Türkiye tarihindeki en önemli iş bırakma eylemlerinden biri olan TEKEL direnişinden bu yana 15 yıl geçti.
TEKEL fabrikaları Şubat 2008’de özelleştirme kapsamında 1.7 milyar dolara British American Tobacco’ya (BAT) satıldı.
Firma TEKEL fabrikalarını hızla kapatmaya başladı ve işçi çıkartacağını açıkladı. Ancak dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan yönetimindeki iktidar çıkartılan işçilerin kamu kuruluşlarına aktarılmayacağını duyurdu.
Bunun yerine yaklaşık 10 bin işçinin 31 Ocak 2010’da işten çıkarılarak 4/C statüsüne (geçici kamu personeli) geçmesi istendi. 4/C statüsüne geçecek olan işçilerin maaşları neredeyse yarı yarıya düşecek ve sosyal güvenceleri ellerinden alınacaktı.
Bu karar sonrası 15 Aralık 2009’da başlayan eylemler 78 gün boyunca devam etti.
Kısa sürede tüm Türkiye’ye yayılan eylemlerdeki polis şiddeti için Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ı mahkemeye verdi.
TÜRK-İŞ, DİSK, HAK-İŞ, KESK, Memur-Sen ve Kamu-Sen ortak karar ile 4 Şubat 2010 Perşembe günü için 1 günlük dayanışma grevi kararı aldılar.
Takvimler bu tarihi gösterdiğinde 1980 darbesi sonrası Türkiye’nin en büyük iş bırakma eylemi gerçekleşti. Ankara’nın Sakarya Caddesi’ni çadırlarla kuşatan işçiler 4/C’ye geçiş kararının iptal edilmesini istedi. Onları İstanbul’da Eminönü’nden Saraçhane’ye yürüyen 10 binden fazla eylemci takip etti.
Eylemin yankıları ile birlikte 1 Mart 2010’da Danıştay 4/C’ye geçiş için 30 günlük süre içinde ilgili kurumlara başvurmasını öngören hükmünün yürütmesini durdurdu.
Sonraki gün ise işçiler Ankara Sakarya Caddesi’ndeki çadırları kaldırmaya başladı.
TEKEL direnişi, özelleştirme politikalarına karşı büyük bir toplumsal tepki oluşturması ve ortak bir mücadele zemini yaratmasıyla hafızalarda yer aldı.