Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    İtalya Filistin için ayakta

    22 Eylül 2025

    Boyabat’ta Eti Bakır Madeni Projesine karşı çevre eylemi

    22 Eylül 2025

    Fırat Haber Ajansı’nın internet sitesine erişim engeli

    22 Eylül 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Apê Musa’nın kalemi: Zaman aşımına sığmayan bir cinayet

      20 Eylül 2025

      Şiddetin ödüllendirildiği bir düzen: Çocuk hakları nerede?

      20 Eylül 2025

      Demokrasi koridorda kaldı

      18 Eylül 2025

      Gençliğimizi çalanlardan hesap soracağız!

      15 Eylül 2025

      Dilin Gücü: “Engelli” mi, “özel gereksinimli” mi?

      15 Eylül 2025
    • Seçtiklerimiz

      Venezuela Komünist Partisi’nden Andrade: Anti-kapitalizm olmadan anti-emperyalizm olmaz

      21 Eylül 2025

      Çin yoksulluk tuzağından nasıl çıktı?

      21 Eylül 2025

      Dijitalleşmenin asıl karanlık yüzü: Nadir metaller savaşı

      18 Eylül 2025

      Yurtta grev, dünyada grev: Alpkan Birelma ile 2023 Uluslararası Grev Raporu üzerine

      17 Eylül 2025

      Zeytin katliamı kanuni olsa da gayrimeşrudur

      16 Eylül 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      Venezuela Komünist Partisi’nden Andrade: Anti-kapitalizm olmadan anti-emperyalizm olmaz

      21 Eylül 2025

      Deniz Can Aydın: Kürt halkının talepleri demokrasi ve devrim mücadelesiyle buluşturulmalıdır 

      21 Eylül 2025

      Zırhlı Tren: Gençlik, emekçi halkın demokratik haklar mücadelesinde sağlam bir müttefik olmalı

      20 Eylül 2025

      Hüseyin Mat: En kötü barış, en iyi savaştan iyidir

      19 Eylül 2025

      Nuray Sancar: Tek adam rejiminin yıkılması faşizmin geriletilmesinin ilk şartıdır

      18 Eylül 2025
    • Dosyalar
      • “Süreç” ve Sol
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Yargıçlar Sendikası Başkanı: Son KHK ‘partili yargı’yı pekiştirdi, yargıç karar alırken eli titriyor!

    Yargıçlar Sendikası Başkanı: Son KHK ‘partili yargı’yı pekiştirdi, yargıç karar alırken eli titriyor!

    Siyasi Haber29 Aralık 2017
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    696 sayılı KHK’nın iktidarın ‘partili yargı’ oluşturmaya dönük son hamlesi olduğunu söyleyen Yargıçlar Sendikası Başkanı Ayşe Sarısu Pehlivan, Yargı can çekişiyor, yargıç ve savcı vereceği kararlarda, önündeki dosyalarda eli titriyor” dedi.

    Yargıçlar Sendikası Başkanı Ayşe Sarısu Pehlivan, 24 Aralık'ta olağanüstü hâl (OHAL) kapsamında çıkarılan 696 sayılı kanun hükmünde kararnameyi (KHK) değerlendirdi. 696 sayılı KHK'nın iktidarın 'partili yargı' oluşturmaya dönük son hamlesi olduğunu söyleyen Pehlivan, Yargı can çekişiyor, yargıç ve savcı vereceği kararlarda, önündeki dosyalarda eli titriyor" dedi.


    Pehlivan, "İktidarın takibinde olan dosyalarda siyasi dosyalarda, kimi iktidarın istediği doğrultusunda karar vermekte hiç bir beis görmeyip, iktidar yargısı algısının pekişmesine çanak tutarken, kimileri ise içinde korku galip geliyor, hukuka uygun karar verip, siyasi iktidarın hedefine oturmamak için rapor alarak duruşmaya çıkmama yolunu kullanıyorlar" diye konuştu.


    Evrensel'den Çağrı Sarı'nın haberine göre 2010’da anayasa değişikliği yapılarak HSYK’nin yapısının değiştirilmesi ile başlayan yargı depreminin son KHK ile sürdüğüne işaret eden Pehlivan, “Bu düzenleme ile yargıda denetim altına alınacak bir genel kurul oluşturulmak mı isteniyor” sorusuna dikkat çekti.


    Yapılan düzenlemenin “partili yargı algısı”nı pekiştirdiğini söyleyen Pehlivan, adil yargılama yapmak isteyen yargı üyelerinin iktidar baskısı nedeniyle dosya almaktan korktuğunu, hatta rapor alarak duruşmalara katılmadığını söyledi. ‘Tek tip kıyafet’ için ise Ayşe Sarısu Pehlivan, mahkemeye getirilen sanığın masumiyet karinesinin yok edildiğini savundu. Tutukluların baştan suçlu olduğunun kabul edilmesinin yargılamayı yapanlar üzerinde de etkisi olacağına işaret eden Pehlivan, KHK’lerin iptal edilip OHAL’in derhal kaldırılması gerektiğini söyledi.


    Yargıçlar Sendikası Başkanı Ayşe Sarısu Pehlivan, kendisine yöneltilen soruları şöyle yanıtladı:


    696 sayılı KHK Yargıtay ve Danıştaya ilişkin önemli düzenlemelere yer aldı. Örneğin Yargıtaya 100 yeni üye atanacak. Bu durum, OHAL ile beraber iş yükünün artması ile ilişkilendiriliyor? Düzenleme neyi içeriyor? Neden böyle bir düzenleme yapıldı? 


    Son KHK ile Yargıtaya 100, Danıştaya 16 yeni üye kadrosu verildi. Aslında 16 ay kadar önce Yargıtayda 3 ceza, 3 de hukuk dairesi kapatılmıştı. Biliyorsunuzdur belki 2010’dan önce Yargıtay başkanının Yargıtaydaki iş yükü nedeniyle, üye sayısının arttırılması talebi, o zaman ki HSYK’nin yapısı ve üyeleri nedeniyle, seçilecek kişilerin siyasi iktidarın nüfuz edemeyeceği kişiler olacağı düşüncesiyle kabul görmemişti. 2010’da Anayasa değişikliği yapılarak HSYK’nin yapısının değiştirilmesi ile, 250 olan üye sayısı 387’ye, 2014 deki HSYK seçimi sonrasında da yine arttırılarak 516 ya çıkarıldı. 2016 da ‘cemaat tasfiyesi’ de denilerek 300’e indirildi, daha sonra istinaf mahkemelerinin faaliyete geçirilmesiyle istinaf mahkemelerinin güçlendirileceği, dolayısıyla bu sayının daha da düşürüleceği söylenirken, Yargıtay daire başkanlıkları ve Danıştay başkanının seçiminde Yargıtay Divanının, siyasi iktidarın, istediği kişilerin seçiminde direnç göstermesi nedeniyle, önce zemin oluşturmak için, başkanlar konuşturuldu ve iş yükünün çokluğundan bahsettirildi. Sonrasında da KHK ile üye sayısı artırıldı. Danıştayda, Yargıtaya göre oranlama yapıldığında daha fazla dosya temyiz incelemesine alınmışken, Danıştaya verilen kadro üye sayısı 16’da bırakıldı. Bu da kendi içinde çelişki barındırıyor. Yüksek yargı üyelerine tedavi ayrıcalığı da getirildi. 2006 yılında maaş iyileştirmeleri sırasında Yargıtay ve Danıştay üyelerinin yerel mahkemelerden çok farklı bir statüye kavuşturulmasına karşı çıkanların bir kısmı şimdi Yargıtay ve Danıştay üyesi . Bu konuda şimdi ne düşünüyorlar merak ediyoruz. Memnun mudurlar? Seslerini, sözlerini duymak istiyoruz . Kısacası yargıda deprem sürüyor 2010 ve devamındaki artçıları devam ediyor.


    Yargıtayda hukuk ve ceza genel kurullarında sabit üyelik getirilmektedir. Burada şunu açıklamak gerekir: Yerel mahkemeler verdikleri kararlarda direndikleri anda, bu kararın ve Yargıtayın kararının denetimini Yargıtay Genel Kurulu yapmaktadır. Burada sabit üyelik getirildiğinde bir fayda sağlamayacağı gibi, bilakis daireler ile genel kurul arasında iletişimi kopacaktır. Bu arada şeytanın avukatlığını yapmak gerekirse denetim altına alınacak bir genel kurul oluşturulmak mı isteniyor diye de sorulabilir. Açıkçası partili yargı algısı bu düzenleme ile pekiştirilmektedir.


    "Hukuk devleti ilkesindeki 'belirlilik' ilkesine aykırı"


    KHK’de en çok tartışılan maddelerden biri sivillere verilecek yargı muafiyeti yani 121. madde. Bu maddenin sokaklarda paramiliter güçler oluşturacağına dair endişeler ve uyarılar söz konusu. Üstelik maddenin yoruma açık olduğu da belirtiliyor. Ne diyorsunuz?


    Türk Ceza Kanunu’nda muadil düzenlemeler varken KHK ile çerçevesi çizilmeden 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünün bastırılmasına katılan herkesi kapsar şekilde kriminal, idari ve hukuki sorumsuzluk içeren yargı muafiyeti sağlayacak bir düzenlemeye gidilmesi hukuk devleti ilkesindeki hakim olan “belirlilik” ilkesine aykırıdır. Ayrıca bu konudaki düzenleme kamuoyunda iç çatışma potansiyeli taşıdığı tartışmalarını da ateşlemiştir. Genel af olarak değerlendirileceğine dair tartışmaları da beraberinde getirmiştir. İşte KHK’nin sakıncalarından birisi de budur, içeride hazırlanır, tartışılmaz, dolayısıyla farklı yorumlara yol açacak dil kullanıldığında da farklı yorumlar yapılacaktır.  


    "Tek tip ile masumiyet karinesi yok edilmiş olur"


    Tek tip mevzusu insan hakları boyutuyla epey tartışıldı. Adil yargılamayı nasıl etkiler? Siz de hakim olarak çeşitli eylemlerle karşılaşabilirsiniz… 


    Düşman ceza hukuku tanımlaması hukukçuların kullandığı ve sevmedikleri bir tanımdır. Evrensel hukuk açısından da kabul edilemez. Ancak  hak ve özgürlükler, insan hakları konusunda sınıfta kalmış bazı ülkelerde uygulanmaktadır. Bizde de uygulanmak istenmiş açlık grevleri yapılmış ve uygulanması durdurulmuştur. Toplumuna yabancılaşma, ötekileştirme iktidarın devamını sağlama, gücü kaybetmeme gibi çeşitli iç hesaplarla kolayca terörist suçlamasına maruz bırakılan  korkunun hakim kılındığı iklimde, bu uygulama insanı bir uygulama olmayıp adil yargılanma açısından çok ciddi bir geriye gidiş sağlar. Masumiyet karinesi yok edilmiş olur. Duruşmaya bu şekilde getirilen tutukluların baştan suçlu olduğunun kabul edilmesinin sağlanması hedeflenmiştir. Yargılamayı yapanlar üzerindeki etkisi de bu yönde olacaktır. Eğer biz çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak isteyen bir ülke olma isteğimizi sürdürüyorsak, Avrupa ülkeleri tarafından bu şekilde kabul edilmiş bir ülke olmak istiyorsak  Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin tek tip kıyafet uygulaması nedeniyle aleyhimize kararlar vereceğini de bilmemiz ve ihlal kararı verilmesine neden olacak düzenlemelerden vazgeçmemiz  gerekir. 


    "KHK’lar iptal edilsin"


    Şu ana kadar çıkan KHK’ler hep eleştiri konusuydu. Fakat, 696 sayılı KHK’ye çok büyük bir tepki var. Bu son KHK’yi nasıl okumak lazım?


    696 sayılı KHK’de, daha önceki KHK’lerde olduğu gibi olağanüstü hal ile ilgisi olmayan yasalarla düzenlemesi gereken konular tartışılmadan düzenlenmekte, parlamenter sistem devre dışı bırakılmaya çalışılmaktadır.  Dileğimiz, çocuklarımıza, eşit yurttaşların hukuk güvenliği içerisinde olacakları Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ve Anayasamızın güvencesinde bir gelecek bırakmaktır. Bunun için de olağan üstü hal uygulamasının derhal sonlandırılması, TBMM etkin bir şekilde devreye sokulması gerekmektedir.


    "Yargı karanlık odada kara kedi aramaya mahkum ediliyor"


    16 Nisan referandumuyla Anayasa’yı değiştirirken, tek adam rejimini inşa edeceği eleştirileri getiriliyordu. Uzun süredir yargı ‘siyasallaşıyor’ deniliyor kimi kararlarda bunun izlerini de görüyoruz. 16 Nisan’dan bu yana sizin gözlemleriniz neler?


    16 Nisan anayasa referandumundan önce sendikamızın kurumsal açıklaması ile sendika üyelerimizin bu konuda basında yer alan pek çok demeçleri vardı, tam da işaret ettiğimiz gibi yargının siyasallaştırılacağı endişesini taşıdığımızı söyledik. Ancak bu söylemlerimiz dikkate alınmadığı gibi, pek çoğumuz da soruşturmaya uğradık. Genel olarak toplumun her kesiminde yaşanılan her şey biz yargı mensuplarının da yaşadıklarıdır. Korkunun hakim olduğu bir iklimde çalışmaya devam ediyoruz . Kurumsal sorunların üzeri örtülmeye çalışıldıkça, sorunlar görmezden gelindikçe hiçbir sorun çözülemeyecektir. Hepimizin gözleri önünde gerçekleşmesine rağmen korkuyla veya sahip olduğu konforun bozulacağı endişesiyle 3 maymunu oynayan suskunluk içinde yaşayan sessiz bir çoğunluk olduğunu görüyoruz. İyiler ve kötülerin olduğunu biliyoruz. İyilik ve kötülüğü her dönemde gördük. Hiç bu kadar erdem yoksunu kötüleri görmedik. Erdem kötülerin ruhuna hitap etmez sadece iyileri yoklar. Kötüler aslında kötü olduklarını bilirler ancak bunu daha da kötü olmak için kullanırlar. Kötüler karanlık ve korku ikliminde kendilerini bekleyen sonları geciktirmek için sürekli olarak bu iklimin, bu iklimi sürdürmenin çaresini ararlar kötülüklerini kendilerine gösteren ayna tutanları kendileri gibi olmayanları suçlamaya devam ederler. Bunu yaparken de o döneme ait kullanışlı sözcükleri kullanırlar bunlar PKK’lı , Ergenekoncu , Balyozcu ve FETÖ’cü gibi sözcüklerdir. Bu sözcükleri ne kadar çok kullanırsak gerçek terörü de teröristi de gerçekten  tespit etmek ve cezalandırmak mümkün olamayacaktır. İşte yargı tam da bu ortamda karanlık odada kara kedi aramaya mahkum edilmektedir.


    Örneklendirebilir misiniz?


    Sokaktaki insanın dahi telefonla konuşurken “Dinleniyoruz, konuşmalarımıza dikkat edelim’’ gibi hezeyanlar yaşadığı, bu hezeyanların nihayetinde kısmen de olsa gerçekleştiği bir toplumdayız . Örneğin “cephe” sözcüğünü telefon konuşmasında kullandığı iddiası ile hakkında soruşturma açılan ve tutuklanan mühendis olduğunu okuduk. Cephenin inşaat mühendisliği terimi olması ve bir mühendisin bu sözcüğü kullanmasının doğal olmasına rağmen çok kolay bir şekilde ‘terörist’ damgası vurulabiliyor. Gerçek bir yargılamayla suçlu ve suçsuz ortaya çıkacaktır. Ama bu arada yaşadıklarınız ya da yaşayamadıklarınız bunlar telafi edilebilecek midir?


    Yargı üyeleri bir kararı alırken neler yaşıyor?


    Yargı can çekişiyor, yargıç ve savcı vereceği kararlarda, önündeki dosyalarda eli titriyor. İktidarın takibinde olan dosyalarda siyasi dosyalarda, kimi iktidarın istediği doğrultusunda karar vermekte hiç bir beis görmeyip, iktidar yargısı algısının pekişmesine çanak tutarken, kimileri ise içinde korku galip geliyor, hukuka uygun karar verip, siyasi iktidarın hedefine oturmamak için rapor alarak duruşmaya çıkmama yolunu kullanıyorlar.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    İtalya Filistin için ayakta

    22 Eylül 2025

    Boyabat’ta Eti Bakır Madeni Projesine karşı çevre eylemi

    22 Eylül 2025

    Mabel Matiz hakkında “Perperişan” şarkısı nedeniyle soruşturma başlatıldı

    22 Eylül 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Mehmet Murat Yıldırım

    Apê Musa’nın kalemi: Zaman aşımına sığmayan bir cinayet

    Elif Gamze Bozo

    Şiddetin ödüllendirildiği bir düzen: Çocuk hakları nerede?

    Ömer Bölüm

    Demokrasi koridorda kaldı

    Yunus Emre Özel

    Gençliğimizi çalanlardan hesap soracağız!

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Siyasi Haber

    Venezuela Komünist Partisi’nden Andrade: Anti-kapitalizm olmadan anti-emperyalizm olmaz

    Ümit Akçay

    Çin yoksulluk tuzağından nasıl çıktı?

    Siyasi Haber

    Dijitalleşmenin asıl karanlık yüzü: Nadir metaller savaşı

    Siyasi Haber

    Yurtta grev, dünyada grev: Alpkan Birelma ile 2023 Uluslararası Grev Raporu üzerine

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    Bakan Tekin özel sektör öğretmenlerini hedef aldı: “Sınavı kazanamadıkları için…”

    22 Eylül 2025

    Metal işçisi yoksullaşıyor

    14 Eylül 2025

    AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan TSE’deki grev 60 gün yasaklandı

    13 Eylül 2025
    KADIN

    Kadın avukata komşu tacizi: “Evimde yalnız kalmaya korkuyorum”

    14 Eylül 2025

    Ağustos ayında 28 kadın katledildi, 25 kadın şüpheli şekilde hayatını kaybetti

    6 Eylül 2025

    Eline, beline sahip çıkmayanlar itibardan olacaklar

    3 Eylül 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.