Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin (ÇGD) kuruluş yıldönümü vesilesi ile ÇGD Genel Başkanı Can Güleryüzlü ile konuştuk: “Türkiye’de basın ne yazık ki çorak toprağa ekilmiş bir tohum ve güneş görmüyor. Bunu aşmak isteyen bir mücadele tarihimiz var. ÇGD bunun parçası olarak ortaya çıkmış bir örgüttür.”
Bugün Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin (ÇGD) kuruluş yıldönümü… Çağdaş Gazeteciler Derneği bundan tam 43 yıl önce 23 Şubat 1978 tarihinde kuruldu.
ÇGD’nin kuruluş yıldönümü vesilesi ile ÇGD Genel Başkanı Can Güleryüzlü ile ÇGD’nin kuruluşundaki hedefleri, şimdiki hedeflerini, kuruluştan bu yana değişen süreci ve günümüzü konuştuk.
Röportajdan satır başları:
“Çağdaş Gazeteciler Derneği tarihin bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır” diyen Can Güleryüzlü ÇGD’nin kuruluşunu şöyle anlatıyor: “1970’ler Türkiye’de siyasi ve toplumsal düzeyde yoğun ve keskin çatışmaların yaşandığı bir dilim. Daha sonra ise darbe süreci yaşanıyor. ÇGD bu tarihte kurulan bir iradenin ortaya çıkmasıdır. Bu irade, basın anlamıyla var olan örgütlülüklerin gazetecilik açısından yetersiz olduğunu tartışan, bazı klikleşme ve bloklaşmaların mesleğin üstlendiği halkın haber alma sorumluluğunu, gerçeği dillendirme ve gerçek etrafında örgütlü bir toplum inşa etme sürecinin eleştirileri ile başlamış bir örgüt olarak ortaya çıktı. Kurucumuz Alaattin Orhan öncülüğünde gazetecilik camiası içerisinde bir tartışma başlatılmış ve Türkiye Gazeteciler Sendikası Ankara Şubesi’inde bir deklarasyon mahiyetindeki görüşlerle yola çıkılmıştır. O gün itibariyle kurucumuz Alaattin Orhan çok belirgin ifadelerle hem kuruluş deklarasyonumuzu hem de ilkelerimizi şöyle ifade ediyor: ÇGD kurulurken siyasal görüşü ne olursa olsun barıştan, demokrasiden, insan haklarından, özgürlüklerden yana olan herkesi bağrında toplayan bir demokratik meslek örgütü olma tavrıyla hareket etmiştir. Mesleğini kişisel çıkar ve itibarı için kullanan, haksız ve utanılacak mesleki rekabete dayanan, mesleğini polislikle bağdaştıran, savaş kışkırtıcılığı yapan, çocukları reklam aracı olarak kullanan anlayışları teşhir etmeği daha ilk günden bir görev olarak önüne koymuştur.”
“70’ler ve bugünler arasında belirgin bir fark yok, daha da kötü bir durum söz konusu. Bu bağlamda bugün daha güçlü sahip çıktığımız ve mücadele temelimizi oluşturan ilkeleri bir sorumluluk olarak üstlenmiş durumdayız.”
“Türkiye basın tarihine baktığımızda zaten belli yapısal sorunlar içeren, çok büyük oranda devlet güdümünde yayıncılık anlayışı söz konusu. Hatta ilk kurulan gazetede devletin yönlendirmesiyle kurulan bir gazetedir. Daha sonra var olan devlet yapılanmasının mekanizmasının görüşlerine göre Türkiye’de basın angajman sağlayarak onun bir kolu olarak hareket etmiştir. Türkiye’de basın ne yazık ki çorak toprağa ekilmiş bir tohum ve güneş görmüyor. Bunu aşmak isteyen bir mücadele tarihimiz var. ÇGD bunun parçası olarak ortaya çıkmış bir örgüttür.”