Kıbrıs, Türkiye ve Yunanistan başta olmak üzere çok sayıda farklı ülkeden bir araya gelmiş ekoloji örgütlerinin oluşturduğu Kazma Bırak Kampanyası 1 Mayıs’a dair çağrıda bulundu: “Durdurmanız gereken çarklardır”. Koordinasyon 30 Nisan’da “1 Mayıs’ta Ekoloji Var!” bir de söyleşi gerçekleştirecek.
“1 Mayıs’ta Ekoloji Var!” anlayışıyla ekoloji hareketi ile işçi sınıfının arasındaki kesişim noktalarını ifade eden taleplerini duyuran Kazma Bırak Kampanyası, bu taleplerin “1 Mayıs açıklamalarında yer verilmesini öneriyoruz” dedi.
Kazma Bırak Koordinasyonu ayrıca, 30 Nisan Cuma Günü “1Mayıs’ta Ekoloji Var!” başlığıyla online söyleşi gerçekleştirecek. Moderatörlüğünü Yeşil Sol İklim Krizi Çalışma Grubu’ndan Mesut Çelebioğlu’nun yapacağı söyleşide, konuşmacı olarak Ekoloji Politik/Başlangıç Ekoloji’den Ecehan Balta, Polen Ekoloji’den Onur Yılmaz, Kazdağları İstanbul Dayanışması’ndan Melis Tantan ve Sendika Uzmanı İrfan Kaygısız yer alacak.
Kazma Bırak Koordinasyonu, “1 Mayıs’ta Ekoloji Var! başlıklığıyla yaptığı açıklamada “Ekolojik yıkımdan en çok etkilenen işçi ve emekçilerin ekoloji hareketinin taleplerini sahiplenerek daha bütüncül, daha güncel ve daha mücadeleci bir 1 Mayıs ruhu yakalayacağımıza inanıyoruz” diyen ekip taleplerini sıraladı.
“Pandeminin birinci nedeni ekolojik krizdir”
Kazma Bırak Kampanyası, 1 Mayıs’a dair taleplerini şu şekilde sıraladı:
“* Pandeminin birinci nedeni ekolojik krizdir. Sermayenin işçilerin olduğu kadar vahşi hayvanların da yaşam alanlarını ellerinden alması, bu hayvanların alınıp satılması, yine en çok bağışıklığı, uygun barınma koşulları ve temiz su ile sağlığa erişimi olmayan en yoksulları, işçileri, kadınları etkileyen salgın hastalıkları doğurmaya devam edecektir. Aşılaması tamamlanan 65 yaş üstü halen evlerde hapis, aşısız işçi sınıfı ise ekonominin çarklarını döndürmeye devam ediyor. Parkları açın, durdurmanız gereken çarklardır! Temel, zorunlu, acil mal ve hizmet üretimi dışındaki alanlardaki tüm çalışmanın ücretler tam olarak ödenmek kaydıyla durdurulacağı bir 14 günlük tam kapatma istiyoruz. Bu pandeminin bir daha yaşanmaması için de pandemilere yol açan, türleri sermayenin kölesi haline getiren endüstriyel hayvancılık durdurulsun!”
“Geçim ücreti ve yaşanabilir bir asgari ücret”
* Biz herkes için geçim ücreti ve yaşanabilir bir asgari ücret, sağlık bakımı, çocuk bakımı, barınma, yiyecek, su, enerji, toplu taşıma, sağlıklı bir çevre ve diğer gereksinimlerin sağlanmasını istiyoruz. Hayatta kalmakla yetinmemek, diğer canlı türleriyle birlikte özgürce yaşamak istiyoruz.
* Asgari ücreti vergilendiren, vergiyi bile vergilendiren sistem bir tek zenginleri vergilendirmiyor. Kirliliği durdurmak için kılını kıpırdatmıyor. Bizim ekmeğe olduğu kadar, üzerinde yaşayacağımız bir dünyaya da ihtiyacımız var. Zenginlere, büyük şirketlere ve kirli sanayiye adil ve artan oranlı vergiler uygulayın. En çok kirletenlerin kaynaklarını yeniden dağıtın.
* Ekonomi 2030’a kadar tamamen karbondan arındırılsın. Başlıca enerji sistemleri ve kaynakları üzerinde demokratik kontrol sağlansın. İşçi sağlığı ile birlikte doğanın dengesini de hiçe sayan madenleri kapatın, mega projelere son verin! Biz herkese yeşil iş diyoruz! Kirleten inşaat ve öldüren savunma sanayine karşı, yeşil işleri çoğaltalım.
* Bizler, gıdanın geleceğini yok eden ve yoksulların gıdaya erişimini zorlaştıran bir sistemde açlıktan ölmemek için çalışıyoruz. Ekmeğimiz ve geleceğimiz için endüstriyel tarımsal üretimden vazgeçilsin, ekolojik tarımsal üretim desteklensin, tarımda üretim tüketim ve dağıtım kooperatifler oluşturulsun. Gıda üretimi şirketlere devredilmesin, üretimden tüketime ve geri dönüşüme kadar herkesin söz sahibi olduğu”gıda egemenliği” oluşturulsun.
* Karadeniz’de, Doğu Akdeniz’de ve Türkiye’nin diğer yerlerinde yeni fosil yakıt arama faaliyetleri durdurulsun. Var olan çıkarma faaliyetleri, somut bir azaltım planı çerçevesinde durdurulsun. Bu sektörlerde çalışan işçilerin hak kaybı yaşamadan diğer sektorlere geçişi sağlansın. Faaliyetlerden zarar gören bölge halkının ve işçilerin sağlık ve diğer kayıpları tazmin edilsin.
* Sendikalara ve işçilerin diğer örgütlenmelerine bu altyapı dönüşümünde planlama ve yöntem belirleme hakkı sağlanmalı.
* Sendikaların ekolojik krizin işçi sınıfı üzerindeki etkilerini incelediği kapsamlı raporlar, ilgili sektördeki işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinde temel alınmalı.
Biz kâra değil, insana ve gezegene öncelik veren bir yaşam istiyoruz. Dev AVM’lerde korona solumak değil, doğayla barışık biçimde yaşamak istiyoruz.
Bizimle bu isteği paylaştığınızı da biliyoruz. O zaman, 1 Mayıs’ta Ekoloji Olsun!”