RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, “Eğer böyle devam ederse, kanunda yeri var, bu konuda yeni bir karara alırız. Haber bültenleri yorum yapmadan, haber bülteni şeklinde sunabilirler” açıklaması yaptı.
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, “Eğer böyle devam ederse, kanunda yeri var, bu konuda yeni bir karara alırız. Haber bültenleri yorum yapmadan, haber bülteni şeklinde sunabilirler” açıklaması yaptı.
‘Yorumsuz haber bülteni şeklinde sunabilirler’
Ebubekir Şahin katıldığı “Salgınla Mücadele Sürecinde RTÜK” konulu video konferansta, televizyon kanallarının haber bültenlerini sunan medya mensupları hakkında şunları söyledi: “Buradan uyarıyorum, normalde kanuna göre yorum yapması mümkün değildi. Gerçekten bu işi iyi yapan arkadaşlarımızın yorumlarını engellemeyelim diye biz de diğerlerininkini engelleme adına karar almıyoruz. Eğer böyle devam ederse, kanunda yeri var, bu konuda yeni bir karara alırız. Haber bültenleri yorum yapmadan, haber bülteni şeklinde sunabilirler.”
Tipik bir Nazi uygulaması
Almanya’da faşistler iktidara geldikten sonra medya aygıtı devasa boyutlara ulaştı. Ancak medya büyümesine orantılı olarak çok sesliliğini, renkliliğini de yitirdi.
Hitler, 4 Ekim 1933’te basın kanununu çıkarttı. Bu kanunla gazetecilik bir “kamu mesleği”, gazeteciler de bir tür memur konumuna getirildi. Yasanın 14. maddesi göre editörler gazetelerini “kamuyu yanlış yönlendirecek; kamusal hedefler yerine bireysel/bencil hedefler koyacak; Almanya’yı, Alman halkının ortak iradesini, Alman savunmasını, ekonomisini ya da kültürü zayıflatacak” her tür yaklaşımdan uzak tutmakla yükümlüydüler. Her sabah yazı işleri müdürleri Halkı Bilgilendirme ve Propaganda Bakanlığı’ndaki Gözetim ve Talimat Merkezi’nde toplanıyor, başında Goebbels’in olduğu Propaganda Bakanlığı’nın önerileriyle gazetelerini hazırlıyorlardı. Haberler tek tipti, aynı tornadan çıkmış gibiydi.
12 Eylül’de de benzer uygulama denendi
12 Eylül Darbesi’nin ardından da benzer uygulamayı Cuntacılar hayata geçirmeye çalıştılar. Gazetelerin ve gazetecilerin büyük bir çoğunluğu bu uygulamaya ayak uydururken namuslu gazeteciler bu uygulamaya karşı direndiler. Bu uygulamanın bir başka örneği ise sonraki yıllarda özellikle Kürt sorununa dair MİT kaynaklı haberlerin aynı tornadan çıkmış gibi, kelimesine dokunulmadan bir dizi gazetede aynı gün, emir telakki edilerek yayımlanmasıdır. O dönemde Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş’in Başbakan Tansu Çiller’le ilişkisini tarif ederken kullandığı “tak emrediyor şak yapıyoruz” cümlesini çağrıştırmak için devlet güdümlü gazeteciliğe “tak şak gazetecilik” adı takılmıştı. Bakan Şahin “tak şak gazetecilik” istiyor anlaşıldığı kadarıyla…
RTÜK Başkanı işine gelmeyen yorumdan rahatsız
Ebubekir Şahin’in “yorumsuz haber bülteni” arzusunun söz konusu ettiğimiz uygulamalardan bir farkı yok. Bakan’ın açıklamaları aslında yorumdan değil, işine gelmeyen yorumdan rahatsız olduğunu gösteriyor öte yandan. Şöyle diyor Şahin: “Gerçekten bu işi iyi yapan arkadaşlarımızın yorumlarını engellemeyelim diye biz de diğerlerininkini engelleme adına karar almıyoruz.” Besbelli ki bakana göre her gün haysiyet cinayeti işleyen, Tayyip Erdoğan’ın direktiflerini emir telakki eden, MİT kaynaklı haberleri harfine dokunmadan yayımlayan basın “bu işi iyi yapan arkadaşlardan” oluşuyor. Bakan bütün basının böyle olması arzusunda. Siyasi iktidarı eleştiren yorum ve yayıncılık yapan basın kuruluşlarıyla derdi Şahin’in.
Ebubekir Şahin açıklamalarında basına verilen cezaları da savundu. Şunları söyledi Şahin:
‘Ceza vermeye devam edeceğiz’
Koronavirüs pandemisi sürecinde Ankara Üniversitesi İletişim Araştırmaları Merkezi ile araştırma yürüttüklerini ve ilkeler belirlediklerini söyleyen Şahin, bu ilkeleri hiçe sayan yayınlar yapıldığını ifade ederek, “Siyasi rant elde etmeye çalışan medya kuruluşu varsa biz buna nasıl sessiz kalabiliriz. Tabi ki cezalarımızı verdik ve vermeye de devam edeceğiz” dedi.