Kazdağları Ekoloji Platformu (KEP), Çanakkale’nin Çan ilçesine bağlı Karadağ köyünün tek su kaynağının bulunduğu yere Eczacıbaşı’nın maden şirketi olan Esan tarafından altın madeni açılmak istendiğini aktardı.
Bugün Çanakkale’nin Çan ilçesine bağlı Karadağ köyünde, “Altın istemiyorum, köyümde yaşamak istiyorum” diyen bölge halkının sesi vardı. “Sevgi eylem gerektirir” , “Esan Eczacıbaşı A.Ş. (Altıncı Şirket) Karadağı Terket” , “Diren Karadağ” yazılı pankartların açıldığı eylemde köylüler, “Altın istemiyoruz, köyümüzde yaşamak istiyoruz” dedi.
Karadağ köyüne, daha önce de Esan Eczacıbaşı Şirketi tarafından altın madeni açılmak istenmiş; fakat proje halkın tepkisinden sonra iptal edilmişti.
Bugün gerçekleştirilen maden projesinin bilirkişi keşfinde bölge halkı, “Bu yeşillikleri kaybetmek istemiyoruz, suyumuzu istiyoruz” diyerek köylerinde Eczacıbaşı’nı istemediklerini ifade etti.
Asırlık meşe ve kestane ağaçlarının bulunduğu ormanın çevresinin zaten termik santral yüzünden tahribata uğradığını ifade eden KEP, “Esan Eczacıbaşı, altın madeni için Çanakkale Karadağ köyünün tek su kaynağına gözünü dikti. Dört bir yanı maden saldırısı altındaki Çanakkale halkı, suyun altından değerli olduğunun farkında. Siz de farkına varın, elinizi Karadağ’dan çekin” açıklamasında bulundu.
Ne Eczacıbaşı’nın ne de başka bir şirketin çıkarının, bölge köylerinin ve kamunun çıkarından üstün olamayacağını ifade eden Çan Çevre Derneği Başkanı Avukat Ümran Aydın, “Karadağ köyümüzde bulunan Karabayır aynı zamanda pek çok köyün içme su kaynağıdır. Burada yapılacak sondaj ya da herhangi bir maden arama faaliyeti, bölgenin içme su kaynağını ciddi şekilde tehdit edecektir. Bölge köyleri halihazırda su sıkıntısı yaşamaktadır. Bölge Köyleri geçimlerini hayvancılık ve tarımla sağlıyor. Madencilik faaliyetleri Bölge köylerinin geçim kaynaklarını elinden alarak göçe zorlayacaktır. Yine Karadağ da bulunan tarihi çok eskilere dayanan Sapan kalesi ve bölgenin yoğun orman yapısı madenciliğe kurban edilmemeli, turizm gelişimine açılmalıdır” dedi.
Bölgede yaşayan köylüler, “Dağlarımız bizim canımız, kanımız her şeyimiz. Biz bu suların bir bardağını bir ton altına değişmeyiz” diyerek yetkililerin çağrılarına cevap vermelerini istedi.