Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    “Past Lives”dan Tuba’ya: Dillerin taşıdığı hafıza

    29 Temmuz 2025

    HDK tutuklusu feminist Ayşe Panuş tahliye oldu

    29 Temmuz 2025

    Koruma masrafı rekor kırdı: Erdoğan’ın güvenliği için günde 8,1 Milyon TL

    29 Temmuz 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      “Past Lives”dan Tuba’ya: Dillerin taşıdığı hafıza

      29 Temmuz 2025

      Bir Eurofighter kaç yangın söndürme uçağı eder?

      28 Temmuz 2025

      Cenk, Mustafa, Ferdi ve onları sahneye sürüp kaostan prim yapanlar

      27 Temmuz 2025

      Lozan’ın Sessiz Sayfası: Kürtler Tarihin Hangi Satırına Yazıldı?

      25 Temmuz 2025

      Cezaevi, red, mahkeme: Gazeteciliğin yeni hali

      25 Temmuz 2025
    • Seçtiklerimiz

      Turizm sektöründe emeğe darbe

      29 Temmuz 2025

      ‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’

      28 Temmuz 2025

      Anti-siyonistler, Siyonizmin doğduğu yerde buluştu

      28 Temmuz 2025

      Süveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken…

      28 Temmuz 2025

      Hesabı sorulmadığı için her güne yeni felaket haberleri ile uyanıyoruz

      27 Temmuz 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      İsrail’in ‘iç’ mücadelesi gerçekten çıkmazda mı?

      21 Temmuz 2025

      SYKP Eş Genel Başkanı Mertcan Titiz: Kalıcı barış için sürecin seyircisi değil, öznesi olmalıyız

      8 Temmuz 2025

      Yangınların ortasında dayanışmanın motor gücü: Kuryelerin afetle mücadelesi – Mesut Çeki

      2 Temmuz 2025

      Kadir Akın: “Türk sosyalistleri Ermeni sosyalistlerinin varlığını görmezden geldiler, çünkü onlar Ermeniydi.”

      27 Haziran 2025

      SYKP’li Turgan: Solun örgütsel bir yenilenmeye ihtiyacı var

      11 Haziran 2025
    • Dosyalar
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Eğitim Sen kongresi üzerine

    Eğitim Sen kongresi üzerine

    Siyasi Haber2 Aralık 2020
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Geçtiğimiz hafta sonu gerçekleştirilen Eğitim Sen 11. Kongresi’nde yaşananlara dair tartışma devam ediyor. Emeğin Kurucu İnisiyatifi (EKİN) de Eğitim Sen 11. Olağan Kongresi üzerine bir değerlendirme metni yayımladı.

    Geçtiğimiz hafta sonu gerçekleştirilen Eğitim Sen 11. Kongresi’ne yaşananlara dair tartışma devam ediyor. Emeğin Kurucu İnisiyatifi (EKİN) de Eğitim Sen 11. Olağan Kongresi üzerine bir değerlendirme metni yayımladı.


    Emeğin Kurucu İnisiyatifi’nin metnini olduğu gibi yayımlıyoruz:


    “Eğitim Sen kongresi üzerine


    28-29 Kasım tarihlerinde EĞİTİM SEN 11. Olağan Kongresi yapıldı. EĞİTİM SEN; TÖS ve TÖB DER’in mücadele birikimlerini arkasına alarak oluşturulmuş, emek ve demokrasi mücadelesini birlikte ilerilere taşıma iddiasında olan bir emek örgütüdür. Savunduğu fiili, meşru mücadele çizgisi iktidar gücünü elinde bulunduranları her dönemde rahatsız etmiştir. 1990’lı yıllardan beri sürdürülen bu mücadele sürecinde EĞİTİM SEN ve onun konfederasyonu KESK’e yönelik baskı ve sindirme politikaları uygulanmıştır. Zaman zaman bu baskının yöntemi sendikayı kapatma girişimlerine kadar uzanmıştır. Kadrolara uygulanan baskılarda ise çoğunlukla ilk hedefte olanlar yurtsever kamu emekçileri olmuştur.  


    Önümüzdeki sürecin bu baskıların daha da arttığı bir dönem olacağı hepimiz tarafından bilinen bir gerçekliktir. AKP-MHP iktidarı faşizmin kurumsallaşması önünde engel olarak gördüğü muhalefeti, her düzeyde yaşanan keyfilikler, baskılar, tutuklamalar ile yıldırmaya ve parçalamaya çalışmaktadır. İktidar gücünü elinde bulunduranlar emekçilerin örgütlülüğü dağıtılmadan faşizmin kurumsallaşmasının sağlanamayacağını çok iyi bilmektedirler. Bu nedenle emekçilere acı reçete içireceğini söyleyen tek adam rejimi (AKP-MHP bloku) faşizmi kurumsallaştırmak için özgürlük ve demokrasi isteyen herkese karşı savaşı derinleştirerek önümüzdeki süreçte baskısını daha da artıracaktır. EĞİTİM SEN ve KESK’e bağlı diğer sendikaların kongreleri böylesi bir süreçte yapılmaktadır. Bu yönüyle tarihsel öneme sahiptir.           


    AKP-MHP bloğu siyasal alanda seçilmiş belediye başkanlarını görevden alıp kayyum atamaları yaparken aynı zamanda demokratik yöntemlerle siyasal mücadelesini yürütenler hedef haline getirilip uydurma iddialarla tutuklanmışlardır. Bu uygulamalara paralel olarak sendikal alanda mücadele eden binlerce kamu emekçisi KHK’larla ihraç edilmiş, sürgün ve soruşturmalara muhatap olmuştur. İktidarın bu dönemdeki en belirgin politikası “yalnızlaştırma ve yok etme” politikasıdır. Emekçiler ve onun gerçek örgütleri bu politikalara teslim olamaz. Çünkü bu rejim emekçiler için zulüm, sermaye için dikensiz gül bahçesi yaratmayı hedefliyor. Bütünlüklü olarak KESK’in ve bağlı sendikaların diktatörlük heveslilerine karşı tüm ezilenlerle, özgürlük ve demokrasi isteyen güçlerle bir araya gelmesi emek ve demokrasi mücadelesini daha da büyütmesi temel sorumluluğudur.


    Bu nedenle bugün KESK ve bağlı sendikalarda iç rekabeti derinleştirmeye değil, devrimci dayanışmayı örmeye, faşizme karşı birleşik mücadeleyi ete kemiğe büründürmeye ihtiyaç vardır. Ne yazık ki EĞİTİM SEN 11. Olağan Kongresi öncesinde ve kongrede yaşanan gelişmeler, bazı sendikal grupların kendi dillendirdikleri “faşizme karşı birleşik mücadeleyi örme” fikriyatına uygun hareket etmediklerini göstermektedir.  Sendikal mücadeleyi sendikaların organlarında ağırlıklı temsil edilmekle sınırlandıran anlayışlar sürecin tıkanmasının ve mücadele organlarının ortaklaştırılamamasının sorumlularıdır. 


    eğit4


    Devrimci Sendikal Dayanışma (DSD grubu) Eğitim Sen ve KESK tarihinde yaklaşık her dönem ağırlıklı olarak yürütmelerde ve diğer organlarda temsil edilmiş ve sendikal politikalarda  belirleyici olmuştur. Bugün KESK ve bağlı sendikaların nitel ve nicel durumuna baktığımızda var olan tablodan sorumlu olan gruplardan birisidir. EĞİTİM SEN’de son üç yılda Genel başkanlık, Eğitim Sekreterliği ve aynı zamanda Disiplin Kurulu Başkanlığı gibi önemli görevleri yürütmüşlerdir. Şube kongrelerinin birçoğunda Demokratik Emek Hareketi ile ittifak halinde organları belirlemişlerdir. EĞİTİM SEN’in son yıllarda bir sınıf örgütü olmaktan çok bir sivil toplum kuruluşu gibi yönetilmesinin baş sorumlularından birisi DSD’dir. 11. Olağan kongrede talep ettikleri genel başkanlığı elde edemeyeceklerini görerek kongreden çekilmişlerdir. Bu karar dayatmacı bir tutumun yansımasıdır.


    Kamuoyuna yansıttıkları çekilme gerekçeleri ise tamamen algı oluşturmaya dönük ve emek mücadelesini faşist blok karşısında zaafa uğratabilecek, iktidarın saldırılarına açık hale getirebilecek içeriktedir. EĞİTİM SEN’de kamucu, laik eğitim politikalarını hayata geçirdikleri için kendilerinin tasfiye edildiğini anlatmaları, sendikayı dar grupçu sınıf mücadelesi yürütmeyen bir anlayışın ele geçirdiğinin anlatılması tamamen yaptıkları koltuk kavgasını politik mecraya çekme çabasından başka bir şey değildir. Ayrıca disiplin süreçlerinin tamamında ihraçları savundukları halde ve Disiplin Kurulu Başkanı kendi gruplarından olduğu halde ihraçlara karşı çıkıyorlarmış algısı oluşturmaya çalışmaları tutarlı bir yaklaşım olmasa gerek.


    EĞİTİM SEN tarihinde ilk kez bir Genel Başkan ve MYK üyesi kongrede temsil yetkisini yerine getirmeden, eleştirileri dinlemeden, aklanmadan kongre salonunu terk etmiştir. DSD kongre öncesinde seçimlerde nispi temsil sisteminin uygulanması önerilerine de karşı çıkmıştır.  Genel Kurul gününden başlamak üzere çeşitli basın yayın organlarında ve sosyal medyada yapılan paylaşımlar ile çeşitli yandaş ve ırkçı medya kuruluşları tarafından yapılan açıklamaların EĞİTİM SEN’i linç etme argümanı olarak kullanması düşündürücüdür. “Ben varsam çok iyi, ben yoksam canı cehenneme” anlayışı tam da bu olsa gerek.


    Diğer yandan Emek Hareketi’nin oylama öncesinde seçimlerden çekilmiş olması tamamen Demokratik Emek Hareketi’ni yalnızlaştırma ve kongrenin meşruiyetini önümüzdeki süreçte sorgulama kurnazlığından başka bir şey değildir. Başından beri KHK’lı ihraçların kurullarda görev almasına karşı bir tutum belirleyen, bu tutumu ile süreci tıkayan ama şubelerde dahi bu kararını hayata geçiremeyen Emek Hareketi bu genel kurul sürecinde de pragmatist yaklaşımını sürdürmüştür. Emek Hareketi’nin bu kongre sürecinde seçimlerde eksik de olsa nispi temsil yöntemini savunması elbette önemli bir gelişmedir. Yalnız bundan önce bazı genel kurullarda nispi temsile şiddetle itiraz eden Emek Hareketi genel kurulun bu kaos ortamının oluşmasında sorumlulardan birisidir.


    Demokratik Emek Hareketi her dönemde EĞİTİM SEN ve KESK’in yürütmelerinde ağırlıklı belirleyen olarak yer almış, sendikal politikaların belirlenmesinde etkin olmuştur. Bu durum sendikal mücadelenin başarı ve başarısızlığında kendisini sorumlu görmeyi de beraberinde getirir. Kongre öncesi demokratik sürecin işletilememiş olmasında, önümüzdeki dönem kurullarda yer alacak kadroları ağırlıklı olarak belirleme düşüncesi sendikal demokrasi ilkesi açısından sorunlu olmuştur. Bu süreçte atılan adımların, yürütülen çalışmaların demokratik olgunluk içerisinde yapılması ve eleştiri, özeleştiri mekanizmalarının işletilmesi gerekirdi.


    eğiti2


    Kongrelerin sadece seçimden ibaret olmadığı, sendikal politikaların tartışıldığı, sendikaların yapısal sorunlarına çözümlerin üretilmesi gerektiği bilinen bir gerçekliktir. Böyle bir sürecin hayata geçmesi için öncesinde tabandan başlayarak demokratik tartışma süreçlerinin işletilmesi, akademik çalışmaların yapılması, tabanın taleplerinin alınması ve ortak kararlaşmanın sağlanması gerekirdi. Bu süreci bütünlüklü olarak işletecek olan ise genel merkez yürütmeleridir. Ne yazık ki MYK’yı oluşturan sendikal anlayışların tamamı şimdiye kadar böyle bir süreç işletmemişlerdir. Bu nedenle Emek Hareketi’nin bu çalışmaları atlayarak son anda nispi temsil için önerge vermeleri samimiyetten uzaktır.


    Kongrede yaşanan bir başka gelişme ise KEC’li bazı üyelerin ihraç edilmesidir. İhraç süreci Eğitim Sen MYK’sını oluşturan grupların ortaklaştığı ve disiplin sürecini birlikte işlettikleri bir seyir izlemiştir. Her sendikal anlayışın elbette farklı mücadele yöntemleri olabilir. Ancak bu mücadele yöntemi KESK’i hedef alan bir eylemliliği kapsamaz. Bu nedenle KESK’e karşı yapılanları onaylamak kesinlikle kabul edilemez.  Fakat faşizme karşı birleşik mücadele fikriyatını ön plana çıkardığımız bu dönemde politik nedenlerle disiplin suçu işlemiş olanların ihraç edilmesi yerine bir ara formül geliştirilebilirdi. Bu sorumluluk ise yine kongre öncesinde Eğitim Sen MYK’sını oluşturan grupların hepsine düşmekteydi. Bu gruplar demokratik olgunluğu gösterememişlerdir.


    Eğitim sen tarihsel kökleri ve mücadele birikiminin sonucu olarak sadece kendi üyelerinin değil, Türkiye’de insan hak ve özgürlüklerinden yana olan herkesin, barış ve demokrasi isteyenlerin, gerici-ırkçı eğitim sistemine itiraz eden öğrenci ve velilerin de örgütüdür. Grupsal çıkarları uğruna EĞİTİM SEN örgütlülüğünü zaafa uğratacak, EĞİTİM SEN’i ve ona emek veren dinamikleri hedef haline getirecek tutumlar, doğrudan faşizme karşı birleşik mücadelenin dışında kendisini konumlandırmak demektir.


    Uzun zamandır KESK’e bağlı sendikaların büyük bir bölümü bir emek örgütü olmasından kaynaklı sınıf ve kitle sendikacılığı anlayışı doğrultusunda yönetilmemiştir. Emek ve demokrasi mücadelesinin birbirinden kopuk yürütülemeyeceği aşikârdır. Emek ve demokrasi mücadelesi sınıf örgütü olduğumuz atlanarak da yapılamaz.


    Biz Emeğin Kurucu İnisiyatifi olarak Kamu Emekçileri Sendikalarında yaşanan yapısal sorunların çözümü ve gelişen neoliberal politikalar karşısında sendikal politikalarımızın neler olacağının belirlendiği kapsamlı bir tartışmanın ve bunun akabinde ortaklaşılmış bir çalışmanın yapılmasını öneriyoruz. Yönetimde temsil tartışmaları ve kongrelerin buraya düğümlenmesinin panzehri sendikal demokrasinin hayata geçirilmesidir.”

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    İşçi sınıfının açlıkla imtihanı

    5 Temmuz 2025

    İşçiler ne yapsın?

    11 Haziran 2025

    Grev okulundan dersler

    10 Haziran 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Hazal Battaloğlu

    “Past Lives”dan Tuba’ya: Dillerin taşıdığı hafıza

    Siyasi Haber

    Bir Eurofighter kaç yangın söndürme uçağı eder?

    Mehmet Murat Yıldırım

    Cenk, Mustafa, Ferdi ve onları sahneye sürüp kaostan prim yapanlar

    Ömer Bölüm

    Lozan’ın Sessiz Sayfası: Kürtler Tarihin Hangi Satırına Yazıldı?

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Alp Altınörs

    Turizm sektöründe emeğe darbe

    Akdoğan Özkan

    ‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’

    Yakov M. Rabkin

    Anti-siyonistler, Siyonizmin doğduğu yerde buluştu

    Fehim Taştekin

    Süveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken…

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    İşçi sınıfının açlıkla imtihanı

    5 Temmuz 2025

    İşçiler ne yapsın?

    11 Haziran 2025

    Grev okulundan dersler

    10 Haziran 2025
    KADIN

    Patriarkayı yık

    22 Haziran 2025

    Kadının İnsan Hakları Derneği, İstanbul Sözleşmesi’ni AİHM’e taşıdı

    3 Mayıs 2025

    DEM Parti Kadın Meclisi’nden Saadet Partisi’ne ziyaret

    14 Mart 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.