Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, 18-19 Ocak’ta ‘Özgürlükte ısrarla, mücadelede kararlıyız’ başlığıyla 3’üncüsünü düzenlediği Olağan Kadın Konferansı sonuç bildirgesini açıkladı. Bildirgede, Kadın enternasyonel ağının önemi vurgulandı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, 18-19 Ocak'ta 'Özgürlükte ısrarla, mücadelede kararlıyız' başlığıyla 3'üncüsünü düzenlediği Olağan Kadın Konferansı sonuç bildirgesini açıkladı.
'Kadın enternasyonal ağı kurmak'
'Kadın enternasyonal ağının' kurulmasının öneminin vurgulandığı bildirgede, "Rojava'dan Şili'ye, Hindistan'dan, İran’a, Sudan’a kadar, dünyanın pek çok bölgesinde kadınlar, ezilenler ve sömürülenler saldırganlığa karşı ayaktadır. Kadınların demokratik ve özgür yaşamı koruma ve var kılma mücadelesinin etkin bir parçası olarak bu parçalı enternasyonal mücadeleyi, daha birbiriyle bakışan daha birleşik bir mücadele haline getirme perspektifiyle kadın enternasyonal ağını kurmayı önümüze koyuyoruz" dendi.
''Ortadoğu, Libya ve Akdeniz krizlerinden, "Bölgemiz ve ülkemiz ölümcül bir savaş ikliminin kuşatması altındadır" ifadeleri kullanılan bildirgede, "Konferansımız hegemonya mücadelesi içine giren küresel sermaye ile statükocu bölge diktatörlüklerinin aslında kadınlara baskı, zulüm, şiddet, katliam, erkek devlet tahakkümü ve savaştan başka bir şey vaat etmediğini tespit etmiştir" denildi.
'Türkiye, erkek-devlet şiddetiyle dünyada ilk sırada yer almaktadır'
HDP Kadın Meclisi, Olağan Kadın Konferansı'nın sonuç bildirgesinin devamında şu değerlendirmelere yer verdi:
''Dünyada olduğu gibi Türkiye’de derinleşen neo-liberal ekonomi politikalarının krizi sonucunda kadın işsizliği, yoksulluğu, güvencesizliği ve geleceksizliği artmıştır. Bu kapsamda HDP Kadın Meclisleri, ataerkil-ekonomik krize ve kadın yoksulluğuna karşı, kadın istihdamından, kadınların ev-içi görünmeyen emeğine, kadın dayanışma ağlarına kadar çok çeşitli alanlarda mücadeleyi esas alır.
Türkiye, erkek-devlet şiddetiyle dünyada ilk sıralarda yer almaktadır. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasanın uygulanmaması, kazanılmış hak olan nafaka hakkının elden alınmak istenmesini ve çocuk istismarcılarına af yasasını asla kabul etmiyoruz. Bu kapsamda, bütün kadın kurumları ve en geniş kadın ağlarıyla erkek iktidarın yaşam hakkımız ve kazanımlarımıza yönelik saldırılarına karşı sürdürdüğümüz mücadeleyi sokakta, işte, parlamentoda sürdürmenin sözünü yineliyoruz.''
'Saldırılara karşı mücadeleyi sokakta, işte, parlamentoda sürdürmenin sözünü yineliyoruz'
Türkiye'de barışın tesisi ve demokratikleşme konusunda kilit rol oynayan, halklara, kadınlara demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü bir yaşam perspektifi sunarak özellikle kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesine etkin katılmasının yolunu açan Sayın Abdullah Öcalan, 21 yıldır özel bir politikanın yürütüldüğü İmralı Cezaevi sisteminde mutlak tecrit koşullarında tutulmaktadır. Sayın Öcalan’dan dışarıya ulaşabilen sınırlı birkaç mesajın kadınlara, bütün demokrasi güçlerine, halklara umut ve cesaret verme, Ortadoğu savaş kaosu içinde yol gösterme potansiyeline hep birlikte tanıklık ettik. Konferansımız tecride karşı mücadeleyi tekçi, cinsiyetçi, milliyetçi şiddet politikalarına karşı mücadelesinin ayrılmaz parçası olarak görmekte, tecridi kırmayı temel bir hedef olarak önüne koymaktadır.
Mardin, Bingöl ve Dersim’de devlet teşvikiyle kolluk güçlerinin dahil olduğu cinsel şiddet, istismar, para karşılığı cinsel ilişkiye zorlama hadiselerinde de bu özel savaş politikalarını net bir biçimde görüyoruz. Genç Kadın Meclisleri olarak saldırılar karşısındaki direnişimizin öneminden hareketle, özel savaş politikalarını da boşa çıkaracak biçimde; üniversitede, lisede, fabrikalarda, genç kadınların olduğu her alanda daha güçlü bir biçimde genç kadın meclislerimizi kuracağımızın iddia ve kararlılığındayız.
Bizler HDP'li kadınlar olarak, konferansımızda tartışıp birçok karar açığa çıkardığımız gibi Türkiye ve Kürdistan'ın her bir noktasında bu ağır kuşatmanın altında nasıl mücadele edeceğimizi ve ‘var olmaktan’ asla vazgeçmeden direnişimizi nasıl büyüteceğimizi pratikte göstereceğiz. Kadın özgürlük mücadelemizi yok etmek isteyenlere karşı ‘kadın partisi’ olma iddiamızı her geçen gün büyüterek, AKP-MHP erkek blokunu ve erkek ittifakını bir bir çözüyoruz.''
Konferansta alınan kararlar:
- Kadına yönelik erkek ve devlet şiddetine karşı mücadeleyi yükseltme
- Kayyım, işgal, sömürge siyasetine karşı kazanımlarımızı koruma ve mücadeleyi büyütme
- Kadın siyaset akademisi ve kadın hafıza merkezinin oluşturulması
- Enternasyonal kadın dayanışma ağının kurulması
- Tecrit uygulamalarına karşı sürekli mücadele kararlılığı
- Kadın tutsaklara özgürlük kampanyalarını örgütleme
- Kadın bütçesini oluşturma
- Kadın yoksulluğuna karşı politikalar oluşturma ve çözümler geliştirme
- Ekoloji mücadelesini büyütme
- Göçmen ve mülteci kadınlarla dayanışmayı büyütme
- Parti içi erkek egemenliğe karşı kararlı bir mücadele ve kadın ilkelerini etkili kılma
- Genç Kadın Meclislerinin kurulması.”
Konferansa dair değerlendirmeler:
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Canan Yüce: ''HDP 3. Kadın konferansı'nı ''Özgürlükte ısrarlı mücadelede kararlıyız'' şiarıyla Türkiye’nin dört bir yanından kadınların katılımıyla gerçekleştiriyoruz. AKP-MHP iktidar bloğunun kadın düşmanı politikaları ve kadın mücadelesine saldırısına karşı gücümüzü tarihimizden, dünya ve Türkiye Kadın hareketlerinin birikimlerinden ve haklılığımızdan alıyoruz ve direnmeye devam ediyoruz. Farklı alanlardan, farklı deneyimlerden gelen, kadın özgürlük mücadelesi yürüten tüm kadınlarla birlikte mücadele etmeyi hedefleyen HDP Kadın Meclisi, bu konferansla yeni dönem yol haritasını çizmeyi hedefliyor. Şili'den, Sudan’a, Hindistan’dan, Lübnan’a kadar her yerde kadınlar neoliberal politikalara, ataerkilliğe ve otoriter rejimlere karşı alanlarda. Dünyaya yayılan kadın isyanlarının birbirine bakışımı ve ortaklaştırılması için konferansımız önüne çeşitli hedefler koydu. Kadın enternasyonel ağı bu anlamda önemlidir. Ayrıca boğulmak istenen rojava devrimi ve buradaki kadın kazanımlarına sahip çıkmak, buradaki deneyimleri yaymak bölge geneli için hayati öneme sahiptir diyebiliriz .Kadın cinayetleri, şiddet, istismar, kadın emeği sömürüsü, savaş, doğanın ve tarihin talanına, nefret suçlarına karşı mücadeleyi yükseltiyoruz. Bizler Türkiye ve Kürdistan kadın hareketi olarak patriyarkal kapitalizme karşı daha çok dayanışma, örgütlenme ve birlikte mücadele konusunda kararlıyız. Coşkuluyuz!''
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) EŞ Genel Başkanı Özlem Gümüştaş: ''HDP yeni bir kongre sürecine gidiyor. Bu kongre süreci Türkiye ve Kürdistan coğrafyası için çok önemli siyasal ve toplumsal sonuçları büyütebilecek bir çalışma. Bu çalışmaya HDP’nin kadın yapısının özel bir hazırlığı, bu kapsamda 3. Kadın konferansını topluyor olması ve kadın hareketlerinin gelişimi yönünde tartışıyor olması önemli. Her şeyden önce burada kayyum saldırısı karşısında eş başkanlık çizgisini savunan, kadın iradesinin merkezi siyaset ile eşit temsiliyetini savunan, yaşamda eşit konumlanışını savunan ve erkek egemen iktidarın toplumu muhafazakarlaştırmaya çalışan saldırılarına karşı bir duruş örgütleyen kadınlar var. Bu kadınlar burada hem kadın hareketlerinin gelişim yönünü hem de bunun içerisinde bir kadın politikasının inşasını ve bunun merkezi siyasetteki rolünü tartışıyor. Bu başlı başına çok heyecan verici bir çalışma. Hem HDP’ye temel motivasyonu kazandıracak bir çalışma olarak görüyorum hem de sadece HDP-HDK kadın yapısı için değil Türkiye ve Kürdistan kadın özgürlük mücadelesi adına da önemli tartışmalar üretileceğini düşünüyorum.'' dedi.
Kadın mücadelesi açısından konferansı değerlendiren SODAP Eş Sözcüsü Kezban Konukçu, ''HDP’nin Türkiye siyasi arenadaki kadın mücadelesi açısından yeri bilinen bir noktada. Kendi kongresinden önce kadın konferansı yapması, gerek Türkiye’deki, dünyadaki, bölgedeki kadın mücadelesini, gerekse parti içindeki kadın sorunlarına dair meseleleri tartışması, bu anlamda bir kadın iradesini açığa koyması, partinin diğer partilerden kendini ayıran önemli farkı.'' ifadelerini kullandı.
Kadın cinayetlerine dair politika üretmenin ve örgütlü bir mücadeleyi güçlendirmenin en önemli gündem olacağına vurgu yapan Konukçu, '’Tüm dünyada olduğu gibi bizde de cinsiyet savaşı diyebileceğimiz bir durumu yaşıyoruz. Kapitalizmin çıkışından bu yana yaşadığı neoliberal politikalar ile ortaya çıkan krize dair kapitalizmin çözüm olarak sağ popülizminden faşizme giden sıkalada tüm ezilenlere dönük baskıcı rejimini arttırması, güvencesizleştirmesi, ve bizim ülkemizdeki AKP rejiminin muhafazakarlaşmayı derinle��tirerek kadın bedeni üzerinden hakimiyetini arrtırmaya çalışması, emeğini gasp etmesi üzerinden ciddi bir savaş içerisindeyiz. Bu anlamda kadın cinayetlerine dair politika üretmenin ve örgütlü bir mücadeleyi güçlendirmenin en önemli gündem olacağını düşünüyorum.'' dedi.