Antep’in insanın iliklerine kadar işleyen soğuğunda, fabrika önlerinde yaktıkları ateşle, BİRTEK-SEN’in temin ettiği çadırlar içinde yaktıkları sobalarla kısa süreli de olsa ısınmaya çalışıyor işçiler. Buz gibi havada sokaktalar çünkü Başpınar Organize Sanayi Bölgesi (OSB) patronlarının yüzde 30’luk zam dayatmasını kabul etmiyorlar.
Devasa büyüklüğe sahip Başpınar OSB’nin bir ucundan diğer ucuna gidip duruyoruz BİRTEK-SEN yöneticileriyle. Direnişteki fabrikalar arasındaki mesafe çok. Her bir fabrikadaki işçiler birbirinden haber almaya çalışıyor. Kim ne yapmış ne kadar zam istiyor, kaç işçi direnişte, direnişi kıranlar var mı, patronlar ne diyor… Bir yandan da yerel basında kimi haberlerle, sosyal medya paylaşımlarıyla BİRTEK-SEN’i ve Genel Başkanı Mehmet Türkmen’i karalama, direnişi kırma kampanyası sürüyor. Öyle ki iş Türkmen’in OSB’de dehşet saçtığı haberine kadar varıyor.
Birkaç gündür çok konuşulan fabrikalardan biri olan, AKP Gaziantep Milletvekili İrfan Çelikaslan’ın patronu olduğu Çelikaslan Tekstil’de yüzde 30’luk zammı kabul etmeyen işçilerin sohbetleri koyu. Evrensel’de yayımlanan kendi haberlerine bakıyorlar, direniş alanına gelenlere anlattıkları ilk şey çalışma koşulları oluyor: “İki kez 15 dakika molamız, yarım saat yemek aramız var. Mola kart sistemi o kadar kötü ki molaya çıkınca ‘Niye makineni bıraktın?’ diye hesap soruluyor.”
‘Allah onlara veriyor da bize niye vermiyor?’
Bir işçi “Sıkıntı çok” diyor. Pazar günü 12 saat çalıştırmaya, en insani ihtiyaçları bile görmezden gelmeye, fazla mesaiye gelmeyince tutanak tutulmaya, erzak yardımının kesilmesine kadar işçiler için birçok tehdit unsuru var. Yemeklerin patates pilavdan ibaret olmasından da bıktıklarını söylüyor işçiler. Bu koşullarda çalışmasının karşılığı ise 25 bin lira. Bir işçi, “Resmen modern köleyiz” diyor.
İşçiler ücretlerinin bordrolarda yüksek gösterilmesine de tepkili: “Bana 20 bin lira maaş verip bordroda 40 bin lira gösteriyor. Benim maaşım vergi dilimine girince maaşımdan yüksek vergi kesiliyor ama bana o parayı vermiyor ki.” Söz Çelikaslan patronun “Zenginliğimi Allah verdi” sözüne geliyor. İşçilerin karşılığı ise “Allah onlara veriyor da bize niye vermiyor? Rızkı Allah veriyor tamam da şimdi bizim hakkımızı yemiyorlar mı, emeğimizi sömürmüyorlar mı?”
İşten atılma korkusu yayılmaya çalışılıyor
Fabrikanın yaklaşık 800 işçisi var. Çalışmak için fabrikaya girenler de var ancak bir elin parmağını geçmez. Bir yandan da direniş alanına gelip direnişi kırmaya çalışan işçiler de var. “Çıkışınız verilecek, organizede iş bulamayacaksınız, ancak inşaatta çalışırsınız, hiçbir hakkınızı alamazsınız, sendikaya üye olursanız bir daha iş bulamazsınız” tehditleri yayılmaya çalışıyor. Direnişteki işçiler onları hemen gönderiyor çadırdan.
‘İş kazası geçirdim, hastanede yattım, ücretimden kestiler’
İş kazalarıyla da gündeme geliyor Başpınar OSB. Adeta bir “mezbaha düzeni…” Girişine “El cerrahisi” reklamları bile asılan bir yer burası. İş kazası geçiren bir işçi, “Geçirdiğim kazayı iş kazası göstermediler, 5 gün hastanede yattım, onu da ücretimden kestiler. Hakkımı bilmiyordum o zaman, arayamadım, korku da vardı.”
İşçilerin daha önceki deneyimi sendikalara güvensizlik de yaratmış. İşçiler, “Sendikadan sendikaya fark eder. Satan yok mu? Sana iki tane sıfır araba verseler, trilyon verseler, işçinin hakkını savunma deseler yapmaz mısın?” diye sorarken, cevabı da kendileri veriyor: “Ama Mehmet Türkmen, BİRTEK-SEN yanımızda, diğerleri yok.” İşçilerin birbirine güven sorunu da var, bir yandan bunu da aşmaya çalışıyor. İşçi güven sorununu aşıp birlik olmaktan başka şansı olmadığını biliyor…
‘Biri verirse diğerleri de vermek zorunda kalır’
Başpınar’da pek çok işçinin gözünün kulağının olduğu fabrika Şireci. 2023’te yaşanan direnişte Antep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in direniş alanına gelip işçileri direnişten vazgeçirmeye çalıştığı, patronu “Cami yaptırıyor” diye övdüğü, işçilerin kazandığı “Başpınar’ın gülü” diye tarif edilen Şireci’de işçiler insanca yaşanacak ücret talep ediyor.
Şireci’nin Türkiye’nin en büyük 500 şirketi (İSO 500) listesinde yer aldığını hatırlatıyor bir işçi: “Sayamadığımız kadar fabrikası var. Şimdi İslahiye’de fabrika açıyor.” Antep’te piyasayı belirleyen şirketlerin işçilerin istediği ücreti vermediğini anlatıyor: “Eğer bu ücretleri verirlerse diğer fabrikalar da verir. Bugün bize sundukları ücret kurtarmıyor. Ben o parayla mutfağı mı çevireyim, kiramı mı ödeyeyim, çocuğun eğitim masraflarına mı bakayım? Talebimiz karşılansa bile aldığımız ücretler yıl sonunda yine yetmeyecek. Yüzde 65 zam talep ediyoruz, pazarlık payımız var tabii ama bizi muhatap alarak ücretimizi belirle diyoruz.”
İşçiler ailelerinin, eşlerinin, çocuklarının da direnişe destek verdiklerini ifade ediyor. Bir işçi, “Kızım 8 yaşında, o bile destek veriyor, ev içinde slogan atıyor. Eşlerimizin destek vermesi önemli bizim için, bu mücadeleyi yükselten her zaman kadınlar olmuştur” diyor.
Fabrika soğuk, ücretler yarım
Başpınar OSB’deki Has Çuval işçileri de yaşadıkları sorunları, Emek Partisi (EMEP) Milletvekili Sevda Karaca’ya anlatıyor.
Ücretlerinin düşük olduğunu, ısıtıcısız ortamlarda çalıştıklarını, servis araçlarının eski ve bakımsız olduğunu, servislere kapasitesinin çok üzerinde bindirildiklerini belirten işçiler, yüzde 35 oranındaki zam dayatmasına karşı yüzde 65 zam ve iş yerindeki sorunların çözülmesini talep ediyor.
Çalışırken parmağının kırılması sebebiyle 20 gün raporlu olduğunu söyleyen bir işçi, “Sonuçta ben bu parmağı sokakta kırmadım. Burada çalışırken kırdım. Bana maaşımın tam olarak yatacağını söylediler. Dün yatması gereken paralar yatırılmadı. İş bıraktığımızda maaşlar yattı. Beş yüz ila bin lira eksik alan arkadaşlarımız var. Bana yatırılan para ise 7 bin lira” dedi.
“Servisler çok eski. Yağmur yağdığında tavanından su akıtıyor. Patron özel arabasıyla geliyor. Burada gördüğünüz paletler, yediğimiz yemeklerin hepsini işçi arkadaşlarımızla ayarlardık. Lavaboya girmemize bile müsaade etmiyorlar” diyen işçi eyleme başladıklarından beri patronun kendilerini dinlemeye bile gelmemesine tepki gösterdi. Burada da işçiler, patronun kendilerini toplu işten çıkarmalarla tehdit ettiğini aktarıyor.
EMEP Milletvekili Sevda Karaca da “Şu an direnişte olan bütün iş yerlerinde aynı söz söyleniyor. Patronlara, ‘Sizin tehditleriniz bize sökmez. Bir arada durduğumuz sürece güç biziz’ denmesi lazım. Madem bütün fabrikalarda insanlık dışı koşullar var, o zaman tek fabrikayla yetinemeyiz. Bütün fabrikalar sanki bir fabrikaymış gibi birlik olmamız lazım. Şu an siz dirayetli kalırsanız önümüzdeki hafta başka yerlerde de direnişler başlar” dedi.
Emek Partisinin “Barajsız sendika, yasaksız grev, güvenceli iş” başlıklı kampanyasını hatırlatan Karaca, “Bu konulardaki yasalar Meclis çatısı altında değil, direniş alanlarında yazılsın istiyoruz” diye konuştu.