Şili’de başlayan ve bir sembol haline gelen Las Tesis dansını yaptıkları için yargılanan kadınlar hakim karşısına çıktı. Duruşmada, kadınların emniyette çekilen fotoğraflarının gazetelerde “örgüt üyeleri yakalandı” şeklinde servis edildiği belirtildi.
İzmir’in Alsancak ilçesinde 15 Aralık 2019 günü yüzlerce kadının katılımı ile gerçekleştirilen Las Tesis performansından bir gün sonra İzmir Emniyet Müdürlüğü tarafından 24 kadın hakkında gözaltı kararı çıkarılmış ve kadınlar evlerine yapılan baskınla gözaltına alınmıştı. “TCK 301 ve 2911 sayılı yasalara muhalefet” iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında ifade veren kadınlar hakkında İzmir 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nce açılan davanın 14 Mayıs 2020 tarihindeki ilk duruşma pandemi nedeniyle görülmeden ertelendi. Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre 10 Kasım 2020 tarihindeki ikinci duruşma ise İzmir'de meydana gelen deprem dolayısıyla görülmeden ertelenirken, kadınlar ilk kez üçüncü duruşmada hakim karşısına çıktı.
"Failler değil kadınlar yargılanıyor"
Duruşma öncesi Kadın Meclisleri, Bayraklı Adliye önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. “Las Tesis’i değil katilleri yargılayın” pankartı açılan açıklamada, Kadın Meclisleri adına konuşan Hilal Susuz, İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmadığını ve kadınların öldürülmemesini isteyenlerin yargılandığını belirtti. "Yargı, failleri değil kadınları yargılamakla meşgul" diyen Susuz, kadınlara yönelik şiddet ve cinayeti durdurmak için meydanları doldurmaya devam edeceklerini söyledi.
Açıklamanın ardından kadınlar duruşma salonuna geçti.
İzmir 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuksuz yargılanan 24 kadından 13'ü avukatlarıyla katıldı. Kimlik tespitinin ardından başlayan duruşmada, kadınlar ifadelerinde
Las Tesis dansının Şili’de, pandomim sanatçısı Daniela Carrasco’nun polis tarafından tecavüze uğradıktan sonra katledilmesinin ardından tüm dünyaya yayılan eylemlere destek vermek ve ülkedeki kadına yönelik şiddete dikkat çekmek amacıyla gerçekleştirdiklerini, eylemde atılan sloganların ise tüm kadın eylemlerinde atıldığını belirtti.
Davada yargılanan üniversite öğrencisi Pınar Usta, Güvenli Şube’de polis olduğunu iddia eden birinin kendisini davaya ilişkin tebligatı vermek bahanesiyle usulsüz bir şekilde aradığını ve kendisine gözdağı veren cümleler kurduğunu söyledi. Emniyetteki ifadesinde susma hakkını kullandığını dile getiren Usta, Anayasal bir hak olan gösteri ve yürüyüş yapma hakkını kullandığını dile getirdi.
Polisin çektiği fotoğraf manşet oldu
Emniyette verdikleri ifade sırasında fotoğraflarının çekildiğini belirten Şenay Akyol da, bu fotoğrafların ertesi gün Sabah Gazetesi’nde “Örgüt üyeleri yakalandı” başlığıyla manşet olduğunu belirtti. Akyol, gazete hakkında suç duyurusunda bulunduklarını aktardı.
Yargılanan kadınların avukatlarından Hazal Aydın, eylemde iddianamede yer aldığı gibi “polisi çatışma ortamına sürükleme” fiilinin gerçekleşmediğini ifade etti. Avukat Ayşegül Karpuz, iddianamede yer alan suçların ve delillerin dahi net olmadığını vurgulayarak, davanın mahkeme heyeti tarafından iade edilmesi gerektiğini söyledi. Avukat Ferzan Aytekin de, adaletin sağlanması için kadınların beraat ettirilmesini istedi. Avukat Eylem Zengin ise, hakkında dava açılan Deniz Uslu’nun o gün eyleme gelmemesine rağmen yargılandığını aktardı.
Duruşma, eksik hususların giderilmesi ve duruşmaya katılmayan sanıkların dinlenmesi için 28 Nisan'a ertelendi.
Ne olmuştu?
Şilili feminist kolektif Las Tesis, performans sanatçısı bir kadının öldürülmesi üzerine 27 Kasım 2019'da Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Bakanlığı önünde bir protesto gösterisi düzenlemişti. Protesto Gösterisinde bir kareografi sergileyen Şilili feminist kolektif Las Tesis aktivistleri hep bir ağızdan, “hata benim değil, nerede olduğum değil, ne giydiğim değil. Suçlu sensin. Suçlu polis, yargı, devlet, başkan. Baskıcı devlet kadın düşmanı suçlu” sözlerini haykırmıştı.
Las Tesis dansı olarak anılan eylem bütün dünyaya yayılmış, dünyanın birçok ülkesinden kadınlar erkek egemen sisteme karşı bu dansı icra etmişlerdi. Türkiye'de de bir çok farklı şehirde kadınlar sokağa çıkmış ancak polis şiddeti ve gözaltılarla karşılaşmıştı. İstanbul'daki polis saldırısını savunan valilik kadınların "suç teşkil eden sloganlar" attığını söylemişti.