Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in, tetikçi Ogün Samast tarafından 19 Ocak 2007’de öldürülmesine ilişkin, kamu görevlilerinin yargılandığı ve Yargıtay’ın 14 sanık yönünden bozduğu davanın karar duruşması bugün görüldü.
İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 15 sanıklı davanın karar duruşmasında Dink ailesi avukatları hazır bulunurken, başka davadan tutuklu eski jandarma görevlisi Muharrem Demirkale de jandarma eşliğinde salona getirildi. Davanın diğer sanıkları da Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı.
Polis ve jandarma görevlilerine 10 yıldan müebbete kadar değişen oranlarda hapis cezası verildi.
Olay tarihinde Yüzbaşı olan tutuklu sanık Muharrem Demirkale, son sözünde, “Kalbe ağır gelen ne varsa bize yaşattınız, bize yaşattığınızı siz de yaşarsınız” diye konuştu. Tutuklu sanıklardan Hasan Durmuşoğlu, Veysal Şahin, Gazi Günay ve Okan Şimşek de son sözlerinde tahliyelerini ve beraatlarını talep ettiler.
Mahkeme sanıklar hakkında kararlarını açıkladı
Mahkeme, Volkan Şahin, Şükrü Yıldız ve Mehmet Ali Özkılınç’ın beraatına hükmetti. Heyet, Muharrem Demirkale’ye “tasarlayarak öldürmek” suçundan müebbet hapis; Yavuz Karakaya’ya “tasarlayarak kasten öldürmeye yardım” suçundan 12 yıl 6 ay hapis; Bekir Yokuş’a “Anayasa’yı ihlal” suçundan müebbet, “tasarlayarak öldürmeye yardım” suçundan 10 yıl hapis; Veysal Şahin’e “ihmali davranışla öldürme” suçundan 15 yıl hapis, Gazi Günay’a “Anayasa’yı ihlal” suçundan müebbet, “tasarlayarak öldürme” suçundan 25 yıl hapis; Okan Şimşek’e “Anayasa’yı ihlal” suçundan müebbet, “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan 25 yıl hapis; Ali Öz’e “Anayasa’yı ihlal” suçundan müebbet hapis, “kasten tasarlayarak öldürme” suçundan 25 yıl hapis; Mehmet Ayhan’a “Anayasa’yı ihlal” suçundan müebbet, “kasten tasarlayarak öldürme” suçundan 12 yıl 6 ay hapis; Onur Karakaya’ya “Anayasa’yı ihlal” suçundan müebbet, “kasten öldürme” suçundan 12 yıl 6 ay hapis; Osman Gülbel’e “Anayasa’yı ihlal” suçundan müebbet, “kasten tasarlayarak öldürme” suçundan 16 yıl 8 ay hapis; Hasan Durmuşoğlu’na “Anayasa’yı ihlal” suçundan müebbet, “kasten tasarlayarak öldürme” suçundan 12 yıl 6 ay hapis cezası verdi.
Mahkeme ayrıca Bekir Yokuş, Onur Karakaya ve Mehmet Ayhan’ın hükümle beraber tutuklanmasına karar verdi. Faruk Sarı’nın ise firari olması sebebiyle dosyasının ayrılmasına hükmedildi.
Kamu görevlileri dava sürecine nasıl dahil oldu?
Üst düzey emniyet ve jandarma yetkililerinin soruşturulmasına uzun süre izin verilmedi.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme alt komisyonu 2008’de hazırladığı raporda, Dink’e yönelik bir tehlikenin jandarma ve emniyet personeli tarafından bilindiği, ancak önlem alınmadığı sonucuna varmıştı.
2014 yılından tarihen itibaren kamu görevlileri hakkında da soruşturmalar açılmaya başlandı.
Cinayetin işlendiği dönemdeki İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Ramazan Akyürek, Emniyet İstihbarat Dairesi C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler, Emniyet İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı Coşgun Çakar, Trabzon İl Emniyet Müdürü Reşat Altay ve Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç de “şüpheli” sıfatıyla soruşturmaya eklendi ve haklarında dava açıldı.
Bu sanıkların bir kısmı “tasarlayarak adam öldürme, silahlı örgüt kurma ve üye olmakla” suçlandı.
Daha sonra sivillerin yargılandığı 2007’de açılan Hrant Dink cinayeti davası ile 2016’da açılan kamu görevlilerinin ihlâl davası birleştirildi.
Dava süreci nasıl işledi?
Hrant Dink’in öldürülmesi sonrasında çok sayıda davayı içeren uzun bir hukuki süreç yaşandı.
Cinayetten hemen sonra, suikast öncesinde Dink’in öldürüleceğine dair istihbaratların güvenlik güçleriyle paylaşıldığı yönünde iddialar ortaya atıldı.
Erhan Tuncel’in Şubat 2006’da Hayal’in Dink’i öldürmeyi planladığı yönündeki bir bilgiyi Trabzon Emniyet Müdürlüğü’ne ilettiği ve bunun da Emniyet Genel Müdürlüğü ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü ile paylaşıldığı öne sürüldü.
Hrant Dink cinayeti davasının ilk duruşması, 2 Temmuz 2007’de İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin yargılaması devam ederken, yargılama sürecinin “uzun ve etkisiz” olduğu gerekçesiyle Dink ailesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu. AİHM, başvurudan önce iç hukuk yollarının tükenmesi gerektiği şartına bir istisna getirdi.
2010 yılında kararını açıklayan Mahkeme, Türkiye’yi, Dink’in yaşam hakkını koruyamadığı ve cinayet sonrası kamu görevlilerine ilişkin etkili bir soruşturma yürütmediği gerekçesiyle mahkum etti.
İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava ise Ocak 2012’de hükme bağlandı.
Yasin Hayal’e “Hrant Dink’i tasarlayarak öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.
“Azmettirme suçlaması”ndan beraat eden Tuncel ise, başka bir olayla ilgili suçtan 10 yıl 6 ay hapis cezası aldı ancak Tuncel’in tutukluluk süresi dikkate alınarak tahliyesine karar verildi.
Mahkeme tüm sanıkları “örgüt üyeliği” suçlamasından beraat ettirdi.
Mahkemenin kararını savcı Hikmet Usta “Örgüt de var, delil de var” diyerek temyiz etti.
Bu gelişmenin ardından 2013 yılında Yargıtay, cinayetin örgütsel faaliyet kapsamında işlenmiş olduğu yönünde araştırma yapılması gerektiği gerekçesiyle İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararını bozdu.
Bozma kararı üzerine yeniden yargılama başladı.