Kadınlar, İstanbul Sözleşmesi’ni Uygula Kampanya Grubu’nun çağrısıyla “Dayağa Karşı Dayanışma Yürüyüşü”nün 34’üncü yılında Yoğurtçu Parkı’nda bir araya geldi: 34 yıl önce bir grup feministin çabasıyla başlayan mücadele bugün bir çığa dönüştü.
İstanbul Sözleşmesi’ni Uygula Kampanya Grubu’nun çağrısıyla ilki 1987 yılında feminist kadınlar öncülüğünde gerçekleştirilen “Dayağa Karşı Dayanışma Yürüyüşü”nün 34’üncü yıl dönümü nedeniyle kadınlar Kadıköy’de bulunan Yoğurtçu Parkı’nda bir araya geldi. 1987 yılında gerçekleştirilen eylemin fotoğraflarını mor kurdelelerle ağaçlara asan kadınlar parkta sergi oluşturdu. “Dayağa karşı kampanyadan bugüne haklarımızı kolay kazanmadık, vazgeçmeye niyetimiz yok” pankartı açan kadınlar 34 yılda elde ettikleri kazanımlarını anlattı.
Ev içi şiddete karşı ilk eylem
Etkinlikte söz alan Feride Eralp, 34 yıl önce binlerce kadının Yoğurtçu Parkı’nda bir araya geldiğini anımsattı. İlk defa 1987’de ev içinde şiddete karşı kitlesel bir eylem yapıldığını söyleyen Eralp, “Kadınlar ‘dayağın çıktığı cenneti istemiyoruz’ dedi. O günden bugüne bu mahalle, bu sokaklar sayısız kadın eylemi gördü. İsyan ederek çıktığımız evlere bir daha dönmedik. Eşit ve özgür yaşama yolunda burada, bu zaman tünelinde anlattığımız gibi pek çok kazanım elde ettik, saldırılarla karşılaştık, haklarımızı gasp etmeye çalışan erkeklere, erkek-devlete direndik” dedi.
‘Haklarımız bizim’
Ardından kadınlar hep bir ağızdan “Hayatımız, haklarımız, kazanımlarımız, İstanbul Sözleşmesi bizim” diyerek birlikte haykırdı. Kadınlar sık sık “ İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz”, “Bağır herkes duysun erkek şiddeti son bulsun” ve “Jin Jiyan Azadi” sloganları attı.
Tek adamın kararıyla kaldırıldı
Fotoğraflar önünde adım adım gezen kadınlar “Şimdi bir gece yarısı kararnamesiyle çekildik dedikleri, meclisin tamamının onayıyla yürürlüğe girdiği halde mecliste gündem dahi etmeden tek adamın kararıyla yürürlükten kaldırmaya kalktıkları İstanbul Sözleşmesi’nin hikayesi, işte bu mücadelenin hikayesidir” diye seslendi. 34 yıl önce Yoğurtçu Parkı’nda başlayan yürüyüşün bir sonucu olarak da kuşaklardır erkek şiddetine karşı verilen mücadelenin bir kazanım olduğu da ifade edildi.
‘Şiddet aile bütünlüğü diye yüceltiliyor’
Kampanya grubu adına etkinlikte konuşan Nupelda Çelik “Haklarımızın, hayatlarımızın gasp edildiği, katillerin sırtının sıvazlandığı bir düzende Yeldana’yı, Nadira’yı, Gülistan’ı öldürenlerin cezasızlık zırhıyla korunduğu, homofobinin, transfobinin, nefretin, kadın düşmanlığının körüklendiği, emeğimize, bedenimize, hayatımıza el koymanın ‘ailenin bütünlüğü’ diye yüceltiliyor” dedi.
34 yıldır hiçbir hakkın kolay elde edilmediğine değinen Çelik “Kimseye bırakmaya, vazgeçmeye niyetimiz yok. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını tanımıyoruz. Bunu LGBTİ+fobiyle meşrulaştırma çabalarına karşı susmuyoruz. Haklarımızdan da, birbirimizden de vazgeçmiyoruz” diye seslendi.
‘1 Temmuz’a kadar sokaklarda buluşacağız’
1 Temmuz’da İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükten kalkacağının Resmi Gazete’de ilan edileceğini vurgulayan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Cevabımız itaatsizliğimiz ve dayanışmamızdır. Ne olursa olsun kazanacağımıza inanıyoruz. 34 yıl önce bir grup feministin çabasıyla başlayan mücadele bugün bir çığa dönüştü. Her evde, iş yerinde, üniversitede, okulda ve sokakta yükseldi.” Bulundukları her yerde İstanbul Sözleşmesi’nin ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin kadınlar ve LGBTİ+lar için neden bir hayat mücadelesi olduğunu anlatacaklarını aktaran Çelik, 1 Temmuz’a kadar her hafta sokaklarda buluşacaklarının bilgisini verdi.
Çelik tüm kadınları sokaklara çağırarak, “Haklarımız bizim, hayatımız bizim, mücadelemiz bizim, İstanbul Sözleşmesi bizim. Eşit ve özgür yaşama hakkımızdan vazgeçmiyoruz” dedi.
Son olarak, “Kabul etmiyoruz hayır, 1 Temmuz’da İstanbul Sözleşmesi için sokaktayız, isyandayız!” sloganlarının atıldığı buluşma halaylar eşliğinde sona erdi.