Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen), Suriye’de 8 Aralık 2024’teki rejim değişikliğinin ardından özellikle Alevilere yönelik artan mezhepsel saldırılar ve akademisyenlere yönelik saldırıları kınadı. Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin raporuna göre, 2025 yılı başından bu yana 116 olayda en az 236 kişi hayatını kaybetti.
Açıklamada, Alevi akademisyen Rasha Al-Ali’nin kaçırılıp işkenceyle öldürülmesi ve ardından Alevi Profesör Hasan İbrahim’in de infaz edilerek öldürülmesine dikkat çekildi.
Açıklamanın tamamı şu şekilde:
“Suriye’de 8 Aralık 2024’te gerçekleşen rejim değişikliğinin ardından başta Aleviler olmak üzere azınlıklara yönelik saldırılar ve mezhepsel cinayetler devam ediyor. Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), 2 Şubat tarihli raporunda 2025 yılı başından beri kayıt altına alınan 116 olayda en az 236 kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu. Mezhepsel gerekçelerle düzenlendiği raporlanan bu saldırılar, eğitim ve bilim emekçilerini de hedef alıyor. Kısa süre önce Alevi akademisyen Rasha Al-Ali’nin kaçırılmasının ardından işkence edilmiş cansız bedeni bulunmuştu. Dr. Al-Ali Humus Üniversitesi’nde çalışan bir akademisyen, Arap Yazarlar Birliği üyesi ve şairdi. Bu sarsıcı cinayetin ardından bir süre önce kaçırılan Alevi Profesör Hasan İbrahim’in de öldürüldüğü açıklandı. İbrahim’in cansız bedeninde de infaz izlerinin bulunduğu tespit ediliyordu. İbrahim, Şam’daki Yüksek Bilimsel Araştırma Enstitüsü’nde çalışan bir bilim emekçisiydi.
Halklar, farklı inanç ve mezhep grupları arasında derin ayrılıkların yaşandığı Suriye’de yakın geçmişte bu ayrılıkların yol açtığı insani kriz Alevi, Hristiyan ve laik kesimler için derin bir korku ve endişe kaynağı olmaya devam etmektedir. Bu mezhep temelli saldırılar, uluslararası insani hukuku ihlal etmekte ve resmi olarak uluslararası suçlar kapsamına girmektedir. Eğitim ve bilim emekçileri ve yakınları için derin acılara yol açan bu cinayetler aynı zamanda eğitimin niteliği üzerinde de yıkıcı sonuçlar doğurmakta, tüm nesillerin eğitim hakkı önünde tehdit oluşturmaktadır. Eğitim hakkı, temel bir insan hakkı olmanın ötesinde tüm insan haklarının gerçekleşmesinin ön koşullarından bir tanesidir. Eşit, adil ve barışçıl bir toplum yaratılmasında nitelikli eğitim başat bir role sahiptir. Eğitim dünya üzerinde dışlanmış ve ötekileştirilmiş çocukların ve yetişkinlerin refahı için en güçlü araçlardan biridir. Eğitim, sınırları aşan, halkları birleştiren ve insanlığın ortak geleceğini inşa eden bir süreçtir. Akademisyenler, öğrenciler ve bilim insanları, savaşların, baskıların ve otoriter politikaların hedefi olmamalıdır. Bilim ve eğitim, hiçbir ideolojinin, siyasetin veya çatışmanın aracı haline getirilemez. İnsanlığa karşı işlenen bu suçların cezasız bırakılmasına, eşit ve adil bir yaşamı savunan herkesin elindeki tüm araçlarla karşı durması gerektiğini hatırlatarak, toplumu sorumluluk almaya davet ediyoruz.
Suriye’nin geleceği için çoğulcu, farklı inançlara ve kültürlere eşit duran ve demokratik açıdan kapsayıcı modellerin hayata geçirilmesi, eğitimin iyileştirilmesi, yeni nesillerin eşit ve adil bir sistem içerisinde eğitim alması büyük önem taşımaktadır. Bu doğrultuda tüm kesimlerin bir arada yaşayacağı özgür bir ortamın bir an önce oluşturulması gereğine dikkat çekiyoruz. Bizler, dünyanın dört bir yanındaki akademisyenlerle dayanışma içinde olduğumuzu ilan ediyor, bilim insanlarına ve eğitim emekçilerine yönelik her türlü saldırıyı en güçlü şekilde kınıyoruz. Akademik özgürlüğün, insan haklarının ve düşünce özgürlüğünün korunması için enternasyonal dayanışmayı büyütmenin zorunluluğunu bir kez daha vurguluyoruz.”