HDP İstanbul 1. Bölge genç milletvekili adayı Emre Sarıgül: ”Gençlerin özgürlükçü, serüvenci, itaat etmeyen yani “faşizmin deli gömleğine sığmayan” iddia ve iradesini seçim sürecinde dillendirebilmek için HDP adayıyım.”
Röportaj: SiyasiHaber
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul 1. Bölge genç milletvekili adayı Emre Sarıgül ile 24 Haziran seçimlerinin önemi, gençliğin sorunları ve üniversitelerin bölünme tasarısı üzerine konuştuk.
Emre Sarıgül, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğrencisi ve Öğrenci İnisiyatifi üyesidir.
Kurumsallaşan faşizm koşullarında sizi bu sorumluluğu almaya iten neydi?
Faşizmin kurumsallaşmasına ve yerleşmesine dönük adımlara en cepheden karşı çıkış, özgürlüğe ve serüvenciliğe meraklı doğası gereği gençlerden gelecektir. Gençlerin özgürlükçü, serüvenci, itaat etmeyen yani "faşizmin deli gömleğine sığmayan" iddia ve iradesini seçim sürecinde dillendirebilmek için sorumluluk aldım.
HDP’nin bu seçimlerde öne çıkan mesajları neler? Bu seçimlerin önemi nedir?
HDP 24 Haziran'ı sadece bir seçim olarak değil, aynı zamanda faşizme ve tek adama karşı özgürlüğün ve demokrasinin sesini yükseltebileceği bir direniş olarak görmektedir. Kadınların ve gençlerin sorunlarını görmeyen bir iktidarın ayakta kalamayacağını bilmektedir. HDP tam da bu yüzden değişimin öncüsünün kadınlar ve gençler olacağını vurgulamaktadır. Keza genç seçmenlerden en çok oy alan parti HDP’dir. HDP, "Tek Adama Karşı Çok İnsan!" sloganı ile yarının kurulması için herkesin sözüne değer vermekte ve bu yüzden ‘’Senle Değişir’’ diyerek , demokratik bir cumhuriyeti hedeflemektedir. HDP, tıpkı 7 Haziran'da olduğu gibi bu seçimde de AKP iktidarını alaşağı edebilecek en etkili güçtür. Bu yüzden doğrudan Erdoğan ve iktidarı tarafından HDP’nin baraj altında kalması için özel çalışma yürütülmektedir.
24 Haziran seçimleri Türkiye ve bölgenin yakın tarihini belirleyecektir. AKP ve Erdoğan seçilirse Türkiye'de faşizmin kurumsallaşması noktasında tabuta son çivinin çakılması ve bölgedeki savaşların artarak devam etmesi demektir. Faşizmin ve savaşın engellenebilmesi için 24 Haziran'da HDP’nin barajı geçmesi ve Erdoğan’ın seçilmemesi gerekmektedir.
Gençliğin en önemli sorunları neler?
Gençlik tarih boyunca şekillendirilmeye ve iktidarların destekçisi yapılmaya çalışılmıştır ama yine tarih göstermiştir ki gençlik, kendilerini şekillendirmeye çalışanlara karşı direniş odakları yaratmıştır. Türkiye’de de gençlik AKP’nin "kindar ve dindar" nesil yetiştirme heveslerine karşı laikliği, demokrasiyi ve özgürlüğü savunarak cevap vermiştir. Öncelikle ülkemizde gençlerin, yani bizlerin en büyük sorunu 16 yıllık baskıcı iktidardır. Bunların yanı sıra işsizlik, niteliksiz ve cinsiyetçi eğitim, gelecek kaygısı ve tabii ki özgürlüğün bu derece kısıtlanması gençlerin en temel sorunları olarak sıralanabilir. Özellikle son dönemlerde başta akademisyen, öğrenciler ve çalışanlar olmak üzere üniversitelere topyekün saldırılmaktadır. Bu saldırı aslında bilime ve eleştirel düşünceye yapılmaktadır. Üniversitelerin bölünmesi, hocalarımızın ihraç edilmesi, öğrencilerin tutuklanması ve müfredatta yapılan değişiklikler AKP İktidarının üniversiteleri zapturapt altına almak için uyguladağı politikaların başında gelmektedir.
TBMM Genel Kurulu'unda 4'ü vakıf, 20 üniversite kurulmasını ve tarihi İstanbul ve Gazi Üniversiteleri dahil 13 kurumdan bazı bölümlerin de yeni kurulacak üniversitelere bağlanmasını öngören kanun tasarısı kabul edilerek yasalaştı. Sen de İstanbul Üniversitesi öğrencisi olarak üniversiteleri bölen bu tasarıyı nasıl değerlendiriyorsun ve bu süreçte İstanbul Üniversitesi öğrencisi olarak nasıl bir çalışma yürüttün?
Bu tasarının kendisi aslında AKP iktidarının eğitim sistemine bakışını bize çok güzel anlatıyor. AKP döneminde özel üniversitelerin sayısı tavan yapmış durumda. Her geçen gün yeni bir okul açılıyor. Fakat bunların hiçbiri öğrencilere birbirine benzeyen kutu gibi binalarda, niteliksiz ve paralı bir eğitimden başka bir şey sunmuyor. AKP iktidarının eğitim anlayışı, öğrencilerin eşit, parasız, bilimsel ve anadilde eğitim talebiyle taban tabana zıttır. Öğrencilerin tepkisinden korktuğu için direkt olarak özelleştiremediği devlet üniversitelerini de parçalayarak özelleştirmek istiyor. Hedefleri ranttan başka bir şey değil. Kendi okulundan koparılan fakültelerle kurulacak yeni üniversitelerin binalarını inşa edecek sermaye grupları şimdiden belli. İktidar bir yandan eğitimi ücretli hale getirmek yolunda bir adım atarken bir yandan da kendi sermaye grubunu beslemek niyetinde. Mağdur olanlarsa öğrenciler. Lise yılları boyunca masa başlarında testler çöze çöze kazandıkları okuldan bir gecede, hiçbir şekilde onlara danışılmadan başka bir yere nakil edilmeye çalışılacaklar. İstanbul Üniversite'sinde bu yasa tasarısına karşı tepki büyük oldu. Öğrenciler kendiliğinden bir şekilde organize oldular ve fakülte forumları gerçekleştirmeye başladılar. Ardından günlerce Beyazıt ana kapı önünde binlerce öğrencinin katıldığı eylemler oldu. Ben de İstanbul Üniversitesi öğrencisi olarak onlarla birlikteydim. Sloganlarımızı birlikte attık, direnişi büyütmek için birlikte kafa patlattık. Okul yetkililerinden ve iktidardan açıklama yapmalarını talep ettiğimizde hiçbir cevap alamadık. Bir kez daha gördük ki üniversite'nin en büyük bileşeni olan öğrencilerin fikirleri onu tepeden yönetmeye çalışanlar tarafından zerre önemsenmiyor. Hepimiz Erdoğan'ın bu yasayı neden ortaya attığının çok iyi farkındayız. Erdoğan'a ve AKP iktidarına cevabı 24 Haziran'da ve sonrasında kampüslerde, sokaklarda ve Meclis'te hep birlikte vereceğiz.
Bu seçimlerde 1,5 milyon genç ilk kez oy kullanacak. Ve HDP, gençlerden en çok oy alan parti durumunda. HDP’nin gençliğe ilişkin yaklaşımı nedir?
Sizlerin de söylediği gibi HDP gençlerden en çok oy alan parti konumundadır. Bu HDP’nin gençlere verdiği önemin bir dönütüdür ve partimizin gelecek için umut olduğunun göstergesidir. Eminim ki ilk kez oy kullanacak gençlerin büyük bir bölümü yine HDP diyecektir. HDP gençleri sadece oy potansiyeli olarak görmemektedir, yarınların yaratılmasının da öncüsü olarak görmektedir. Bunun yanı sıra politikalarının belirlenmesinde de gençliğin doğrudan söz sahibi olabilmesinin önünü açmaktadır. Gençlik, dinamizmi ile toplumsal muhalefeti canlandırmaktadır ve faşizmin durdurulmasında büyük bir etki yaratacaktır. Bu sebeple gençlik, yarının yaratıcısı olacaktır.
HDP listelerinde genç adaylara ne ölçüde yer verildi?
HDP hem kadın hem genç adayları en çok olan partidir ve Meclis'in en genç partisidir. Eminim ki yeni Meclis'te de bu böyle olacaktır.
Seçim bölgenizde bugüne kadarki çalışmalarınızda seçmen eğilimlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Benim milletvekili adayı olduğum İstanbul 1. Bölgede Cumhur İttifakı’nın gözle görülür, yaygın bir çalışması yok. İktidar olmanın olanaklarıyla daha alttan, derinden çalışma yaptıkları kanaatindeyim. CHP’nin geleneksel seçmen kitlesinde de HDP’ye dönük bir teveccüh gözlüyoruz.
HDP’nin seçimlerdeki konumu büyük bir öneme sahip. 25 Haziran sabahı başka bir Türkiye’ye uyanabiliriz. Bu tarihi sürecin bir parçası olduğunuz için neler hissediyorsunuz?
HDP sadece AKP’nin Meclis çoğunluğunu elde etmesini engellemek için barajı geçmesi gereken bir parti değildir. Demokratik, özgürlükçü, yeni bir Türkiye’nin kuruluşunun ana öznesidir. İşçilerin, ezilenlerin, Kürtlerin, kadınların, Alevilerin; demokrasi, eşitlik ve özgürlük taleplerinin taşıyıcısı olabilecek bu coğrafyadaki biricik partidir.
Seçmenlere son olarak neler söylemek istersiniz?
Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimiyle karşı karşıyayız. Otoriter, totaliter, özgürlüklere düşman bir rejim ile demokrasi arasında bir tercih yapacaklarını unutmamalarını ve HDP’nin temsil ettiği ezilenlerin bulunmadığı bir Meclis bileşiminin AKP ve Saray rejimine yarayacağını bir an bile aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor.