1995 yılının 12 Mart’ında İstanbul Gazi Mahallesi’nde kahvehane ve pastanelerin taranmasıyla başlayan ve farklı mahallelere de yayılarak 4 gün süren olaylarda 22 kişi ölmüş, 155 kişi yaralanmıştı. 25. Yılında 12 Mart Gazi Mahallesi olaylarının kronolojisi.
Olayların başlangıcı
12 Mart 1995 akşamı Gazi Mahallesi’nde içerisinde Alevilerin bulunduğu 3 kahvehane ve 1 pastane tarandı. Kahvehanelere yönelik saldırıda Alevi dedesi Halil Kaya öldürüldü, 5'i ağır 25 kişi yaralandı. Ateşin açıldığı taksi gasp edilmiş ve taksi şoförü öldürülmüştü. Taksi, iz bırakmamak için yakıldı. Failler yakalanamadı. Saldırının ardından mahallede protesto gösterileri başladı, Cemevi önünde toplanıldı.
Toplanan grupların polis karakoluna doğru yürüyüşe geçtiği sırada polisin silahlı müdahalesi başladı. Bu sırada Mehmet Gündüz adlı bir kişi hayatını kaybetti.
Askerin sevki ve sokağa çıkma yasağı
13 Mart günü gösteriler sırasında 15 kişinin hayatını kaybetmesiyle valilik, üç mahallede sokağa çıkma yasağı ilan etti.
14 Mart günü çatışmaların devam etmesiyle polisin ardından mahalleye askeri ekipler de sevk edildi.
Gelişen olaylar neticesinde Cemevi’nde bir komite oluşturuldu. Cemevi’nde kurulan komitenin 4 talebi bulunmaktaydı:
Cenazelerin verilmesi
Sokağa çıkma yasağının son bulması
Gözaltıların serbest bırakılması
Asker ve polisin bölgeden ayrılması
Talepler Hükümet tarafından reddedildi, güvenlik güçlerinin kurulan barikatlara müdahalesi devam etti.
Gelişen olaylar sırasında Özlem Tunç’un öldü sanılarak çöp kutusuna atılması ve yaralı bedeninin tekmelenmesi, yaşananlara ilişkin kamuoyu hafızasında yer edinen en önemli görüntülerden biri oldu.
22 ölü 155 yaralı
15 Mart günü, Gazi’de yaşananların Ümraniye 1 Mayıs Mahallesi’ndeki protestosu ve müdahaleler esnasında da 5 kişi öldürüldü. Toplam can kaybı 22'ye yükseldi, en az 155 kişi yaralandı. Gözaltı sayısı ise binlerle ifade ediliyordu.
Olaylar, cenazelerin teslim edilmesi ve sokağa çıkma yasağının kaldırılmasıyla sonlandı.
Dava süreci
Gaziosmanpaşa Savcılığı’nın olayla ilgili fezlekesiyle Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığı, 20 polis hakkında “müdafaa ve zaruret sınırını aşarak faili belli olmayacak şekilde adam öldürmek” iddiasıyla dava açtı.
Eyüp Ağır Ceza Mahkemesi, davanın güvenlik gerekçesiyle başka bir şehre naklini istedi ve dava Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
Polislerin hedef gözeterek ateş ettiklerine dair fotoğraflar ile ölenlerden 7'sinin polis kurşunuyla hayatını kaybettiğini belirten Adli Tıp Kurumu otopsi raporları mahkeme heyetine sunuldu. Müdahil avukatların, dönemin yetkililerinin tanık olarak dinlenmesi talepleri reddedildi. Yargılama 5 yıl sürdü.
Davada yargılanan 20 polisten 18'i beraat ederken; Adem Albayrak ve Mehmet Metin Gündoğdu’ya toplam 4 yıl 32 ay hapis cezası verildi.
Mağdur ailelerin AHİM’e yaptığı başvuru kabul edilerek, Türkiye toplam 510 bin avro ödemeye mahkum edildi.