Bugün, “Kürt Gazeteciler Günü”. Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu Kürt basınının tüm baskı ve engellemelere rağmen yol aldığını vurgularken, HDP de Kürt basını üzerindeki baskıların araştırılmasını istedi.
Kürdistan Gazetesi, 122 yıl önce Mısır’ın başkenti Kahire’de yayına başladı.
22 Nisan 1898 tarihinde ilk sayısı çıkan gazete, sadece dört sayfadan oluşuyordu ve sadece 31 sayı çıkabildi.
10 Nisan 1902’de yayın hayatına son verdikten sonra ise hiçbir zaman sadece 4 sayfa ve 31 sayıdan ibaret olmadı.
Yayınlanması, Kürtçe açısından milat sayıldı. Ve gazetenin ilk sayısının çıkarıldığı 22 Nisan, Irak Kürdistan Bölgesi’nde “Kürt Gazeteciler Günü” olarak ilan edildi.
Çeşitli ülkelerde yaşayan Kürt gazeteciler de bugünü böyle kabul ettiler.
“Kürt Gazetecilik Günü” dolayısıyla bir mesaj yayınlayan Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu, temelleri 122 yılı bulan Kürt basınının bugün hala tüm baskı ve engellemelere rağmen yol aldığını vurguladı.
“Karanlıklara hakikatle ışık olmanın adıdır Kürt gazeteciliği” başlıklı mesajda, “Televizyondan, gazetelere, dergilerden ajanslara geniş bir yelpazede hakikat arayışçılığı yapan Kürt basın çalışanlarının bu değerli gününü kutluyoruz” denildi.
Mesajın devamında, “Çıktığımız yol uzun, meşakkatli ama aydınlık bir yol. Çünkü bu yolu, Mîqdad Mîdhed Bedirxan’dan Musa Anter’e, Gurbetelli Ersöz’e, Ayfer’e, Nujiyan’a, Rohat’a ve adını satırlara sığdıramayacağımız ölümsüzleşen nice meslektaşlarımızın yarattığı cesaret, kararlılık ve inançla adımlıyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Demokratik Toplum Kongresi ise yayınladığı mesajında şu çağrıda bulundu: “Kürt gazetecilerini hapseden iktidarlara çağrımız bir an önce Kürt gazetecileri ve diğer tutuklu bulunan tüm gazetecileri bir an önce serbest bırakılmasıdır. Çağımızın en büyük özgürlüğünü bizlerle taşıyan gazetecileri tutsak etmek iletişim özgürlüğünü yok saymakla eşdeğerdir.”
HDP’den Meclis araştırması talebi
HDP Van Milletvekili Murat Sarısaç da Kürtçe yayınların durdurulması, Kürt basını üzerindeki baskılar, yaşanan hak ihlalleri ve sorunların tespit edilerek gerekli tedbirlerin alınması için TBMM’ye araştırma önergesi verdi.
Kürt basın tarihinin anlatıldığı araştırma önergesinde, son yıllarda yaşanan baskılar ise tek tek sıralandı.
Araştırma önergesinin gerekçesinde şu ifadeler yer aldı:
“Kürt basın faaliyetlerinin ciddi bir şiddet cenderesine alındığını söyleyebiliriz. Haber takibi sırasında şiddete ve hakarete maruz kalma, haberlerinden dolayı hakkında soruşturma açılma, gözaltına alınıp tutuklanma adeta rutin bir uygulama haline gelmiştir.
“Özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra 20 Temmuz 2016 tarihinde ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL), Kürt basını üzerinde ciddi bir etki bırakmıştır. Çünkü OHAL ile birlikte, Kürtçe-Türkçe yayıncılık yapan gazeteler, dergiler, haber ajansları, televizyon kanalları ve matbaalar kapatılırken birçok gazeteci ve dağıtıcı tutuklanmıştır.”
Kürt basını hakkında:
"Tarihteki ilk gazeteden 293 yıl sonra Kürtler, 1898 yılında ilk gazetelerine sahip oldular. 1605 yılında Belçika'nın Anvers kentinde "Wettliycke Tiddinghe" isimli Fransızca-Flamanca olarak 15 günlük periyotlarla okuyucusuyla buluşan gazete, tarihteki ilk gazete olarak kayıtlara geçer. İlk Kürtçe gazete "Kurdistan" ise, "El Hîlal" matbaasında 22 Nisan 1898'de Mısır'ın başkenti Kahire'de Bedirxan ailesinin önde gelen üyelerinden Miqdad Midhet Bedirxan tarafından yayımlanmıştır. 15 günde bir yayımlanan gazete toplam 31 sayı çıkmıştır. 10 Nisan 1902'de yayın hayatına son veren gazetenin sayılarının çoğu Kahire'de; bazıları Cenevre'de bazıları da Falkstone'da basılmıştır. 1973 yılında, yani Kurdistan gazetesinin yayımlanmasından 75 yıl sonra Irak Kürdistanı'nda 22 Nisan, "Kürt Gazetecilik Günü" olarak kabul edilmiş ve o günden günümüze etkinlikler yapılagelmiştir. Yurtdışında faaliyetlerini sürdüren "Yekîtiya Rojnamegerên Kurdistanê-Kürdistan Gazeteciler Birliği" de geçtiğimiz yıllarda aldığı bir kararla 22 Nisan'ı "Kürt Gazetecilik Günü" olarak benimsemiştir. 90'lı yılların başında Kürt dilinde yayın yapan ve önemli köşe taşlarından sayılan "Welat" gazetesi -daha sonra çeşitli vesilelerle önce Welatê Me, halen Azadiya Welat olarak yayınını sürdüren- 22 Nisan 1992 yılında İstanbul'da yayın hayatına başlamıştır.
Okura ulaşmaktaki ısrar İlk gazeteden bu yana Kürtler, olumsuzluk ve imkânsızlıklara rağmen binden fazla yayın organı yayımlayabilmiştir. İsveç'te yaşayan Kürt Gazeteci Mehmûd Lewendî, 1998 yılında "Kürdistan Gazeteciliği'nin 100. Yılı" münasebetiyle yapılan etkinliklere sunduğu araştırmasında da bunu kanıtlamıştır: "1898-1998 arasındaki 100 yıllık süre zarfında Kürtler, bin 200 gazete, dergi ve bülten çıkarmışlardır. Bunlardan 730 tanesi çeşitli parti ve örgütler tarafından çıkarılmıştır. Bunlardan sadece 295'i Kürtçe (çoğunlukla Sorani lehçesi olmak üzere Kurmanci ve Dimilki lehçelerinde). Geri kalan yayınlar Türkçe, Arapça, Farsça; bir kısmı da Türkçe-Kürtçe, Arapça-Kürtçe vs. olarak okuyucuyla buluşmuştur. 35 yayın organı ise İngilizce, Almanca, İsveççe, Yunanca, Rusça, Fince vs. gibi yabancı dillerde çıkmıştır. Söz konusu yayınlardan 630 tanesi illegal olarak yayın hayatını sürdürmüştür…"
İdeolojik misyon üstlendi Gazetecilik, Kürtler için sadece mesleki bir çalışma olmadı. Aynı zamanda önemli oranda ideolojik ve siyasi bir misyon üstlendi. Belki de bundan dolayı mesleki açıdan Kürt gazeteciliği yeterince gelişemedi ve hak ettiği yere ulaşamadı. Bütün olumsuzluklara, baskılara, sansüre karşı Roji Kurdistan, Hetawî Kurd, Rojî Kurd, Kurdistan, Helale, Hawar, Niştiman, Gelawej ve Hîwa isimli gazete ve dergiler dönemlerinde önemli merhaleler kat etmiş; kültür, dil ve siyaset alanında üstlerine düşen görevleri layıkıyla yapmış, Kürt aydınlanmasına öncülük etmişlerdir. İstatistikler yurtiçinde ve yurtdışında halen 200'ü aşkın Kürt gazetesinin yayımlandığını gösteriyor. Sadece Güney Kürdistan'da 140 dolayında gazete ve dergiden söz ediliyor; Kurdistanî Nwe, Birayetî, Xebat, Raman, Sixurme, Gelawêj bunlardan sadece birkaçı. Kuzeyde Azadiya Welat, Zend, Rewşenname, Tîroj, Vesta, Nûbîn; Doğuda yani İran Kurdistanı'nda Zirebar, Sirwe, Awêne; Suriye Kurdistanı'nda Pirs, Zanîn; yurtdışında ise Kurd, Peyam, Hîwa, Seko, Kurdistanî İmro, Amara, önemli birkaç isim. Saydığım isimlerin tamamı Latin veya Arap alfabesiyle Kürtçe olarak yayımlanan yayınlar.
Sovyetler deneyimi Kürtlerin yaşadığı bölgeler ele alındığında Ermenistan ve Gürcistan'daki basın çalışmalarını görmezden gelemeyiz. Özellikle 1915 yılları sonrası Ağrı-Kars-Bitlis-Sason ve Van çevresinden Ağrı Dağı ve Aras Nehri'nin öte yanına yani Erivan ve Tiflis bölgelerine yerleşen Kürtler; kültür, sanat ve dil alanlarında, sosyalist Sovyetlerin de desteğiyle büyük aşamalar kaydettiler. 1955 yılında kurulan "Erivan Radyosu Kürtçe Bölümü" yayını kısalmakla birlikte, dinleyicilerine ulaşmayı sürdürüyor. Öte yandan 1930 yılından günümüze tam 74 yıldır aralıksız bir şekilde Kürtçe yayınını sürdüren "Riya Teze" gazetesi Kürtler için haklı bir gurur vesilesi olsa gerek. 1937'ye kadar Latin alfabesiyle yayın yapan Riya Teze, daha sonraları Kiril alfabesiyle Kürtçe yayınını sürdürdü. 2001 ve 2002 yıllarında gazeteyi ziyaretim sırasında Gazetenin 40 yıllık emektarı Emerîkê Serdar, son bir yılda yeniden Latin alfabesine geçiş yaptıklarını anlatıyordu. Elbetteki bu gazetenin dışında, Kafkasya Kürtleri birçok gazetenin daha temellerini atmışlardı. Özellikle son yıllarda Welatê Rojê, Mezopotamya, Dostani ve Moskova'da yayımlanan Axîna Welat bunlardan sadece birkaçı.
Üç ana başlık Genel olarak Kürt gazeteciliğini üç ana başlık altında sıralayabiliriz: Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemleri ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında Kürt gazeteciliği: Bu dönemde özellikle Kürt aydınlarının İstanbul'daki faaliyetleri sonucu birçok gazete ve dergi yayımlandı. Bunlardan en önemlileri; Şark ve Kurdistan 1908, Rojî Kurd 1913, Kurdistan 1918, Jîn 1918. Suriye Kurdistanı'nda 1930'lu yıllarda yaşanan 'Hawar' ve 'Ronahî' dönemi: Celadet Bedirxan tarafından yayımlanan Hawar, Şam'da 1932-1943 yılları arası yayımını sürdürdü. Kürt siyasi hareketi ile ivme kazanan 1990 sonrası dönem; Türkiye'de gelişen 'Özgür Basın' geleneği: Bu dönemde başta Haftalık Yeni Ülke olmak üzere, daha sonrasında günlük olarak yayımlanan Özgür Gündem, Yeni Politika, Demokrasi, Özgür Bakış, Emek ve Evrensel gazeteleri çok büyük baskılara uğradı. Muhabir ve yazarları karanlık güçler tarafından katledildi, birçoğu yaralandı, işkence gördü, sakat kaldı, ağır cezalar aldı ya da sürgün hayatı yaşamaya başladı. Gazetelerden biri bombalandı. İsmini saydığım Türkçe yayımlanan gazetelerin tümü yasaklandı, büyük cezalar aldı ve kapatıldı. Öte yandan benim de yedi yıl boyunca emek verdiğim, 1992 yılında yayın hayatına başlayan Welat, Welatê Me ve Azadiya Welat gazeteleri "Kürtçe Okul" görevini günümüze kadar başarıyla üstlendi. Tüm bu gelişmelere rağmen, Kürt gazeteciliği hiçbir zaman "Sürgün" olmaktan kurtulamadı. Basın tarihinde isim yapmış gazeteler genelde Kahire'de, Şam'da, Stockholm'de, Erivan'da, Moskova'da ve ya İstanbul'da okuyucusuna seslendi. Kürt gazeteciliğinin Diyarbakır'da, Süleymaniye'de, Mehabad'da, Qamişlo'da yeşermesi dileği ile. Nice yıllara!"
Gazeteci-yazar – salihkevirbiri@hotmail.com