Alakır Vadisi’nde HES firmasına karşı mücadele eden yaşam savunucusu Birhan Erkutlu ve Tuğba Günal’a yönelik baskılar devam ediyor. Firma tarafından sürekli tehdit ve taciz edilen çiftin yaşam alanlarındaki su temin ettikleri bölge de firma tarafından kapatılmıştı.
Uzun zamandır Alakır Vadisi’nde yaşam kurmaya ve tüm doğayı korumaya, yaşatmaya çalışan yaşam savunucuları üzerindeki baskılar son bulmuyor. HES firmasına karşı mücadelede başarılı olan Birhan ve Tuğba çiftinin yaşam alanlarının bitişiğinde bulunan araziyi satın alan firma yakın zamanda yaşam sularını temin ettikleri kaynağı kepçe ile kapatarak bir HAYRAT’a yöneltmiş sonra da dozerlerle yok ettikleri ağaçların yerine kurdukları bir havuzda suyu biriktirmeye başlamışlardı. Ama bu da yaşam savunucularına boyun eğdiremeyince farklı yollara başvurarak devlet olanaklarını da kullanarak yıldırma politikası uygulamaya başlamışlardır.
Günün geç saatlerinde yaşam savunucularını “Eğer gelmezseniz yakalama kararı çıkaracağız” tehdidi ile karakola ifadeye çağırarak taciz etmişlerdir. Sürekli tehdit altında olan yaşam alanlarını haklı olarak boş bırakmak istememelerine karşı karakola gitmek zorunda bırakılan çift sosyal medya üzerinden aşağıdaki mesaj ile durumlarını duyurmuşlardır.
“Az önce Altınyaka Jandarma Karakolu’ndan aradılar. Hakkımızda şikayet varmış. Kim tarafından hangi konuda olduğunu söylemediler. Derhal ifade vermeye gitmemiz gerekiyormuş. ‘Yaşam alanımızı bu saatte başıboş bırakamayız. Etraftan HES’çilerin konuşma sesleri geliyor’ dedik. Savcı emretmiş. Derhal ifademizin alınması konusunda. Yoksa yakalama ve zorla getirilme kararı çıkarılırmış. Yola çıkıyoruz mecbur. Dağ yollarından 40 km uzakta karakol. Neymiş gidince göreceğiz anlaşılan. Ama savcılığın bu saatte bu ısrarı hiç iyiye alamet değil. Haberdar ederiz canlar durumu. Selam olsun. Birhan&Tuğba”
Daha sonra gelen ikinci mesaj ile durum netleşmiştir.
“Karakoldan çıktık canlar. Yuvamıza dönüş yolundayız. Altınyaka Jandarma Karakolu’ndaki ifademiz sırasında karakolda görevli olan personel bize çok iyi davrandı. Gözaltı işlemi uygulanmadı. Kumluca Savcılığı’nın böyle apar topar bizi ifade vermek için gece vakti çağırtması ise gerçekten çok manidar son süreçte yaşadıklarımızdan sonra.
“Mala zarar vermek”
Hani HES şirketi arkamızdaki araziyi satın alıp kepçe ile kazarak doğal su kaynağımızı keserek bizi susuz bırakıp, sonra da o suyu borulara alıp önce yol kenarında yaptıkları bir hayrata oradan da yan tarafımızda satın alarak ulu meşe ağaçları yok ederek dozerlerle dümdüz ettikleri araziye kazdıkları havuza yönlendirmişlerdi ya..
İşte o araziyi çevirdikleri telleri yatırmışız..
Bunu iddia eden (bize suçlamayı yapanın ismi verilmedi) hatta Tuğba ile Birhanı bizzat dün gece bu telleri yatırırken gördüğünü söylemiş.. Bu şahıs, büyük ihtimalle, ifademizde de beyan ettiğimiz üzere, zaten etrafta başka kimse de yok, 1 ay kadar önce bizi tehdit suçundan 5 ay ertelemesiz hapis cezası alan (sabıkası yüzünden) ve halen tutuklanmayıp arazimizin etrafımızda dolanan HES bekçisidir.
Savcı bakalım mahkemeye sevkedecek mi bu inanılmaz komplo olayını göreceğiz hepbirlikte.
Yanımızda tanıklarımız var.
Olay saatinin kamera kayıtları var.
Öncesinde gerçekleştirdikleri onca dolap düzen var hukuki olarak da tescilli.
Bu arada ifade vermeye gelirken cidden gördük. Bizim taraftaki tel örgülerin 5-10 metrelik kısmı yere doğru yatırılmıştı.
Ayrıca bu bize ismi açıklanmayan “görgü tanığı” hakkında da ‘iftira davası’ açacağız.
Masum ve savunmasız canlıların yaşamını barış ve hukuk çerçevesinde savunmaya sonuna kadar devam edeceğiz.
Bizleri düşünen, arayan soran, duasını, iyi dileklerini esirgemeyen tüm can dostlara selam olsun. Birhan&Tuğba Alakır”
Endişeliyiz, kaygılıyız…
Ali-Aysin çiftine yapılanlar ve sonrasında yaşananlar rant uğruna neler yapılabileceğini, doğayı yok etmekle kalmayıp insan canına da kastedebileceklerinin kanıtıdır.
Alakır yaşam savunucuları tehdit altındadır. Yaşam alanlarında bulundukları ya da bulunmadıkları süre içinde hem kendileri hem de yaşam alanları her türlü saldırıya açık durumdadır.
Omuz omuza vermeli, birlik olmalıyız. Ekoloji mücadelesi küçümsenmemeli.
Eğer mücadeleyi sahiplenmez, ortaklaştırmazsak yakında uğruna mücadele edeceğimiz bir dünya kalmayacak.
Haber: İsmet Papila / antalyaekoloji.org