Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin, ırkçı ve homofobik bir müdahalede bulunarak “etnik köken, cinsiyet ve cinsel yönelim ayrımı yapmayacağım” bölümünü Hipokrat Yemini’nden çıkarmasına karşı açıklama yapan TTB, “Mezuniyet törenlerinde Hekimlik Andı’nın Cenevre Bildirgesi’ne uygun olarak okunması gerekmektedir” dedi.
Sakarya Tıp Fakültesi, Hipokrat Yemini’nde “cinsiyet, etnik kimlik ve cinsel yönelim ayrımı yapılmayacağına” yönelik bölümü çıkarmış, bu haliyle üniversitenin sayfasında yayınlamıştı.
Olayın ardından CHP Ankara Milletvekili Murat Emir de Sakarya Üniversitesinde tıp fakültesi öğrencilerine Hipokrat Yemini’nden çıkarılan kısımlarla yemin ettirilmek istendiğini söyledi. Emir’in aktardığına göre öğrenciler bunu reddedince Rektörlük Hipokrat Yemini’ni okutmaktan vazgeçti.
Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol ise 15 Haziran’da Twitter hesabından, Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde hekimlik andında değişiklik yapıldığını duyurmuştu.
Sakarya Tıp Fakültesi’nde gerçekleşen bu olaya karşı açıklama yapan Türk Tabipler Birliği (TTB), “Önümüzdeki günlerde yapılacak olan mezuniyet törenlerinde Hekimlik Andı’nın Cenevre Bildirgesi’ne uygun olarak okunması gerektiğini” söyledi.
Cenevre Bildirgesinin tüm hekimler için ortak ve bağlayıcı olduğu ve hiçbir hekimin, kurumun kendisini hekimlik etik değerlerinden üstün, ayrıcalıklı ya da azade göremeyeceği belirtilen açıklamada “Hekimin hastasına sadece insan olarak yaklaşabileceğini ortaya koyan hekimlik andı üzerinde ayrımcılığa yol açabilecek her eksiltme, ekleme ya da değişiklik etik ihlal ve suçtur; hekimlikle bağdaşmaz.” İfadelerine yer verildi.
TTB’nin yaptığı açıklamanın tam metni şu şekilde:
“Hekim andı, hekimlik uğraşı kadar eskidir ve hekimle hasta ilişkisinin, güveninin başlangıcı; temel bileşenidir. Bu bağıt hekimin hastasına karşı görev ve sorumluluğunu hatırlatır, bunun çerçevesini çizer. Ayrıca bu metinler hekimin topluma verdiği sözleri sembolize eder. Yararlılık, zarar vermeme ve hastanın öncelenmesi bugüne kadarki tüm hekim antlarının ortak noktasıdır.
Hekimlik sanatı insanlığı etkileyen her olaydan ders çıkarıp bunu insanlık yararına mesleğine yansıtmaya çalışmıştır. Bu tutum için örneklerden birisi de Dünya Tabipler Birliği İkinci Genel Kurulu’nda (Eylül 1948, Cenevre-İsviçre) kabul edilen Cenevre Bildirgesi’dir. Bildirgenin temel amaçlarından birisi de II. Dünya Savaşı’nda bazı hekimlerin tıbbı kullanarak işledikleri insanlık suçları nedeniyle hekimliğe verdikleri zararları onarmak ve bir daha olmasını engellemektir. “Din, ulus, ırk, parti politikaları ya da toplumsal durumla ilgili değerlendirmelerin görevimle hastamın arasına girmesine izin vermeyeceğim” cümlesi Cenevre Bildirgesi’ne konulmuş ve her zaman hekim andının başat maddesi olmuştur. Cenevre Bildirgesi daha sonrasında “Mesleki Bağlılık Yemini” alt başlığını da alarak revize edilmiştir. Bahsi geçen cümle evrensel insan hakları bağlamında “Yaş, hastalık ya da sakatlık, inanç, etnik köken, millet, politik eğilim, ırk, cinsel yönelim, sosyal duruş ya da başka herhangi bir etkenin, görevim ve hastam arasına girmesine izin vermeyeceğim” şeklinde yenilenmiştir.
Cenevre Bildirgesi tüm hekimler için ortak ve bağlayıcıdır. Hekim-hasta ilişkisinde insan olmaktan başka hiçbir tanım, hasta için ayrıcalık ya da ayrımcılık nedeni olamaz. Hiçbir hekim, kurum, erk, kendisini hekimlik etik değerlerinden üstün, ayrıcalıklı ya da azade göremez. Çünkü hekimlik değerleri insanlık değerleridir ve bu değerleri savunmayanların canlı yaşamına verdiği zararlar acı örnekleriyle karşımızdadır. İnsanlığın belleğindeki her türlü acı ve ayrımcılık, hekimlerin de belleğinde olmalıdır. Hekimin hastasına sadece insan olarak yaklaşabileceğini ortaya koyan hekimlik andı üzerinde ayrımcılığa yol açabilecek her eksiltme, ekleme ya da değişiklik etik ihlal ve suçtur; hekimlikle bağdaşmaz. Hekimlere yol gösterecek etik ilkeleri yok saymaya/yok etmeye kalkışacağına inanan erk, kurum ya da kişiyi hekimlik değerlerinin de kaynağı olan insanlık değerleri engelleyecektir.
Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi mezuniyet töreninde hekimlik andının “ayrım yapmama” kısmının çıkarılıp okutulmaya çalışıldığı; yeni mezun olacak hekim meslektaşlarımızın duruma tepki göstermesi üzerine bu kez de hekimlik andının okutulmadığı bilgisi gerek hekimler gerekse basın tarafından Türk Tabipleri Birliği’ne (TTB) iletilmiştir.
Hekimlik andı içeriğinin değiştirilmesi, “ayrım yapmama” ilkesinin okunmaması gibi etik dışı örneklerin görülüyor olması; standart, güncel ve evrensel değerlerimizi içeren bir metnin kullanılmasının ne kadar gerekli olduğunu ortaya koymaktadır. Bu bağlamda TTB’nin Dünya Tabipler Birliği Cenevre Bildirgesi’nde somutlaşan hekimlik etik değerlerine sahip çıktığını bir kez daha vurguluyoruz. TTB’nin 28 Haziran 2014 tarihinde yapılan 64. Büyük Kongresi’nde bu konu ele alınmış; Dünya Tabipler Birliği Cenevre Bildirgesi’nin tüm ülke çapında “Hekimlik Andı” olarak kullanımının sağlanmasına karar verilmiştir. Resmi Gazete’de 28.4.2004 tarih ve 25446 sayı ile yayımlanmış olan Türk Tabipleri Birliği Disiplin Yönetmeliği madde 5-t’de “Belirlenmiş tıbbi etik değerler ile Türk Tabipleri Birliği ve/veya Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından benimsenen uluslararası belgeler ve kurallar dışında davranışta bulunmak”, fiilinin geçici olarak meslekten alıkoyma cezası gerektirdiğini, değerlerimizi korumanın temel görevimiz olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.
Yukarıda ortaya konulan değerlendirme ve gereklilikler ışığında;
Önümüzdeki günlerde yapılacak olan mezuniyet törenlerinde Hekimlik Andı’nın Cenevre Bildirgesi’ne uygun olarak okunması gerektiğini hatırlatıyor; tüm akademisyen ve üniversitelerimizin hekimlik değerlerimize sahip çıkacağına inanıyoruz.”