Leyla Halid: “Biz ilk olarak başka bir ülkeye müdahale edilmesine, asker gönderilmesine karşıyız. Türkiye ordusunun Suriye’ye girmesi bir uluslararası hukuk ihlalidir, işgaldir. Ayrıca Türkiye’nin Suriye’nin iç işlerine karışmaya hakkı yoktur. Biz sadece Türkiye’nin değil bütün ülke ordularının Suriye’den çekilmesi gerektiğini düşünüyoruz.”
Röportaj: SiyasiHaber / Berkay Varol
Filistin direniş hareketinin efsanevi isimlerinden; Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) Politbüro üyesi ve Filistin Ulusal Konseyi üyesi Leyla Halid, Türkiye-Filistin-İsrail ilişkileri ve Afrin harekatı konularında sorularımızı yanıtladı.
AKP, Filistin davasının koruyucusu gibi davranıyor. Erdoğan’ın ve AKP’nin bu yaklaşımı Filistin halkı içinde ve Arap coğrafyasında nasıl değerlendiriliyor?
Filistin ile Türkiye ilişkilerinde Mavi Marmara olayı önemli bir noktadır. Erdoğan, bu olayı Filistin halkının sempatisini kazanmak için kullandı. Mavi Marmara’dan sonra Filistin sokaklarında Erdoğan’ın fotoğraflarının asıldığını gördük. Ama biz bunların nasıl ve ne amaçla olduğunu bilerek davranıyoruz. Türkiye en nihayetinde bir NATO ülkesidir. Biz biliyoruz ki Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkiler kesilmedi hatta güvenlik düzleminde de devam etti. Ekonomik ilişkiler, ticaret daha da arttı.
Biz, kişilere karşı değiliz. Bizim için önemli olan laf değil, atılan adımlardır. Biz insanları bu açıdan değerlendiriyoruz, söylemlerle değil.
Şunu da eklemeliyiz, İncirlik üssü Türkiye’de ve bütün bölge halklarına karşı faaliyetlerini devam ettiriyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması kararı ne gibi sonuçlar yaratır?
Bu çok tehlikeli bir karar. Fakat Trump’ın kararı bizim için sürpriz değildi. Çünkü Amerikan emperyalizmi ile İsrail arasında tarihsel olarak stratejik ittifak vardır. Sürekli İsrail’e yardım ediyor, bunu da biliyoruz. Ne yazık ki bizim Filistin yönetiminin ABD’ye bakışı daha önce farklıydı. Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımasının ardından değiştiğini fark ediyoruz.
Bu kararın Filistin’in haklı mücadelesine ağır bir darbe olduğunu söyleyebiliriz.
Filistin’in siyasi birliğinin kurulması yönündeki çabalar ne durumda?
Biz Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) olarak El Fetih ve Hamas’ın anlaşması için çabalıyoruz. Filistin’in birliğinin şart olduğunu söylüyoruz. Biz birlik için çok çaba harcadık ve harcamaya da devam edeceğiz. Bu ayrılık Filistin davasını olumsuz etkiliyor elbette. İnanıyoruz ki Filistin örgütlerinin birleşmesi, yakınlaşması mücadelenin en etkili silahıdır.
FHKC olarak daha önce de yaptığımız gibi bu birleşme için çaba göstermeye devam edeceğiz.
Genel olarak Arap coğrafyasında özel olarak ise Filistin’de Türkiye’nin Afrin’e yönelik operasyonu nasıl görülüyor?
Suriye’de bir iç savaş olduğu gibi dışarıdan da müdahale var. Suriye’de başlayan ilk olaylar ABD’nin Suriye’yi parçalama isteğinin sonucuydu. Bu bölgede sorunlar 7 yıldan daha fazla süredir devam etmekte. Ortadoğu’da devam eden savaşta dinler değişik amaçlar için kullanıldı.
Suriye’nin iç işlerine herkes karışmaya başladı. Bu müdahaleler Suriye’deki seçilmiş olan hükümetin izni olmadan yapılıyor. Biz ilk olarak başka bir ülkeye müdahale edilmesine, asker gönderilmesine karşıyız. Türkiye ordusunun Suriye’ye girmesi bir uluslararası hukuk ihlalidir, işgaldir. Ayrıca Türkiye’nin Suriye’nin iç işlerine karışmaya hakkı yoktur. Biz sadece Türkiye’nin değil bütün ülke ordularının Suriye’den çekilmesi gerektiğini düşünüyoruz.