Almanya’nın Köln kentinde Şubat 2024’te kurulan QAD-Barış Araştırmaları Derneğinin yayına açılan web sitesi “QAD-Barış Meydanı”nda Selahattin Demirtaş’ın yazısı ve cezaevinden yeni bir fotoğrafı yayımlandı.
Yaklaşık 9 yıldır Edirne Cezaevinde tutuklu bulunan HDP’nin eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, “Haydi Meydana” başlıklı yazısında, QAD’ın kuruluş sürecinde emeği geçen ve destek olanlara teşekkür etti ve “Özgür tartışma ortamı için sizi ‘Meydan’a davet ediyorum. QAD, hepimizin ortak ‘Hyde Park’ı olur umarım… Hoş geldin ve yolun açık olsun, yolun barış olsun QAD” dileklerini paylaştı.
Demirtaş’ın yazısının bir kısmı şöyle:
“Barışı istemenin yeterli olmadığını biliyoruz”
“Biz barışı istiyor, talep ediyor, arzuluyoruz. Ancak bunun yeterli olmadığını bildiğimiz için nefesimizin yettiği her yerde barışın inşası için çalışmaya devam ediyoruz. QAD Barış Araştırmaları Derneği, işte bu çabanın bir parçası olarak ortaya çıktı. Yurt dışında yaşamak ve çalışmak durumunda kalan, ancak barış için mücadeleye devam eden akademisyenlerin, araştırmacıların ve aktivistlerin emeğiyle Köln’de kuruldu. Koşulların oluştuğu ilk fırsatta ülkeye taşınmak üzere şimdilik mecburen yurt dışından barışa katkı sunacak. Büyük bir rastlantıyla, tam da Türkiye’de yeni bir barış sürecinin orta yerinde çalışmalarına başlayan QAD’ın önünde ciddi sorumluluklar olacak. Zaten QAD’ın gönüllüleri de bunun farkında olarak ellerini taşın altına koydular.”
“Silahların devre dışı kalması sadece ilk aşamadır”
“Her şeyden önce şunun farkındayız: Silahların devre dışı kalması barışın sadece ilk aşamasıdır. Literatürde bu duruma ‘negatif barış’ denilse de, ben ‘siyasal barış’ demeyi tercih ediyorum. Bunun ardından, tüm çatışma potansiyellerinin ortadan kaldırılacağı pozitif barışı (toplumsal barışı) inşa süreci başlayacak, başlamalıdır. Silaha hükmetme gücümüz olmadığından, negatif barış aşamasında karar verici olamasak da, bu aşamanın onurlu bir anlaşmayla tamamlanması ve pozitif barışın inşa sürecinin önünü açacak şekilde gerçekleşmesi için gayret ediyoruz. Fakat asıl işimiz, esas sorumluluğumuz sonrasına ilişkindir. Çünkü barışın adil, kalıcı ve sorun çözücü olabilmesi için asıl olarak sonraki aşamada, yani silahlar bırakıldıktan sonraki dönemde yapılacaklar önemli ve belirleyicidir. İnsan haklarına, kurumsal bir demokrasiye, temel hak ve özgürlüklere, ekonomide adil paylaşıma dayalı bir sistem, bir yönetim veya rejim kurulamazsa eğer, barışın bağlı olduğu pamuk ipliği illaki bir yerlerden kopar.”
“Hedef özgür bir tartışma ortamı yaratmak”
“QAD ile temel hedefimiz, barışın tüm aşamalarının arşivini, kuramını ve kurumlarını oluşturmaya dönük özgür bir tartışma ortamı yaratmaktır. QAD’da ifade edilecek her düşünce yalnızca evrensel temel ilkelerle sınırlanabilir; bunun dışında hiçbir sınır koymadan, özgür ve eleştirel düşüncelerle, yeni fikirlerle ve önerilerle halkımızın onurlu barışına hizmet etmeye çalışacağız. Belki başarabilirsek ve koşullarını oluşturabilirsek, QAD’ı ülkede bir düşünce kuruluşuna dönüştürmeyi de tartışıyoruz ve tartışacağız. Elbette tüm inisiyatif, özgür tartışma ortamı yaratmakla sorumlu QAD yönetimindedir.”
“İşe iğneyi kendimize batırarak başlamalıyız”
“Öncelikle, enine boyuna tartışıp toplumsal barış için bir yol haritası çıkarmak durumundayız. Sonuçta şunu çok iyi biliyoruz ki, silahlar devre dışı kalınca demokrasiye kendiliğinden geçiş diye bir şey olmayacak. Bunun için, önümüzde zorlu ve uzun bir mücadele süreci olacak. Demokrasiyi öncelikle kendi içimizde bir kültüre dönüştürme çalışmalarından başlayarak toplumsallaştırmaya yönelik her tür çalışmayı cesurca tartışmak zorundayız. Belki de işe, iğneyi kendimize batırarak başlamalıyız: Biz gerçek birer demokrat olmadan, kurumlarımız demokrasinin işlediği sivil merkezlere dönüşmeden, neyi, kimi, nasıl değiştirebiliriz ki? Adalete, eşitliğe, özgürlüklere dayanmayan ve doğrudan demokrasiye en yakın modelleri inşa etmeden barışı kalıcı hale nasıl getirebiliriz ki? Ve elbette özgürce tartışmadan, konuşmadan, araştırmadan bu soruların yanıtlarını nasıl bulabiliriz ki?”