“Alevi kadınlarının Alevi toplumunda ve Türkiye’deki yeri” konulu panel Ludwigsburg Alevi Derneği tarafından düzenlendi.
Ludwigsburg Alevi Derneği tarafından “Alevi kadınlarının Alevi toplumunda ve Türkiye’deki yeri” konulu bir panel düzenlendi. Moderatörlüğünü Faysal Aslaner’in yaptığı panele, HDP MYK üyesi yazar Gülfer Akkaya ve PYD Meclis Üyesi Dr. Aria İso konuşmacı olarak katıldı.
Alevilik araştırmaları içinde Alevi kadınların durumunu yansıtarak bir ilki gerçekleştiren radikal feminist yazar Gülfer Akkaya, “Alevilik İslam öncesinde de vardı, bu yönden de kendisine has kadim bir inançtı. Alevilik de diğer inançlar gibi farklı inançlarla ilişkiye geçmiş, farklı inançlarla karşılaşmış ve günümüze kadar gelmiştir. Alevilikte keskin manzumeler bütünlüğü yoktur. Alevilik bir felsefeye sahiptir. Zerdüst, şaman felsefeleri gibi kendi felsefesi vardır. Bu hayatın içinde yaşayarak oluşmuş, yaşam kuralları ve düzenlemeleri bütünlüğüdür” dedi.
Alevilikte ‘Dedelik Kurumu’nunun yanında ‘Analık Kurumu’nun da olduğunu belirten Akkaya, “Bazı inançlarda kadınlara ilişkin cinsiyetçi/ ayrımcı kavramlar vardır. Bu Alevilikte yoktur. Örneğin kadına ceza (dayak, bir yerlere kapatılma) Alevilikte yoktur. Alevilik ezberci, itaatçi ve cinsiyetci değil, bugünkü kavramla söylersek eşitlikçidir. Ancak zamanla alevilikte de bu eşitlikçi yan giderek kaybolmaya yüz tutmuştur. Aleviliğin anaerkil yanı unutturulmuştur. Dedelik babadan oğula geçer de analık makamı neden anadan çocuklara geçmez. Alevilik inancını ananın anlattığı gibi öğreniyoruz ancak dedelik kurumu öne çıkarılıyor. Alevilikte aktarıcılar kadınlardır. Elbette dedeler alevilik öğretisinde rol aldılar ama esas alevi öğretisini öğreten analar/kadınlar unutturuldular, görülmez kılındılar” şeklinde konuştu.
“Rojava direnişinde kadının konumu ve rolü”
“Rojava direnişinde kadının konumu ve rolü” konulu sunumu yapan PYD Meclis Üyesi Dr. Aria İso ise, konuşmasında şunlara değindi: “4 yılı aşkın bir süredir Rojava’da bir devrim süreci yaşanıyor. Kürtler kendi bölgelerinde kendi kendilerini idare edebilecek bir güce sahiptiler ve kendi kurumlarını kurmaya başladılar. Rojava’da Kürtlerin dışında Araplar, Asuriler, Süryaniler, Ermeniler, Aleviler ve Çerkezler gibi milliyetler ve dini gruplar yaşıyor. Orada yaşayanların temsiliyetini de gözönünde bulundurarak kendi kurumlarımızı kurduk, bazı önlemler alarak kaos ortamının yaşanmasını engelledik. Kurumlarımızda Arapça, Süryanice ve Kürtçe resmi dil olarak konuşulmaktadır.”
IŞİD’in dinle bir alakasının olduğunu düşünmediğini de belirten Dr. İso, “IŞİD tarafından binlerce kadın dağlara sürüldü, 700 civarında kadın hala IŞİD’in elindedir. Şengal’de IŞİD’e karşı ilk saldırıyı HPG gerçekleştirmiştir” dedi.
Necati AKIN (Ludwigsburg)