç Başkanı Ertuğrul Kürkçü ile konuştuk. Kürkçü, bugünün siyasal gelişmeleriyle de irtibatlandırarak 12 Mart Askeri Muhtıra Darbesi’ni SiyasiHaber için değerlendirdi.
Türkiye’de gerçekleşen darbeler ve darbe girişimlerini müesses nizam ve onun savunucuları muhalefetin aşırıya kaçmasıyla, işe radikal eylemi, “silahı” karıştırmasıyla izah etmeye eğilimliler. Bütün askeri darbelerde olduğu gibi, yaklaşık yarım asır sonra 12 Mart Askeri Darbe Muhtırası’nın da böyle izah edilmeye çalışıldığına sık sık tanık oluyoruz. 12 Mart özelinde bu yorum o günün tarihsel gerçekliğiyle ne ölçüde örtüşüyordu? O tarihsel kesitte de önce ateş eden Engels’in ifadesiyle “Mösyö burjuvazi” değil miydi?
12 Mart yaklaşırken yükselen toplumsal muhalefetin karşısına Demirel Hükümeti’nin Gladyo ve MHP’yi çıkardığı biliniyor. Bugün farklı tarihsel koşul ve biçimlerde aşağıdan bir halk ittifakı, toplumsal huzursuzluk yükselirken, bu kez de AKP eliyle MHP ve derin devlet unsurları işbirliği içinde görünüyor. 12 Mart’tan 50 yıl sonra böyle bir benzerlik kurmak mümkün mü?
12 Mart Askeri Darbe Muhtırası ve ardından gündeme gelen kesif baskı koşulları altında yeni temeller üzerinde inşa edilmek istenen “İhtilalci” sol ezildi. Türkiye Sosyalist Hareketi’nin dünü ve bugünü üzerinde bu gelişmenin ne türden etkileri oldu?
12 Mart döneminin Dev-Genç Genel Başkanı, Halkların Demokratik Partisi Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü ile yaptığımız söyleşide yukarıdaki soruların cevaplarını aradık.