HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları TBMM’de yaptığı konuşmada, basına yönelik baskılara değindi. Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde, 180 ülke içinde Türkiye’nin 157’nci sırada olduğunu hatırlatan Hatimoğulları, ‘Bu bizim övünç kaynağımız olsun’ dedi.
TBMM'nin dün gerçekleşen oturumunda Halkların Demokratik Partisi Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, Türkiyede basına yönelik son dönemde artan baskı,sansür ve gazetecilere yönelik saldırılara değindi.
Son 5 ayda 8 gazetecinin saldırıya uğradığını hatırlatan Hatimoğulları, gazetecilerin habere ulaşmasının engellendiğini, operasyonlar düzenlendiğini belirtti.
Kenan Evren döneminde basına uygulanan sansürü ve baskıyı hatırlatan Hatimoğulları, benzeri bir dönemin yaşandığını ifade etti.
Hatimoğulları'nın konuşmasının tamamı şu şekilde:
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlarken Gezi direnişini selamlıyorum ve Gezi'de yitirdiğimiz canlarımızı, fidanlarımızı saygıyla anıyorum.
Değerli Aziz Nesin'in hepimizin bildiği bir sözü vardı, yeniden hatırlatmak isterim: "Basın hürriyeti olmayan ülkede demokrasi olmaz."
Bir ülkede demokrasinin ayaklar altına alınıp alınmadığını, o ülkenin basın özgürlüğüne bakılarak karar verilebilir. İşte, biz Türkiye'de, bu ülke kurulduğundan beri yeterince basın özgürlüğü olmadığını bilen bir yerden konuşuyoruz ama bazı dönemler vardır ki basın, basın özgürlüğü âdeta toplu katliama maruz bırakılmıştır. Bu dönemlerden birisi 15 Temmuz askerî darbe girişimini Allah'ın lütfu gibi görerek, basının özgürlüğünü ortadan kaldıran, bununla da yetinmeyip onlarca basın kuruluşuna, yayın organına, hatta ve hatta matbaasına kilit vuran, tıpkı Kenan Evren dönemindeki gibi "Ya televizyonlar, gazeteler paşam." dediklerinde "Kilit vurun, gazeteler makas makas olsun." dediği dönemin aynısını şu an yaşamaktayız.
Evet, son beş ayda 8 gazeteci saldırıya maruz kalmıştır. Bununla da yetinilmemiş bugün özgür basın, özgürce basın görevini yerine getirmek isteyen, başta Birgün gazetesi, Yeni Yaşam, Evrensel, Jin haber ve burada sayamadığım birçok yayın organının muhabirinin habere ulaşması ve haberi ulaştırmasına resmen operasyonlar yapılmış, gözaltılar düzenlenmiş ve tutuklamalar gerçekleşmiştir. Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde, 180 ülke içinde Türkiye şu an 157'nci sıradadır. Bu, bizim övünç kaynağımız olsun.
Bir diğeri, çok sayıda tutuklu gazeteci var bu ülkede. Yine ülkeler sıralamasında Türkiye sondan 3'üncü olarak yerini bulmaktadır.
Yine buradan, Özgür Gündem'le dayanışma gösterdiği için şu anda cezaevinde bulunan Sevgili Ayşe Düzkan'a ve cezaevindeki bütün gazetecilere selam ve sevgilerimi iletmek istiyorum.
Aynı zamanda Azadiya Welat gazetesinin Adana dağıtımcısı Kadri Badu'nun katilleri hâlâ bulunabilmiş değildir ve bu konuyla ilgili gerekli adımların atılması için buradan bir kez daha çağrımızı yinelemekteyiz.
Ana akım medyayı elinde bulunduran iktidar, ana akım medyayı da dizayn etmeye çalışıyor, beğenmediği basın emekçisinin görevinin değiştirilmesini ya da işten atılmasını sağlıyor. Arka bahçeniz yaptığınız TRT'ye aynı biçimde operasyonel yaklaşımınız devam etmektedir.
Anlayacağınız, bu alanda 2023 vizyonunuz tam da şöyledir: İşsiz gazeteciler, habersiz gazeteler. Böylece Türkiye'yi karanlık bir çağa mahkûm eden bir iktidar olarak tarihe geçeceğiniz için kendinizle büyük gurur duyabilirsiniz. Teşekkür ediyorum.