Evli olduğu şiddet failinden boşanan B’ye mahkeme tarafından verilen koruma kararı şiddet faili erkeğin beyanı esas alınarak kaldırıldı.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla 20 Mart gecesi feshedilen İstanbul Sözleşmesi’ 1 Temmuz’da ise yürürlükten çıkarıldı. Sözleşmenin feshiyle artışın yaşandığı erkek şiddeti ise boyutlanarak arttı. Diğer yandan mahkemeler şiddet gören kadınlara 6284 Sayılı Kanun’dan verdiği koruma talebini ve fail hakkında da uzaklaştırma talebini ya reddediyor ya da verdiği kararı geri alıyor.
Erkek koruma kararına dönük mahkemeye itirazda bulundu
Jinnews’ten Şehriban Aslan’ın haberine göre son dönemde uzaklaştırma kararına yapılan itirazları değerlendirerek kararı kaldıran duruşmalardan biri de Diyarbakır’da gerçekleşti. Evli olduğu erkek tarafından şiddete uğrayan B., boşandıktan sonra maruz kaldığı tehditler karşısında avukatı aracılığıyla Diyarbakır 2. Aile Mahkemesi’ne 6284 sayılı kanun kapsamında başvurarak koruma talebinde bulundu. Mahkeme B.’nin koruma talebini kabul etti. Fail erkek ise B.’ye herhangi bir tehditte bulunmadığını, çocuklarıyla iletişimde olamadığını ve koruma kararının kaldırılması için bir üst mahkemeye yani Diyarbakır 3. Aile Mahkemesi’ne itiraz başvurusunda bulundu.
Erkek beyanı esas alındı
Diyarbakır 3. Aile Mahkemesi’nde 26 Temmuz’da görülen duruşmada, kadına yönelik şiddet görmezden gelinirken, erkeğin itirazı kabul edildi. Mahkemenin kararında ise gerekçe şu şekilde belirtildi: “Uzaklaştırma kararının verilen kişinin Kocaeli’nde ikamet ettiğini, eşini rahatsız etme gibi bir durumun mümkün olmadığını, müşterek çocuklarının eşi tarafından kendisine gösterilmediğini, verilen 6284 kapsamındaki koruma kararı ile çocuklarıyla telefonla da iletişime geçemediği, bu nedenle verilen uzaklaştırma kararına itiraz etmiş olup bu nedenle koruma kararının kaldırılmasını talep ettiği anlaşılmıştır. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde itiraza konu Diyarbakır 2’inci Aile Mahkemesi’nin tedbir kararında matbu ve soyut gerekçelerle koruma tedbiri kabul edilmiştir. İtiraz edenin başka ilde ikamet edip etmediği dahi araştırılmamıştır. Zira davacı vekilinin 27 Temmuz tarihli karara konu talep dilekçesinde sadece ‘tehdidin devam ettiği’ ancak buna dair hiçbir somut gerekçe dahi sunmamıştır. Tehdit algısının neye dair olduğu açıklanmamıştır. Medeni kanunun 2’inci maddesi gereğince, hakkın tanınmasının sınırsız kullanılacağı anlamına gelmediği açıktır. Hakkında tedbir kararı verilen kişinin Kanun kapsamında sayılan ‘Koruma ve Önleyici tedbir kararı uygulanabilecek’ kişilerden olmadığı anlaşılmış, itirazın kabulü yönünde karar vermek gerekmiştir”
Diyarbakır’da yaşayan şiddet failine Kocaeli’nde denildi
Öte yandan mahkemenin verdiği kararda şiddet faili erkeğin Kocaeli’de ikamet ettiği öne sürülse de Diyarbakır’da bulunduğu ve B.’yi sürekli rahatsız ettiği kaydedildi. Mahkemenin kararında, şiddet failli erkeğin, çocuklarıyla telefonda dahi iletişim kurmadığı iddia edilse de çocukların şiddet uygulana erkekte olduğu ileri sürüldü.
Yine mahkemenin kararıyla, B.’nin beyanını esas almayarak koruma kararını kaldırırken, tehditleri de görmezden gelmesi dikkat çekti.