Aydın’dan Manisa’ya, Denizli’den Çanakkale’ye, İzmir’den Afyonkarahisar’a uzanan Ege Bölgesi’nin bereketli toprakları şirketler daha çok para kazansın diye neredeyse Jeotermal santrallarının işgali altında.
BirGün’den Namık Alkan’ın haberine göre AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın video konferansla açılışına katıldığı enerji santralleri 16 Ocak’ta Manisa’da işletmeye alındı. Soma’da Soma Kolin Termik Santrali ile Salihli’de Salihli JES-2 ve Salihli JES-3ve Alaşehir’de de ALA 2 Jeotermal Santralleri törenle faaliyete geçirildi. Verimli tarım arazileri ile bilinen Ege Bölgesi hızla artan enerji santrallerinin işgali altında. Aydın’dan Manisa’ya, Denizli’den Çanakkale’ye, İzmir’den Afyonkarahisar’a uzanan Ege Bölgesi’nin verimli ve bereketli toprakları sermayenin daha çok kazanması için yok ediliyor.
Aydın’ın kadim zeytin ve incir ağaçları, çileği, enginarı ve kestanesi ile Manisa Alaşehir’in üzüm bağları, Salihli’nin sebze-meyve bahçeleri Jeotermal kuyularından çıkan buharın havayı kirletmesi ile oluşan asit yağmurlarının zararlı etkisi altında kalıyor. Aydın’ın, Aydın Merkez ile Buharkent, Efeler, Germencik, İncirliova, Köşk, Kuyucak ve Sultanhisar ilçelerinde, Manisa’nın Alaşehir ve Salihli ile Denizli’nin Sarayköy ilçelerinde, Afyonkarahisar Merkez, Çanakkale Ayvacık ve İzmir’in Seferihisar ilçelerinde kurulu Jeotermal elektrik santralları Ege tarımının geleceğini tehlikeye atıyor.
Tarımı yok etmeye değer mi?
Türkiye’de toplam 63 olan kurulu Jeotermal Santralların en fazla olduğu il 33 santral ile Aydın. Aydın’ı 16 santral ile Manisa izliyor. Denizli’de 9, Çanakkale’de 3, İzmir ve Afyonkarahisar da ise 1’er jeotermal santralin varlığı dikkat çekiyor.Jeotermal Santralların Kurulu güç dağılımı ise 251,45 MW inşaa halinde ve 1.552,183MW Kurulu olmak üzere toplam 1803,633 MW.Jeotermal santrallar 2020 Ekim ayı itibariyle lisanslı elektrik santrallarının kurulu gücünün yüzde 1,81’ini oluştururken, bu santrallardan elde edilen elektrik üretiminin toplam içindeki payı ise yüzde 3,36 olarak gerçekleştiği görülüyor. Ekim 2019-Ekim 2020 ayları kıyaslandığında ise jeotermal santraların kurulu gücü yüzde 4,26 oranında artarken, ürettikleri elektrik enerjisi ise yüzde 4,71 oranına artış gösteriyor.
Tarımsal SİT alanı olmalı
Ziraat Mühendisleri Odası Manisa Şube Başkanı İbrahim Demran, daha çok Alaşehir ve Salihli’nin yer altı su kaynaklarının kirlenmesiyle ilgili sorunların varlığını dikkat çekti. Özellikle bor oranında ciddi oranda artış olduğunu kaydeden Demran, “Bu sebeple bağlarda yer altı su kaynaklarının kullanılması sıkıntıya girdi. Bütün tarım ürünlerini etkiliyor. Her ürünün bor tolerans limiti farklı ama büyük çoğunluğu bu bordan zarar görüyor. Çünkü reenjeksiyon olması gerektiği gibi yapılmıyor. Mevcut kuyularda işletme sırasında çıkan arızalar su salınımına neden oluyor. Bunlarda yer altı su kaynaklarına zarar veriyor. İçme suyunda da arsenik oranıyla ilgili sorunlar var” dedi. Jeotermal alanlarının sadece Alaşehir ve Salihli’yle sınırlı olmadığını anlatan Demran, “Manisa merkezin ilçeleri dahil olmak üzere Manisa’nın her yerinde arama izinleri var. Yakın gelecekte bu diğer alanlara da santral kurulabilir. Bu bölgelerin tamamı tarımsal alanlar. Tarım ürünlerinin ihracatının en yoğun yapıldığı yer Alaşehir. İnsanların bu konuda dikkatli olması lazım” diye konuştu.
Bölgede jeotermallere hiçbir şekilde izin verilmemesini istediklerini belirten Demran, şunları söyledi: “Kontrollü de olsa buranın patlama riski her zaman var. Bu alan iklim özellikleri bakımından değerli bir alan. Bu bölge dünyanın nadide ekosistemlerinden birisi ve mutlaka korunmalı. Hiçbir şekilde riske atılmamalı. Sadece jeotermalin değil, diğer potansiyel kirleticilere karşı da korunmasını tavsiye ediyoruz. İnsan sağlığına ciddi anlamda zararı var. Bu bölgenin topraklarının, ikliminin ve suyunun mutlak koruma alanı ilan edilerek, tarımsal SİT alanı olmalı. Üzerinde tarımdan başka hiçbir faaliyete izin verilmemeli. Bu alanlar her türlü faaliyete kapatılmalı”